Bu haftanın değerlendirmesine başlarken aklıma Nazım Hikmet’in ‘Bugün Pazar’ adlı şiiri geldi. “Bugün pazar.Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzününBu kadar benden uzakBu kadar maviBu kadar geniş olduğuna şaşarakKımıldamadan durdum.Sonra saygıyla toprağa oturdum,Dayadım sırtımı duvara.Bu anda ne düşmek dalgalara,Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.Toprak, güneş ve ben…Bahtiyarım…”Nazım kadar karamsar bir tablo çizmek istemesemde, şöyle gamsız, kedersiz, güneşin, gökyüzünün mavisinin tadını çıkartmayalı sizce de çok olmadı mı? Koronadan genç, yaşlı kaybettiğimiz insanlarımızın acısı, ekonomik darboğaz, geçim sorunu,kendi iç dünyamızdaki sorunlar vs. Kısaca zor zamanlardan geçiyoruz. Şimdi gelelim gündeme.KORONAYLA MÜCADELEDE HEPİMİZ HATALIYIZÜlkemizde ilk vakanın görülmesiyle bugüne dek tam 7 ay geçti.Koronavirüsle mücadelede en ağır tablolardan birini Gaziantep olarak biz yaşadık. Haftalarca vaka sayısında ilk 5’i bırakmadık. Bugün vaka sayılarında olmasa da ağır hasta sayısında ve yoğun bakım doluluk oranında yine ilk sıralardayız. Pandemiyle mücadele de hükümet politikalarını da eleştirebiliriz ama biz vatandaşlar olarak hiç hata yapmıyoruz dersek yanılırız. Bakın, test sonucu pozitif çıkan binlerce insanın bu hafta dışarıda, çarşıda, pazarda gezdiğine dair duyumlar aldım. Bu zihniyetle, kul hakkını hiçe sayarak, hafif geçiriyoruz diye virüsü hafife alarak bu mücadeleden zaferle çıkamayız. Filyasyon ekibine ben artık suç bulmuyorum. Kısıtlı personel ve kısıtlı imkanlarla her gün binli rakamlara yakın yeni filyasyon sayısını takip etmek hiç kolay değil. Lütfen kendimize gelelim, maskeye, mesefeye dikkat edelim. Kaçak, göçek kınalardan, düğünlerden vazgeçelim.BİZ ESKİDEN HUZUR ŞEHRİYDİKEvet, biz eskiden huzur kentiydik. Henüz bu kadar sanayimiz büyümemişti, şehir genişlememişti ama kendi kendimize yeterdik. Asayiş olayları yok denecek kadar az olurdu, baklava,fıstık bu kadar ulaşılamayacak birşey değildi. Adımızı her yerde duyuran bir Gaziantepspor’umuz vardı. Gaziantep her yerde misafirperver bir hoşgörü şehri olarak anılırdı. Şimdi ne yazık ki, her hafta bir trafik magandası, kadına şiddet, intihar, hırsızlık olayıyla anılır hale geldik, duyarlı insanların şehri Gaziantep maske cezasını en çok yiyen kent olarak anılır oldu. Bu bir emniyet zaafı değil, başta Cengiz Zeybek müdürümüz olmak üzere tüm teşkilat çok güzel işlere imza atıyor. Fakat bu kontrolsüz büyüme üzgünüm bu şehrin kimyasını ve kimliğini bozdu.Artık intihar haberleri, kadına şiddet haberleri, trafik magandalarının gösterdiği şiddet haberlerini duymak, görmek istemiyoruz.HAVA KUVVETLERİMİZ ADETA BÜYÜLEDİGeleneksel hale gelen Teknofest bilim ve teknoloji festivali bu yıl Gaziantep’teydi. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın da ziyaret ettiği ve 4 gün süren festivalde,Solotürk, Türk Yıldızları, Jandarma, EGM, SGK’nın akrobasi ve gösteri timleri kent semalarında Gaziantep’lilere unutulmaz anlar yaşattı. Bu haftanın en güzel gelişmesi bence buydu. Dosta güven, düşmana korku salan hava kuvvetlerimize teşekkür ediyor, savunma sanayinde her geçen gün büyüyen ülkemizi gıptayla seyrediyoruz.GAZİANTEP FK’YA SAHİP ÇIKALIMŞehrimizin futboldaki tek temsilcisi Gaziantep FK maalesef sezona kötü başladı. Gerek kulüp başkanı Mehmet Büyükekşi’nin bırakma sinyalleri, teknik direktör Sumudica’nın olumsu açıklamaları, pandeminin yarattığı olumsuz etki takımın üzerinde kara bulutlar dönmesine neden oldu. Biz Gaziantepspor’un yok oluşunu yavaş yavaş içimizi acıta acıta izledik. Gaziantep FK’nın da aynı talihsizliklere yaşamasına müsade edemeyiz, etmemeliyiz. Bir şehir tüm değerleriyle vardır. Bir an önce takımın sıkıntılarından kurtularak yeniden üst sıralara ve Avrupa hedeflerine oynamasını diliyorum. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.