?>

GIDA KRİZİ KAPIMIZDA

Fatih Gözüaçık

2 yıl önce

Türkiye içeride ve dışarıda ekonomik ve siyasi  bir sürü sorunla boğuşurken şimdi tüm dünyayı saran gıda krizinin etkilerini yaşamakta. Dünyayı bekleyen en büyük tehlikelerin iklim değişikliği, çevre sorunları, susuzluk, artan nüfusa kaynakların yetersiz kalması gibi çevresel ama insan kaynaklı sorunlar olduğundan daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu yazımda tüm dünyayı etkileyen gıda krizinin ülkemiz üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim.

    Rusya ve Ukrayna savaşı dünyada özellikle çevre ülkelerde  gıdanın özellikle de tahıl grubu gıdaları yetiştirmenin bu gıdalara ulaşımın ne kadar hayati öneme sahip olduğunu gözler önüne serdi. En son bu savaşta buğday tedarğinde yaşanan aksaklıkların ülkemiz başta olmak üzere Avrupa ülkelrini hatta tüm dünyayı nasıl olumsuz etkilediğine şahit olduk. Gerçi bu tehlikenin sinyalleri salgın döneminde verilmişti. Olaya daha genel bir bakış açısı ile baktığımızda iklim krizi dünyanın tarım konusunda neler yapabileceğini gözler önüne seriyor Dünya çapında gıda fiyatları sıradışı bir şekilde artış gösterdi. Düşünün bazı illerimizde ekmek 5 TL’den satılmaya başladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım fonunun fiyat endeksinde gıda fiyatları son yuılların en yüksek seviyesine ulaştı.  Önümüzdeki yıllarda bu artışın artarak devam edeceği düşünülmekte. Acaba Malthus’un tezinde haklı mı çıktı? Malthus 1700’lü yıllarda dünya nüfusunun bu hızla artmaya devam etmesi durumunda yakın zamanda gıdaya ulaşımın zorlaşacağı ve dünyanın bazı alanlarında gıdaya ulaşmada büyük sorunlar yaşanacağını söylemekteydi yaklaşık 200 yıl önce. Günümüzde dünyada bir gıda krizinin yaşandığı aşikar peki bu duruma sadece Rusya ve Ukrayna araşındaki savaş mı neden oluyor? Tabiki hayır artan nüfus, iklim değişikliği, bazı yerlerde yaşanan ekstremhava olayları gıda üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Ama Rusya Ukrayn aarasında yaşanan savaşın küresel çapta gıde fiyatları üzerinde etkili olduğu da yadınamaz bir gerçek. Çünkü bu iki ülke dünya buğday üretiminde ilk 10 ülke içerisinde hatta Rusya dünyanın en büyük buğday ihracatçısı. Peki bu durumun ülkemiz üzerine etkileri nasıl? Türkiye ithal ettiği buğdayın yaklaşık yüzde 87’sini Ukrayna ve Rusya’dan almakta. Bu iki ülke arasında yapılan savaşta Türkiye’nin denge politikası zilemesi Rusya’dan buğday ihracatında bir sorun oluşturmamış gibi görülse de Ukrayna’da buğday üretilen merkezlerin Rusya kontrolünde olamsı, Buğday’ın dış piyasaya çıkarılamsında kullanılan limanların kontrolünün Rusya’nın elinde olması buğday tedariği konusunda ülkemizi etkilemiştir. Burada asıl sorulması gereken soru şu bence; Buğday yaklaşık 10 bin yıl önce ilk kez Anadolu yarımadasında Diyarbakır çevresinde üretilmişken; ilkim, toprak yapısı buğday için çok elverişliyken nasıl olduda biz buğdayda dışa bağımlı hale geldik? Bu sadece nüfusun artışıyla açıklanacak bir olgu değil. Uygulanan yanlış tarım politikaları, çiftçilere verilen desteklerin az olması, topraklarımızın çoraklaşması… say say bitmez. Sadece buğdayda değil diğer ürünlerde de dışa bağımlı bir ülke olduk, 40 bin km2’lik Hollanda yılda 100 milyar dolardan fazla tarım ihracatı yapıyorsa tarımda dünyanın ikinci ülkesi haline geliyorsa bu bilim sayesinde teknoloji sayesinde, tarımın desteklenmesi sayesinde oluyor. Bize ise onlarca hektar arazisi olan bir çiftçi üretmek yerine fabrikada asgari ücretle çalışıyor. Çünkü buna mecbur bırakılıyor maalesef.

          Tüm  dünyada tarımın öneminin anlaşıldığı son yıllarda yaşanan gelişmelerden umarım Türkiye olarak gerekli dersleri çıkarmışıszıdır. Gıda en önemli fizyolojik ihtiyaçlardan sayılır ve gıdaya ulaşım herşeyden önce bir insani durumdur. Tarım topraklarının başka amaçlar için kullanılmadığı, çiftçiliğin saygın bir meslek olduğu tarımda kendi kendine yeten hatta ürettiklerinin fazlasını ihraç eden bir Türkiye dileğiyle. Unutmayalım geleceğimiz tarımda…

YAZARIN DİĞER YAZILARI