?>

KAĞIT EVLER!

Merve Tanrıöver

4 yıl önce

"Yıkın efendiler yıkın.

Ultra rant uğruna şişirip sattığınız evlerde, kullandığınız kalitesiz malzemeler yüzünden insanları mağdur ediyorsunuz ya!Yiyin efendiler yiyin.

Bedelinin yüz misline sattığınız binalar gün gelip kimlerin vebali olacaktır.! Siz kendinizi çok kurnaz sanıyorsunuz ya!”

Gaziantep’te yaşamak İstanbul gibi gözde ve pahalı bir metropolde yaşamaktan çok daha zor olmaya başladı.Kendilerine doğunun Paris’i yakıştırmasını reva gören bu güzide şehirde pahalılık adına ne ararsanız mevcut.

Türkiye’nin sadece İstanbul şehrinde görebileceğiniz lüks araç çeşidini sadece  Gaziantep’te görmek mümkün olur.Gastronomi unvanı aldıktan sonra dürümünden baklavasına yeme içme sektöründeki fiyatlarda  fahiş artışlar oldu.Komşu illerde kaliteli baklavanın kilosu 60 TL’den satılırken,baklavanın başkentinde 100 TL’nin altında bulmak imkansız.

Giyim,mobilya,ev eşyası…gibi sektörlerde de durum diğerlerinden farksız değil.Kira,personel giderleri gibi masraflar tüketicinin cebine pahalılık olarak yansımakta.O yüzden   orta gelirlilerin çoğunluğu daha uygun olan çevre illerde alışverişe yönelmeye mecbur kalmakta.

İnşaat sektörünün altın çağını yaşadığı bu dönemde her bölgeden binalar yükselirken fiyatlarda önlemez şekilde artış gösterdi.Kasabından arabacısına herkeslerin müteahhitliğe soyunduğu bu dönem pahalılığın yanında kalitesizliği beraberinde getirdi.

Bir dünya paraya satılan allı pullu evler,daha ilk yıllarında su sızmaları,fayans çatlamaları,kabaran boyalar…gibi sorunlar, tüketiciyi zor durumda bırakıyor.

Biraz sert esen bir rüzgarda evlerin çatıları uçuyor,balkonları çöküyor.Oysa bundan önceki rüzgarlarda elektrik direklerimiz yıkılıyordu.Bir üst şiddetlisinde ise çatılar tepemize uçuyor. Olası orta şiddette bir depremde halimiz nice olur,düşünmek bile istemiyorum.

Denetimler neye göre ya da kime göre yapılıyor bilemeyiz ama çoğunluğunu inşaat sahiplerinin oluşturduğu belediye meclislerini, zahmet olmazsa insan hayatına mal olacak çarpık çurpuk yapılaşmaya bir el atmaları,bizzat denetleme kurullarında görev almaları yönünde göreve davet ediyoruz.

Bir ayda hızla yükselen,rant kaygılarının tavan yaptığı,ömür boyu kredisini ödemek zorunda kaldığımız çürük çarık binalar mezarlarımız olmasın.. 

GÜNÜN SÖZÜ

Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir.

TEBESSÜM

Hicaz’a giden köylü, dönüşte köyün ağasına iki armağan getirmiş:Bir teneke zemzem, bir kefen.
Bunları ağanın evine götürdüğü sıra ağa uyuyormuş.Kâhyası:-“Böyle şey olur mu? Bu nasıl armağan?” derken ağa uyanmış.-“Ne oluyor yahu? Ne bu gürültü?”Kâhya:
-“Ağam”, demiş,-“Bak bu herif sana Hicaz’dan kefenle zemzem getirmiş. Ölür müsün, öldürür müsün?”**

Bir Fransız, bir Amerikalı, bir Alman ve bir Türk, deniz kazası sonucunda ıssız bir adaya düşmüşlerdi. Bir hafta sonra konuşmaya başladılar.
 Fransız:
– “Ben yokken, şimdi sevgilim kaç kez evime gelmiş, beni çok merak etmiştir.”Amerikalı:
– “Ben yokken, bütün medya gelmiş, beni arıyordur.”
Alman:
– “Ben yokken, patronum, yeni projeler için mutlaka beni aramıştır.”
Türk:
– “Ben yokken, kim bilir ne zamlar, ne vergiler gelmiştir.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI