?>

Gül , nihayet konuşuyor amma..

Merve Tanrıöver

9 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı döneminde her ne kadar tarafsız bir görüntü sergilemeye çalışsa da, AKP’nin her önergesini çevirmeden imza atan, toplumsal olaylarda sessizliğini koruyan, sembolik olmaktan kurtulamayan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, nedense biraz ürkerek de olsa artık sesini çıkarmaya başladı.

Önce köşkten ayrılırken Sayın Hayrünnisa Gül dayanamayarak sert bir çıkış yaptı. Ardından da cumhurbaşkanı danışmanı sansasyonel bir kitap yazdı. Tüm bu artçı çıkışlarla nabız yoklayan sayın Gül, artık cesaretini iyiden iyiye toplamış olacak ki, AKP’lilerin ve ustanın hışmına uğrayacağını bilmesine rağmen dış politikayı eleştirecek cesareti nihayetinde kendisinde buldu. Tabi yol arkadaşının ağır sözlerinden de kurtulamadı ama, olsun bir yerden başlamalı artık diyerek , Ya Allah Bismillah diyerek varlığını ilan etti.

Suruç saldırısında da ilk açıklamaları yapanların başında gelip “işte bizde tam bunları söylemek istedik” diyerek sonsuz cesaretini komu oyuna göstermiş oldu.Birde” İstanbul’ da lüks bir ofis tuttum, orada üç dönemcilerle, küskünlerle görüşmeler yapıyorum.Ben siyaseti bırakmadım, bilakis merkezindeyim ” deme cesaretini bir gösterebilse..

Az kaldı, ha gayret..Sonra kim tutar Battal Gazi’yi..

Keşke;

“Torba Yasa” adı altında bölücülere ayrımcılıkların olduğu, toplumu ciddi anlamda rahatsız eden maddeleri doğru dürüst inceleyip itiraz edecek yüreği bulabilseydi.

Başbakan’ nın halkı geren fevri çıkışlarında, sessiz kalıp yanında duracağına, fren görevi alabilseydi.

Gezi olayları dallanıp budaklanıp can kaybetme noktasına gelmeden, cumhurbaşkanı olarak halkın arasına karışıp onları dinleyerek olayları tatlıya bağlayabilseydi.

Cumhurbaşkanlığı köşkünün adını kendi dönemlerinde lüks tadilatlarla değil de, belli günlerle halk günü ilan ederek kucaklaşma, dert dinleme ile ansalardı, bugün ki durumları daha inandırıcı olabilirdi.

Başbakanın, Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına kızarak salonu terk ederken “hadi Abdullah kalk gidiyoruz” çıkışında kendisine peşi sıra iştirak edeceğine ”ben cumhurbaşkanıyım, ben de oturacağım sende otur” cesaretini gösterebilseydi , günün ve bugünün cesur yüreği,kahramanı olarak tarihe adını yazdırmış olacaktı.

Şimdi inceden inceden, ürkerek de olsa konuşmanın, kendine zemin aramanın artık kime ne faydası olabilir? Sayın Gül düşünsünler bakalım.

Rahmetli Demirel’in dedikleri gibi ”Dün dündür; bugün bugündür”

GÜNÜN SÖZÜ

GEÇTİ BOLU’NUN PAZARI,SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE’YE.

ATASÖZÜ

TEBESSÜM

Adamın biri hayvanat bahçesine gitmiş.Bakmış ki bütün hayvanlar kahkahalarla gülüyor, eşek ise yan gelmiş yatıyor. Adam bir anlam verememiş. Merakından ertesi gün tekrar gitmiş, bu seferde bütün hayvanlar yatıyor eşek kahkahalarla gülüyor. Hayvanat bahçesi müdürüne sormuş :– Dün bütün hayvanlar gülerken eşek yatıyordu, bugün ise bütün hayvanlar yatarken eşek gülüyor bu ne biçim iştir ne oluyor… Müdür :– Sormayın beyefendi dün zürafa bir espri yaptı eşek ancak bugün anladı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI