“Başarmak inanmanın yarısıdır”
Millet olarak 2 Kasım sabahına beklenilenin aksine büyük umutlarla, heyecanlarla, huzurla gülümseyerek uyanıyoruz.
7 Haziran seçimlerinden sonra geçen süre boyunca üzerimize aylarca kara bulutlar yağdırıldı.Bitti denilen terör örgütleri tüm şiddetiyle sahneye çıktı. Bombalar patlatıldı. Askerimiz, polisimiz, sivil vatandaşlarımız katledildi. Analar hiç bir dönem ağlamadığı kadar ağlatıldı. Ama yinede bu millet gururla, sükunet ile kenetlenerek ayakta kalmayı başardı.
Korku algısı yaratılmak istenildi. Canlı bomba anonsları, AVM’ lere gitmeyin uyarıları, merkezlerdeki bitmek bilmeyen ihbarlara rağmen vatandaş yine de sakindi.Hayatından ödün vermedi. Korku algısına mağlup olmadı. İstenilen etkiyi yaratmadı.
Siyasi istikrarsızlık hep yaşanılanların vebali olarak gösterilmek istenildi. 400 vekil olsaydı bunlar yaşanmayacaktı, denildi.“Hayır” diyenler nedeni sorgulanmadan günah keçisi ilan edildi. Kimileri samimiyetsizlikle, kimileri de yalancılıkla suçlandı. Ama yinede istenilen infial bir türlü yakalanamadı.
CİA, MOSSARD ortak yapımı Fuat Avni rumuzlu bir hayalet,( tersten okunulduğunda FUAT AVNİ tersi TAUF İVNA; MOSSARD TÜRKİYE MASASI ŞEFİ) devlet zirvelerini dinleyip her mahremimizi afişe edip hem milletçe acziyetimizi göstermek babında bizlerle akıl oyunları oynamaya kalkarken, hem de bilinçli bir şekil de kaosa sürükleme planları da hava da kaldı. İnternet fenomeni Bahattin kadar bile karizması olmadı.
Bu seçimin tek dikkat çeken neşeli yarışı, asgari ücret tutarlarında yaşandı. Hatta iktidar partisi bile bu yalan rüzgarına kapılıp bir an için 13 yıldır iktidarda olduğunu unutarak muhalefetle beraber ücret yarışına girdi.Neredeyse iki binleri görecek olan ücret yarışında liderler öylesine kendilerini kaptırmışlardı ki çok şükür seçim günü gelip çattı da durabildiler. Asgari ücretle çalışan vatandaş ise bu komediye sadece gülmekle yetindi.
Değil 6 güne, 16 güne de çıkarılsaydı tatil yapma heveslileri, müdavimleri bu dönem bananecilikten kurtulup vatandaş olduğu bilincine varıp uyanma yaşayarak oy kullanma telaşına düştü. Bu seçimin sloganı ise” bir oyumdan bir şey çıkmaz değil bir oydan çok şey çıkar” oldu.
Şimdi de 2 Kasım sonrası oyunları hazırlanıyor.Hatta istikrar çıkmazsa oluşturulacak kaos planları bile ufaktan duyurulmaya başlandı bile. Lakin; ABD’ yi kuran Yahudi ailesinin lideri Rockefeller’in anılarında bile itiraf ettiği gibi, her ülke üzerine oynadıkları oyunlar tıkır tıkır işlerken,nedense kusursuz olarak gördükleri Türkiye ile ilgili olanlarda hep bir aksama hep bir sapma yaşanıyor.Planlar ne kadar mükemmel ve kusursuz olsa da dünyanın bilmediği bir şey var ki,bu milleti ve güzel ülkeyi bölmeye yıkmaya hiç kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir de..
Hep birlikte tek yürekten inanıyoruz ki; “HER ŞEY GÜZEL OLACAK!”
GÜNÜN SÖZÜ
İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır. (Hz. Ömer)
TEBESSÜM
Nasır Başkan olduğunda, Başkan Yardımcılığı'na günün birinde kendisine rakip çıkmasın diye ondan daha az zeki birini yardımcı yapmak istedi. Enver Sedat'ı buldu. Enver Sedat da Başkan olduğunda Nasır'la aynı gerekçeyle kendisine yardımcı olarak Hüsnü Mübarek'i seçti. Hüsnü Mübarek' de kendisine aynı gerekçeyle yardımcı aradı ama istenilen ölçülerde birisini bulamadığı içinde yardımcısız yönetti. Clinton bir gün Mübarek'i ziyaret etmiş. - "Ya, Başkan" demiş, "size çok özeniyorum. Bizde seçim sonuçları günlerce belli olamayabiliyor. He türlü teknolojiyi kullanıyoruz ama bir türlü bu işi beceremiyoruz. Sizde ne güzel, sonuçlar sandığın kapanmasından birkaç saat sonra belli oluyor. Nasıl yapıyorsunuz bunu? Sizinkiler gelip bizim seçimler için de çalışsa ya" demiş. -"Hay hay" diyen Mübarek ekibini ABD seçimlerine göndermiş. Seçimler yapılmış. Birkaç saat sonra Mısırlı seçim uzmanları sonucu açıklamışlar: ABD’de ki seçimleri Yüzde 90 ile Hüsnü Mübarek kazandı.