Diyanet İşleri Başkanı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Edirne'de Roman ailelerin yoğunlukla yaşadığı Yıldırım Mahallesi'nde Kuran kursuna ziyaret edip, gençlerle bir araya geldi. Erbaş, "Camiler, Kuran kursları bütün bunlar aslında bizi daha iyi kul olmaya, daha iyi insan olmaya yönelten, yönlendiren vasıtalardır. İbadetler vasıta aslında, yani amaç değil araçtır. Namazı niye kılıyoruz? Daha iyi Müslüman olabilmek için. Namaz insanı bütün kötülüklerden alıkoyar. Namaz kılmaya başlayan insan alkol kullanıyorsa alkol kullanmaktan vazgeçer. Namaz kılan insan haram işler mi? Bakınız ayetin mucizesi burada. İbadetler insanı kötülüklerden uzaklaştırıyor" dedi.
Diyanet İşleri Başkanının ayetin mucizesini anlatmazdan iki gün evvel biz de mucizeler yaşıyorduk. Bunlardan biri İmamın mucizesi.
Manisa’da bir imam öğle namazından sonra camiye Suriyeli bir kadını almış. Vatandaş uyanık tabi, hemen polise haber ediyor. Ekipler camiyi basıyor.
İlginç olan da bu.
Önceden fuhuş ihbarları otellere yapılırdı. Şimdi ise camilere, cemaat evlerine yapılıyor.Neyse..Tam 40 dakikalık mücadeleden sonra imam bey kendi rızası ile caminin kapısını açıyor. Kadınla ikisi ifade veriyor:-Temizlik yapıyorduk.-Heee.. Her yeri tertemiz ettik. Bu mucizelerden sadece biriydi. Tarihimiz boyunca “camide fuhuş” mucizesini ilk kez yaşadığımızı sanıyorum. Bu döneme denk gelmesi ise tesadüf değil, epey emek verildi.Gelelim diğer mucizeye;İsmail Devrim ismindeki bir vatandaş çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etti.Çocuk okulun belirlediği pantolonu giymediği için okuldan kovuluyor. Babanın cebinde parası yok, alamıyor. Gurur meselesi yapıyor, kendine yediremiyor ve intiharı çözüm olarak görüp oğluyla bile vedalaşmadan dünyayı terk ediyor.Mucizeler işte bundan sonra gerçekleşiyor.Mucize 1- Valilik yalanlamasıMucize 2- Olayı protesto etmek için toplananlara polisin müdahale ettiğine dair mucize.Mucize 3- Haberi yapan gazeteci gözaltına alınıyor…Yahu yeter, daha fazla mucizeyi kaldıracak halimiz yok derken, bir mucize daha:Diriliş Ertuğrul dizisinin şeyisi Engin Altan Düzyatan “Gerekirse kemer sıkarız” diyor.İşte mucize bu ya, kendisinin yaşadığı dönemde kemer yok,kendi ve kendisi gibi olanlar kemersiz geziyorlar.Dümdüz yatan herkes kemerden rahatsız olur. Yani kemeri sıkmak gerekmiyor onlar için, hatta daha rahat dümdüz uzanmaları için iyice gevşetmeleri şart.Ben yazıyı bağlarken, dümdüz yatanlar için son uyarımı da yapayım:
“TEMİZLİK KEMERLERİNİZİ GEVŞETMEYİ UNUTMAYIN”
Alimallah, kemer sağlam durursa “camide fuhuş var” ihbarlı mucizeler yaşanmayabilir.
İsmail Devrim, kemeri sağlam olanların diğer ismidir.