?>

İLLA EDEP İLLA EDEP!

Merve Tanrıöver

6 yıl önce

Biz ne zaman konuşmayı,adabı,büyüklere saygıyı,küçüklere sevgiyi ,komşulara eşe dosta nezaket etmeyi unuttuk,bilemiyorum.Ama  dizilerin kontrolünde, ailelerin değil soysal medyanın eğittiği,bizleri  derinden sarsacak öyle bir nesil geliyor ki!!!Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş. Allah,kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. "Kapıyı ört, ya da sırla" denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edeptenmiş.“Lambayı söndür” demezlermiş. Allah,kimsenin ışığını söndürmesin. "Lambayı dinlerdir" derlermiş. Lamba yakılmaz, uyandırılırmış.Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağırılmazmış. "Agâh ol eren ol" derlermiş. Nezaket, incelik, edep her işin başı imiş de ondan... Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.... Hanımlar beylerine "Efendi" derlermiş, "siz" derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş.Beylerde hanımlarına "Hanım" diye seslenir hürmet ve iltifatta  ihtimam gösterirlermiş. Küçükler büyüklerin yanında sesini asla yükseltmez büyüklerde küçüklere saygıyla davranmaya özen gösterirlerdi.Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için adı "Karınca basmaz Efendi” ye çıkan insanlar varmış.Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edeptenmiş. Misafir girilen ev bereketli sayılır,ikramda her türlü özen gösterilirmiş.Eğer bir eve uzun bir zaman misafir gelmemişse üzüntü duyulur akabinde de derhal kapı kapı dolaşılıp davet edilirmiş.Kapı eşiğindeki misafirlere ait ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş. "Git bir daha gelme!" der gibi değil de. "Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsa" dercesine dizilirmiş. Çocuklar evin neşesi ve bereketi sayılır her türlü adabı maaşeret kuralları özenle öğretilir büyükler gibi saygıyla iltifat görürlermiş..Çocuk eğitimi için her zaman, zamanın üstatlarından eğitim ve destekler alınırmış.Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış.Saflıkta meleklerle yarışılınırmış.“Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler,Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler." Şimdi ise biz edebi özledik,saygıyı özledik,nezaketi özledik.Adam gibi adam olanları özledik. Söylemeye dilim varmıyor ama bizden sonra gelecek nesiller günümüzü incelemeye kalkarlarsa vay halimize...GÜNÜN SÖZÜEhl_i diller arasında kıldım talepHer hüner makbul imiş,illa edep illa edep..Yunus EmreTEBESSÜMKarşıyaka mezarlığına gitmek isteyen biri, Demet evler dolmuşuna binmiş. Dolmuş mezarlığa varmadan başka bir caddeye sapınca, yolcu telaş içinde,-Siz mezarlıktan geçmiyor musunuz? Diye sormuş.Dolmuşçu kesin bir dille:-Hayır kardeşim, bizim yolumuz mezarlıktan geçmez, demiş.Orada bulunan bir imam görüntülü biri hemen lafa girmiş. “İnsanın nefesi sayılıdır, nefes bittiğinde her insanın yolu mezarlıktan geçer” demiş.Bir başkası ona laf yetiştirmiş.-.Ben bahçıvanım kardeşim. Ne nefesi? İnsanda armut gibidir. En olgunları toprağa en erken düşer, demiş.Saçı sakalı birbirine karışmış genç başını kitaptan kaldırıp, “ Boşa konuşmayın beyler Montaigne der ki, “Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı ortadan kaldırır.”Dolmuşçu tartışmadan rahatsız olup arabayı durdurmuş.- Ben de dolmuşcuyum. Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık. Sadece müsait bir yerde indirdik. Sizin için müsait yer burası. İnin, aşağıda tartışın! demiş.

YAZARIN DİĞER YAZILARI