Et fiyatları el yakıyor.Üstüne birde etin yanında tüketilen sebzelerin bile fiyatlarının el yakması insanların beslenme alışkanlıklarının değişmesine, başka arayışlara yönelmeye mecbur etti.Özellikle ailelerin gittikçe artan ekonomik sıkıntıları ilk başta mutfak alışkanlıklarını da etkiledi.Hani evinde gizliden etin en babalarını yiyip de diş arasındaki eti temizlemeden sosyetik çevrelerde sözde ben herkeslerden özelim algısı yaratma adına “ben et yemiyorum vejetaryenim” diye hava atanlar vardır ya. Eskiden sinir olurdum böyle tiplere ama oluşturdukları yapay algı bir nebze olsun dar gelirlinin bahanesi olabilir.
Bütçem yok,pahalı alamıyorum demek yerine, ben artık sevmiyorum, bıraktım demek daha mantıklı. Artık öyle balkonlarda komşulara kokuta kokuta mangal yelleme dönemleri bitti.Devir hesap devri artık.
Sadece et değil hayvansal ürünlerin genelinde yumurta ,süt , peynir,yoğurtta korona fırsatçılarının yüzünden neredeyse lüks tüketim malları kategorisini girecekken en iyisi toptan hepsini reddedip topyekün “vegan” olalım.Eskiden veganlık bana tamamen fazla havailik, ukalalık gibi gelirdi;
”Bizim işyeri çalışanlarımızın tamamı vegan..”
“Biz sağlıklı beslenmek için veganlığa evet dedik..”
Meğerse fakirlikten gelen,yokluğun farklı yönlerden değişik bir ifade biçimiymiş de bilememişiz.Öyleyse şimdi ne yapıyoruz; Yok et pahalı alamadım. Şarbon çıkmış yiyemedim. Yumurtayı, sütü uygun bulup ta içemedim demek yerine “Ben artık VEGAN oldum” diyoruz.Şimdi Felaketi Fırsata Çevirme ZamanıŞanlı Urfa’ya gidenler bilirler.Özellikle yaz dönemlerinde kahvaltılık olarak fırına tepside biber,domates,patlıcan gönderilir.Akşamını da ek olarak patates yaptırılır.Yanına alınan pide ekmekle de zevkle yenilir.Öyle peynir, yumurta,zeytin akıllara gelmez. Adına da “tepsi verdik fırına” denilir.Şimdi tamda bu pahalılıkta şöyle afili, hatta komplekslileri için yabancı isimlerle lokantalar açmak zamanı. Bir iki sosyetik güzeli davet edipte sosyal medyada bol bol reklam da yaptıktan sonra,çöp şişte sebzeler,ızgaralar, bol yeşillikler…oh mis..gelsin paracıklar.
**
Hani evde hayvan besleme modası var ya.Neredeyse her ünlü beslediği sevimli hayvancıklarla hikayelerini paylaşıp ne kadar sevgi dolu merhametli olduklarını ispatlamaya çalışıyorlar.İşte sizde bu modadan faydalanabilirsiniz.Pazardan aldığınız civcivleri evde besleyip,büyüterek ne kadar hayvan sever olduğunuzu gösterebilirsiniz.Büyüdüğünde ise yumurtası çocuklara,etini de ev halkına sunarak aile ekonomisine katkıda bulunabilirsiniz.Balkonda da artık öyle begonya,aslan pençesi,sarmaşık gibi boş beleş bitkiler yetiştirme modası geçti.Onun yerine domates,biber,yeşillik hatta limon yetiştirme zamanı.Soran olursa da cevap hazır; yeni trend bu.
GÜNÜN SÖZÜ
Menfaat karşısında küçülenlerden, büyük yetişmez.Falih Rıfkı Atay
TEBESSÜM
Dönemin Amerika, İngiltere ve Türkiye Başbakanları bir araya gelmiş ve toplantı sonunda basının sorularını yanıtlıyorlarmış. Gazeteci sormuş:- Ülkenizde 4 kişilik bir aile ne kadar gelirle rahat bir hayat sürebilir, siz onlara ne kadar ödüyorsunuz? Amerika başkanı: - Amerika da 4 kişilik bir aile 5000 dolar ile rahat bir yaşam sürebilir. Biz onlara 6500 dolar ödüyoruz geri kalan 1500 doları ne yaparlar bilmiyorum. İngiltere Başbakanı: - İngiltere de aynı aile 4000 pound ile rahat yaşar. Biz 5000 veriyoruz. 1000 pound nereye gidiyor bilmiyoruz. Türkiye Başbakanı:, - Türkiye de aynı ailenin açlık sınırı 800 milyon TL’ dir. Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz, geriye kalan 500 milyon TL yi nereden buluyorlar, biz de anlamış değiliz.