Geçen aylarda gazeteci-yazar! Nagehan alçının yazısını okumuştum. Sayın Alçı yazısında diyor ki; pandemi döneminde öğretmenler ve öğrenciler rahata alıştı. Bu yazıya çok üzüldüm. Tamamen mesnetsiz hiçbir geçerliliği olmayan hiçbir dayanağı olmayan öğretmenler üzerinden prim yapmak için yazılmış popülist bir yazı gibi geldi bana. Alçı durur mu geçen günlerde yine bir yazısında Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’ a okulların 5 gün açılması için ‘yalvarıyorum size bakanım okulları 5 gün açın’ diye seslendi. Birçok sektör gibi pandemiden eğitim camiası da olumsuz etkilendi öğretmen anne baba online dersteyken balkondan düşüp hayatını kaybeden 3 yaşındaki izi çocuğunun haberlerini okuduk içimiz yandı, yine geçen günlerde korona virüse yakalanarak hayatını kaybeden öğretmenimizin haberi ile sarsıldık hayatını kaybeden onlarca sağlıkçıya 30 bin vatandaşımıza üzüldüğümüz gibi. Salgın henüz kontrol altına alınmamışken öğretmenlerin aşılanması tamamlanmamışken Nagehan Alçı’nın bakana bu şekilde seslenmesi acaba çocukları için mi okulların açılmasını istiyor yoksa gerçekten kaybolan bir nesli mi düşünüyor diye kendi kendime sordum. Bu arada okulların açılmasını istemeyen yoktur herhalde? Öyle bir algı da oluşmasın. Sadece doğru zamanda açılsın, açılıp tekrar kapanmasın, bir açılsın bir daha kapanmasın istiyoruz.
1 yıldır başımızda olan salgın sürecinde 900'ün üzerinde özel okul kapandı peki ne oldu buradaki öğretmenler? Bu okullarda çalışan (her okulda ortalama 50-60 öğretmen olsa) yaklaşık 5000-6000 öğretmen işsiz kalmış oldu, severek yaptıkları mesleklerini yapamaz oldular. Kamu da çalışan öğretmenlerimiz yine online derslerine giriyorlar saati yok sabah da olabiliyor ders akşam da dersler dersin yanında öğrencilerin motivasyonunu ve moralini yükseltmek onları diri tutmak için canı gönülden çalışıyor onlara da rehberlik ediyor öğretmenler. Hal böyleyken öğretmenleri çalışmıyor olarak lanse etmek toplum nezdinde kabul görmeyecek çok yanlış bir düşüncedir. Acilen tüm öğretmenlerden ve öğrencilerden özür dilemeye davet ediyorum Nagehan alçıyı. Bir konuya daha değinmek istiyorum yeri gelmişken: Toplumda şöyle bir yanlış anlaşılma var sanki bu pandemi dönemi tatilmiş gibi bir algı oluşuyor. Hayır tatil değil öğretmenler derslerini yapıyorlar yine okulda olduğu gibi online derslerini yapıyorlar yine aynı saatte 20 saat dersi varsa o ders saatine giriyorlar. Hatta online sürecin kendine göre daha da zorlukları var. Öğretmenler online süreçte online ders anlatmak için ihtiyaçları olan tabletleri, bilgisayarları kendileri temin etmek zorunda kaldılar. İnterneti kendileri temin etmek zorunda kaldılar. Öğrenci ile yüz yüze eğitimdeki gibi göz teması kurmadan yine o dönemdeki gibi çalıştılar çalışıyorlar.
Yine bu dönemde özel sektörde çalışan sayıları yüzbinleri geçen öğretmenler kısa çalışma ödeneği mağduru oldu. Yani maaşlarının bir kısmını devlet tarafından ödendi bir kısmının ise kurumları tarafından ödendi. Bazı kurumlar bu dönemde velilerden ücret toplayamadıkları için öğretmene ödemesi gereken ücreti maalesef ödeyemediler. Öğretmenler sadece devlet tarafından verilen asgari ücretten daha az olan kısa çalışma ödeneği ile geçinmek zorunda kaldılar. Bu insanlar ev geçindiriyorlar. Bu insanların çocukları var, bu insanların ihtiyaçları var, bu insanların kirası var… Bunları hiç araştırdınız mı ya da bu konulara yazınızda hiç değindiniz mi sayın Nagehan Alçı? Zahmet edip bir tane öğretmene online süresinde yaşanan zorlukları sordunuz mu? Evet yüz yüze eğitim online eğitim kadar verimli olmuyor bunu hangi öğretmene sorarsanız hangi öğrenciye sorarsanız söylerdi size, ama zahmet buyurup bir öğretmenle iletişime geçerek sorunları dinlediniz mi? Eğer öğretmeni arayıp da yüz yüze eğitimde ne tarz sorunlar ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz diye sorma zahmetinde bulunsaydınız sorularınıza cevap bulurdunuz ve eminim bu tarz söylemleri kaleme almazdınız sayın Nagehan Alçı.
Hal böyleyken bu tarz söylemlerde bulunmanız sizi toplum nezdinde 1 milyon milli eğitimi öğretmeni ve bir milyona yakın özel sektör öğretmenin ve ailelerinin nezdinde küçük düşürmüş ve size karşı bir antipati oluşmasına neden olmuştur.Öğretmenler üzerinden yapmaya çalıştığınız prim tutmamıştır. Öğretmenler toplumun aynalarıdır gözbebeğidir, öğretmenler yeni nesilleri yetiştiren kahramanlardır.1 yılı aşkın süredir yüz yüze eğitimin yapılmadığı ya da yarı zamanlı yapıldığı bu dönemde öğretmenlerin kıymetinin de anlaşılması gerektiğini düşünüyorum ve Nagehan Alçı’yı tekrar tüm öğretmen ve öğrencilerden özür dilemeye davet ediyorum.