Kadın huzurdur, mutluluktur, şefkat ve merhamet kahramanları ve gelecek nesillerin temel unsurudur.
8 Mart Dünya kadınlar günü olsada yılda bir defa değil kadının değeri her zaman bilinmelidir.
Kadın demek ; Gelecek nesillerin yetişmesi ilerlemesi çoğalması ğelişmesi demek, kadın demek toplumları ayakta tutan yapı taşı demektir.
Kadına verilen değer özümüze verilen değerdir. Bizleri karnında dokuz ay taşıyan off bile demeden dünyaya getiren büyüten karşılıksız sevendir.
İslamiyet’ten önce kadının hiç bir değeri yoktu.
Cahiliye devrinde Araplar, kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı, kadınlar savaş sonunda herhangi bir eşya gibi, kendisinden çeşitli yollarla yararlanılan bir ganimet kabul edilirdi.
İslamiyetten önce Kadınlığın iffeti hayası unutulmuş ve insanların gözünde hiçbir değeri kalmamıştı. Aslında kadın, erkeklerin zevk ve eğlencelerinde bir eşya ve bir nesne olarak vasıflandırılıyordu.
Kendilerini küçük düşürür şeref ve itibarları yok olur inancıyla kız çocuklarını öldürüyorlar diri diri toprağa gömüyorlardı.
Allah(c.c.) Kuran'da bu toplumların, kız çocuklarını değersiz görerek doğar doğmaz, diri diri toprağa gömdüklerini bildirmektedir:
"Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9)
"Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir.
Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?" (Nahl Suresi, 58-59)
İslamiyet geldikten sonra kadın, erkek, çocuk, genç, yetişkin ve yaşlı kim olursa olsun, hiçbir cins, renk, yaş ve statü farkı gözetilmeksizin hepsi aynı öneme değere sahip oldu.
Kadın erkek, ayrı ayrı fizyolojik ve psikolojik özelliklere sahiptir.
Allah Rasülü : “İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittirler” diyerek eşitlik ilân etti.
Kızların öldürülmesine son verdi.
Hz. Aişe validemiz, fıkıh dersleri vermiştir.
Hz. Nesibe, Uhut’ta su kabını bırakıp, yerdeki kılıcı alarak peygamberi korumaya çalışmıştır.
İslam kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir.
Evli ise erkeği, evli değilse babası, babası da yoksa, en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamaya mükelleftir
İslamiyet’te geçim yükü erkek ve kadın arasında paylaştırılmamıştır.
Bir erkek, hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde çalışmaya zorlayamaz.
Kadın isterse ve erkek de razı olursa, kadın kendine uygun bir işte çalışabilir.
Kadın demek, aile ocağında temel eğitimi veren ilk öğretmen ve çocuğun terbiyesi, yetişmesi, her yönden gelişmesi, daha küçük yaşta iken güzel alışkanlıklar kazanması ve faydalı bilgilerle donatılmasında kadının yani annenin rolü çok büyüktür.
Zira, çocuğu nesli asıl yetiştiren ve terbiye eden bizzat annedir. Kadın kırılırsa bozulursa gelecek nesillerde ahlaken bozulur.
Bu sebeble kadınlar edebin hayanın ahlakın eğitimin, nesillerin yapıt taşıdır temelidir Kadın anne olarak, eş olarak, kız evladı olarak yanı başımızda her daim bulunan ailemizin en önemli ferdi, aynı zamanda hayatın zorluklarını paylaştığımız kişilerdir.
Analarımızın bacılarımızın kısaca kadınlarımızın Kıymetini bilip, kıymet görebilmek temennisi ile
Selam ve Dua ile Kalın