?>
EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ SİSTEMSZİLİK!
Milli Eğitim Bakanı sayın Yusuf Tekin’in göreve gelişi üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bakan gelir gelmez ayağının
tozuyla öğretmen atamalarında mülakatın yüzde elli orana sahip olacağını söyledi. Buna toplumun her kesiminden tepki geldi.
Toplumda kutuplaşmanın zirve yaptığı, halkın adeta bir karpuz gibi ikiye bölündüğü günümüzde mülakat sisteminin hakkıyla
yapılacağına inanmak çok zor. Keşke hakkıyla yapılsa da sadece fazla soru yaptığı için sınıf hakimiyeti olmayan, öğrenci veli
öğretmen ilişkileri zayıf olan öğretmenler yerine toplumsal rollerinin farkında olan kendini yetiştirmiş akademik ve sosyal yönü
güçlü öğretmenler atansa. Şimdilik mülakatın yapılıp yapılmayacağı muamma. Bakan bir diğer söyleminde öğretmenlerin beyaz
önlük giymeye teşvik edileceğini söyledi. Eğitim sistemindeki sorunlar dağ gibi karşımızda dururken beyaz önlükle eğitimin
kalitesinin artmayacağını sokaktaki normal vatandaş bile bilir. Bakan son olarak müfredat sisteminin değişeceğini derslerin
sadeleştirileceğini söyledi. Sayın bakan yenilenen müfredatın önce aralık sonunda kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi. Aralık
sonunda bir şey açıklanmadı. Sonra Şubat ortalarına ötelendi müfredatın açıklanma tarihi. Mart ayına geldik kamuoyu
paylaşılmasa da Talim Terbiye Kurulu sitesinde yenilenen müfredat ders paylaşıldı.
Doğru olan, sistemde ya da müfredatta yapılan bu tarz köklü değişimlerin öğretim yılının ortasında değil, yaz aylarında
yapılmasıdır bence. Yeni müfredat programında sanata, spora, felsefeye önem verileceği söylenmişti ama ben bir değişiklik
göremedim. Talim Terbiye kurulu sitesinden müfredatı ders bazında incelediğimde bazı konuların kaldırıldığını bazı ünitelerin
yerlerinin ya da sınıf düzeylerinin değiştiğini gördüm. Mesela Coğrafya dersinde bazı konular kaldırılmış bazı konular 9. Sınıftan
10. Sınıfa bazıları 10. Sınıftan 11. Sınıfa alınmış ama ders saatlerinde bir değişim yok yine bu ders 11 ve 12. Sınıflarda seçmeli
olarak okutulacak. Yeni müfredatta sanata ne kadar yer verilecek çok merak ediyorum. Sanat yaşamımızı güzelleştirir, spor vücut
felsefe zihin zindeliğini sağlar.
Öğrenci gözüyle baktığımızda bazı derslerin müfredatta yer almasından çok daha önemli olan LGS ve YKS sınavlarında
sorulmasıdır. Bu yapılmadığı sürece müfredat programlarını ne kadar değiştirirsek değiştirelim öğrencilerin ilgisini çekmeyecektir
maalesef. Çünkü sınav odaklı bir eğitim sistemimizde öğrencinin gözünde “Sınavlarda çok soru sorulan Matematik ve Türkçe gibi
dersler önemli, az soru sorulan ya da hiç sorulmayan dersler eklenmesi. Önemli noktalardan bir diğeri ise müfredata sürekli yeni
seçmeli dersler konulacağından söz ediliyor olması. Peki bu dersleri kim verecek, bunun alt yapısı var mı? Örneğin Yapay Zekâ
dersini kim anlatacak? Eğitimci Abbas Güçlü’ nün X üzerinde yaptığı bir ankette, katılımcıların yüzde 92’si, şu an uygulanmakta
olan 4+4+4’te sıcak bakmıyor ve bu sistemin değişmesini istiyor. 2012 yılında 8 yıllık zorunlu temel eğitmen vazgeçip 4+4+4’e
geçtik zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldı. Peki bu işe yaradı mı? Acilen sınav odaklı eğitim sisteminden, yaşam odaklı eğitim
sistemine geçilmeli. Okul sadece sınava değil yaşama da hazırlamalı.
Sözün özü eğitim sistemindeki sorunlar saymakla bitmiyor, Kamu olsun özel olsun öğretmenler mutlu değil. Eğitim sistemini
her gelen bakanın değişiklik yaptığı bir sistem olmaktan çıkarılıp ideolojik sayıtlardan ayrılmış toplumun birinci önceliği haline
getirmek asli görevlerimizdir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI