GARA’ da 6 yıldır zalimin elinde tutsak alınan 13 şehidimizin PKK tarafından infaz edilmesi milletçe canımızı bir başka yaktı.Bu tarifsiz acının üzerine söylenebilecek tek söz,PKK’nın kökünün kurutulup şehitlerimizin intikamlarının bir an önce alınması,kanlarının yerde kalmamasıdır.
Birlik ve beraberliğe ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu belki de her zamankinden daha çok hissetmekteyiz.Lafı,sözü,kavgayı bir tarafa bırakıp,iktidarı ile muhalefeti ile herkesin birlik altında toplanmasının,hırslardan sıyrılıp bütünlüğün korunmasının zamanıdır.
GARA’ da uzun zamandır tutsak olup sonunda şahadet şerbetini içen kahramanlarımızın mekanları cennet,ruhları şad olsun.
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Gara'da 13 vatandaşımızın terör örgütü PKK tarafından şehit edilmesine ilişkin mesajın da, "Evlatlarımıza ve ailelerine çektirdiklerinin hesabı soruldu, sorulacak. Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu Millet ve Şehitlerimiz yüzümüze tükürsün..." kararlığının arkasında milletçe tek yürek destek olmalıyız.Böyle büyük bir acıda hala şuursuzluğundan ödün vermeyen;
Tepkilerin yoğunluğu karşısında korkudan, formaliteden kınama açıklaması yapan HDP ve sevicileri,
” Eğer bu saldırıdan PKK’nın sorumlu olduğunu teyit edilirse, en sert şekilde kınayacağız” diye şartlı şurtlu Türk hükümetine güvensizlik gösteren sözde müttefik özde düşman ABD ve yandaşları,
Her daim haddini bilmeyen Doğu Perinçek’in şimdi de şehitlerimize dil uzatarak “13 kişi öldü diye ulusal yas ilan edilmez” diyerek ekranlarda sırıtması,
TV ekranlarının,kanalların bir günlüğüne bile olsa şehitlerimizin ruhlarına hürmeten yayınlarında,eğlencelerine ara verilmemesi,
Sosyal medyada halen canını feda eden vatan evlatlarının “şehitti, değildi” polemiklerine malzeme yapılması,Kendi bir vatandaşları için kıyametleri koparan ama söz konusu bizim insanımız olduğunu başını kuma gömen tüm dünya ülkeleri…
GARA şehitlerimizin veballeri üzerinizde olsun.Sizler de gara yerin dibine girin…
GÜNÜN SÖZÜ
Aslan pusuya düşünce nasıl kurtulacağını değil; öcünü nasıl alacağını düşünür.
ATAMIZDAN ANILAR
Sakarya Meydan Savaşı Türk Orduları'nın zaferi ile sona ermiş, Gazi Ankara'ya dönmektedir. Yirmi gün geceli gündüzlü büyük bir endişe ve karamsarlık içinde yaşayan Ankaralılar, düşmanı yenen ordunun başkomutanına törenli bir karşılama düzenlemişlerdir. Ankara garından başlayarak şehre doğru yolun iki yakasında sıra ile dizilen hükümet ve meclis üyeleri, memurlar, öğrenciler, esnaf ve halk, gazi geçtikçe alkış tutup arkasına katılarak büyük bir alay halinde ilerlemektedirler.Meclis binasının önüne gelindiğinde Gazi alayın başında bulunanların yukarıya doğru yol almakta olduğunu fark etmişti.Meğer bu tören şöyle düzenlenmiş: ''cemaat'' halinde Hacı Bayram Veli'nin türbesine gidilecek, onun ''yüksek maneviyatının yardımıyla'' kazanılan bu büyük zafer için orada dua edilecek, sonra Meclis'e dönülerek nutuklar okunacaktır. Gazi: ''Öyle şey olmaz, yurt toprağını karış karış kanını akıtarak ve canını vererek savunan Mehmetçiğin hakkını ben evliyalara kaptırmam! '' deyip doğruca meclis binasına sapar. Atatürk yıllar sonra bu olayı anlatırken sözüne şunları da eklemiştir: ''Kimileri benim bu davranışıma kamunun inancını inciten yersiz bir davranış gözüyle bakmış olabilirler; ama ben, hele yurdun savunmasında, güvenilecek gücün evliyaların, yatırların ''maneviyatı'' olmayacağını hatırlatmayı artık zorunlu bulmuştum.''