?>

Finansal Piyasalardaki Gelişmeler

Prof.Dr.Berna BALCI İZGİ

4 yıl önce

OECD’nin Türkiye raporu yayınlandı. Rapora göre salgın ikinci dalga ile gidecek olursa 2020 yılı için gsyih (gayri safi yurt içi hasıla)’daki yüzde değişim %-8,1 olarak tahmin edilmiş. Yine aynı dönem için işsizlik %16,3  olarak tahmin edilmiş. Yıllık ortalamalara göre tüfe (tüketici fiyat endeksi) ise %10,3 olarak tahmin edilmiş. 2021 yılı için ise gsyih’da %2’lik bir büyüme ve tüfe’de %8,6 gibi bir öngörü var.  **Merkez Bankası (TCMB) 23 Eylül’de politika faizini  (1 hafta vadeli repo faizi) %10,25’e yükseltti. Böylelikle Temmuz 2018’den bu yana TCMB’nin ilk defa faiz artırımına gittiği söylendi. Ancak uzun süredir uygulanmayan %8,25 seviyesindeki politika faizi uzun süredir aktif değildi ve Merkez Bankası 11 Eylül’den itibaren bankalara ortalama %10,3’ten borç veriyor idi. Dolayısıyla buna tam olarak parasal sıkılaştırma denilmesi biraz güç. Enflasyonun ise  %11,8 seviyelerinde yılı kapatması bekleniyor. Bu nedenle bu değişikliğin nedeni, enflasyonist beklentideki  artış ve bunun gerisinde yatan TL’deki değer kaybının yarattığı algıyı değiştirme amacını  taşımaktadır. Zira kurdaki artışın devamlı olması enflasyonu da yukarıda tuttuğu için borçlanma maliyeti de artmış oluyor. Sonuçta bugün dolar/TL’deki gerileme de bu savımızı destekler niteliktedir.Bunun yanısıra BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) swap, forward gibi türev işlemlerin limitini %1’den %10’a arttırdı. Bu gelişme,  Merkez Bankası kararı ile birlikte piyasalara moral olabilecek olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Kuşkusuz bütün bunların gerisinde dolarizasyonun yarattığı belirsizlik ülke ekonomisine zarar veriyor. ABD’de Kasım seçimlerine endekslenen gündem ise ekonomik olarak çok da parlak görünmüyor. ABD’de FED’in şirketler için açtığı teşvik imkanlarının yeterince kullanılmadığı ve seri iflaslar  beklentisi olduğu söyleniyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI