?>

ESKİ SABAHLIĞIN EFENDİSİ İDİK!

Merve Tanrıöver

4 yıl önce

 “Araba kredimin son taksitini görmeden ölmem inşallah,öde öde bitmiyor” Vatandaşın aylık geliri beş bin altındaki araba üç yüz elli bin!“Faizler düşmese halimiz harap.Bankalardan tatil,ev eşyası,okul taksiti için aldığım kredi borçlarını ödeyemezsem her şeyime haciz gelecek…” Vatandaşın aylık geliri üç bin!“Evimiz zamana göre küçük,daha büyüğüne taşınmalıyız(3+1) dedi hanım ve bankadan yüklü kredi çekerek çok daha büyüğünü aldık.Haliyle perde,mobilya falanda değişti.Bu kadar yüklü borcun altından nasıl kalkacağım??”Vatandaşın aylık geliri beş bin!“Cep telefonumun modelini yükseltmem lazım.Elime yakışmıyor. Herkeste var bende niye yok…”Vatandaşın geliri asgari ücret!!!Ayaklar artık yorgana kısa geldiğinden,cepte olmayan paralarla boyundan çok büyük borçlanıldığından günümüz insanı virüslerden çok stresten,bunalımlardan ölüyor.İşte size eskilerden güzel bir örnek;DİDEROT ETKİSİ BİZİ ÇOKTAN VURMUŞ!18. yüzyıl aydınlanma çağı düşünürlerinden Fransız yazar ve filozof Denis Diderot’ın yaşadıkları sonrası literatüre giren ‘Diderot Etkisi’ tüketim çılgınlığı ve savurganlığın fakirleşmeye nasıl sebep olduğunu anlatıyor.Günümüz Türkiye’sinin zorlu ekonomik şartları için de güzel bir örnek oluşturan bu kavramın hikayesini okuyunca ‘neden fakirleşiyoruz’ sorusunun cevabını daha iyi anlayacaksınız…Fransız yazar ve filozof Denis Diderot’nun borç içinde olduğunu duyan Rus imparatoriçesi Büyük Katerina Diderot’nun kütüphanesini satın alıp 25 yıllık maaşını da peşin ödeyerek onu zor durumdan kurtarır.Maddi durumu düzelen Diderot’a bir arkadaşı çok şık bir kadife sabahlık hediye eder.Giydiği yeni sabahlığın verdiği keyifle çalışma masasına oturan Diderot bu eski masanın yeni ve gösterişli sabahlığına hiç uymadığını fark eder.Aldığı yüklü miktar paranın verdiği rahatlıkla yeni bir çalışma masası alır. Ancak bu kez yerdeki eski halı sabahlığına ve masasına yakışmamaktadır. Yeni bir halı alır.Bu şekilde eski resimlerini, koltuğunu, duvar halısını, sandalyelerini derken evindeki her şeyi tamamen yeniler. Sonunda bütün parası biter ve yine borçlanır.Ancak o zaman aklı başına gelir ve kendisini nasıl bir tüketim çılgınlığına kaptırdığını anlattığı “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” adlı bir yazı yazar.Bilinçli bir alışveriş düşüncesiyle yapılmayan ve ihtiyaç olmadığı halde alınan şeyleri açıklayan bu tüketim sarmalından bahseden ilk kişi olduğu için anlattığı kavrama “Diderot Etkisi” denmektedir.Diderot tüm bu yaşadıklarının sonunda şöyle der: “Eski sabahlığımın efendisi idim, yeni sabahlığımın kölesi oldum.”GÜNÜN SÖZÜKüçük harcamalardan sakının ufak bir delik koskoca gemiyi batırmaya yeter. Benjamin FranklinTEBESSÜMOlay, komünizm zamanı Rusya’da geçiyor. Komünist partiye girmek isteyen adayla mülâkat yapılıyor. Parti komiseri ilk soruyu soruyor: “Yoldaş, diyelim ki iki tane yazlık köşkün var.Bunlarla ne yapardın?” Aday hiç düşünmeden cevaplıyor: “Birisini partiye bağışlardım.”Mülâkatı yapan komiser hemen aday değerlendirme formundaki “olumlu” hanesine bir “tik” atıyor. Arkasından ikinci soru geliyor: “Yoldaş, diyelim ki iki Mercedes araban var. Bunlarla ne yapardın?” Aday yine düşünmeden, hemen cevaplıyor “Birisini partiye bağışlardım.” Komiser “olumlu” hanesine bir “tik” daha atıyor. “Yoldaş, diyelim ki iki palton var. Bunlarla ne yapardın?” Önceki iki soruya hiç düşünmeden cevap veren adayı bir düşünce alıyor. Sonra da mırıldanıyor “Bu, adil bir soru değil.”**Forsalarla hareket ettirilen bir gemi. Forsaların başı, kaptanla yaptığı görüşme sonunda aşağı inip forsalara seslenmiş. “Size biri iyi, biri kötü haberim var” demiş. “İyi haberim şu: Öğle yemeğinde size şarap ve biftek vereceğiz.” Bunu duyan forsalar “Hurra” deyip sevinçlerini göstermişler. Forsaların başı “Kötü haberi de söyleyeyim. Yemekten sonra kaptan su kayağı yapmak istiyor.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI