Eğitim sistemimizin maalesef her gün bir çığı ortaya çıkıyor. Millî Eğitim bakanlığınca denetimmekanizmalarının yeterince işletilmemesi sonucunda son zamanlarda hayalet okul denilen bir kavram ortayaçıktı. Peki nedir bu hayalet okul? Bugünkü yazımda eğitim sistemimizin yüz karaları hayalet okullardanbahsedeceğim. Türkiye’de tüm sınıf kademelerinde 20 milyona yakın okuyan öğrenci bulunmakta buna mezunolup herhangi bir üniversiteye yerleşemeyen öğrencileri de katarsak bu sayı 25 milyona kadar çıkıyor. Tabi budurum öğrenciyi müşteri olarak gören sermaye sahiplerinin iştahını kabartıyor. Eğitim sektörüne yabancı olaninşaatçı, aktivist, fabrikatör çeşitli meslek kurumlarından iş insanları özel okul açmaya başladı. Bu durumberaberinde bir dizi sorunu getirdi. Özel okulların devlet tarafından teşvik edilmesi ve sınav merkezli eğitimanlayışı maalesef hayalet okulların doğmasına neden oldu. İşini doğru yapan okullara teşekkürü borç bilerekonları tenzih ederek söylüyorum ama bazı özel öğretim kurumları anlaşmalı özel okullara öğrenci kaydettirerekonları yüksek notla mezun ediyor, öğrenciden aldıkları ücretin bir kısmını özel diploma verme yetkisi olan özelokula veriyorlar. Bazı butik okullar ise bunu tamamen ticarete çevirmişler ne yazık ki. Butik bir özel okuldaçalışan bir öğretmenin bana anlattığına göre sınıf 24 kişi görünmesine rağmen derse gelen öğrenci sayısı 3 çünküdiğer öğrenciler sadece diploma almak için okula kaydolmuşlar. Yani isimleri var ama kendileri yok. Buöğrencilerin yazılı notları haliyle öğretmenler tarafından doldurularak sisteme 100 olarak giriliyor.Bu durum ulu önder M. Kemal’ in dediği gibi amacı aklı hür vicdanı hür bireyler yetiştirmek olan ve işinilayıkıyla yapan okulları da rahatsız etmekte. Peki biz bu noktaya nasıl geldik, bu çarpık sistem nasıl düzelecek?Serbest piyasa ekonomisinde ve bu sınav sisteminde özel eğitim kurslarının açılması anlaşılabilir. Ama özelokulların bu denli çoğalması ve özel okullarda not şişirme devamsızlıkları görmezden gelme gibi mevzuata aykırıuygulamalar eğitimde fırsat eşitliğine ne kadar katkı sağlıyor meçhul. Durumu şu şekilde özetleyebiliriz aslında;Özel okuldaki bir öğrenci şişirilmiş notlarla orta öğretim puanı yüksek olarak sınava giriyor. Diyelim ki resmiokulda okuyan bir öğrenci ile özel okulda okuyan bir öğrenci sınavda aynı neti yaptılar. Orta öğretim başarıpuanı muhtemelen özel okul öğrencisinin daha fazla olacaktır. Bu durum özel okullarda okuyan öğrencileri resmîokullarda okuyan öğrencilerden daha avantajlı duruma getirecektir. Bazı resmi okulda okuyan öğrencilerde sırforta öğretim puanı için hayalet okullara kayıtlarını yaptırmaktadırlar. Bu durum şehir ayrımı yapmadan tümülkede geçerli. Bazı özel öğretim kursları bunu çok yaygın şekilde yapıyor. İşin garip tarafı Millî Eğitim Bakanlığıtarafından da bu durum destekleniyor ya da göz yumuluyor. Belki de bu durum bakanlığında işine geliyor.Sadece bu kadar da değil. 11’inci sınıftan başlayarak öğrenciler açık liseye yönlendiriliyor. İdareler böyle yaparakokuldaki öğrenci sayısını azaltmaya çalışıyor. Tamamen sınav odaklı yaklaşımın ürünü. Halbuki okul sadece dersverilen bir yer değil. Aynı zamanda öğrenciler için bir sosyalleşme alanı da. Böyle yaparak öğrencinin elinden buimkânını alıyorlar.Ülke genelinde 4 bine yakın özel lisede yaklaşık 550 bin öğrenci eğitim almakta. Buna özel öğretim kurslarıdahil değil. Özellikle 2014 yılında çıkarılan dershane yasası sonrasında özel liselerin sayısında olağanüstü bir artışgerçekleşti. Dershanelerin birçoğu temel liseye dönüştü ki bir apartman binasından nasıl okul olur yorumu sizyapın. Bu durumda özel okulların devlet tarafından desteklenmesinin de etkisi büyük tabi. Her köşe başında birokul her reklam panosunda bir okul reklamı görür olduk. Temel liselerin de kapatılması ile apartmandairelerinde liseler ortaya çıktı. Yasal olarak dershane ve etüt merkezi açmak yasak. Ancak özel öğretim kurslarıve gelişim kursları adı altında açılan kurumlarda LGS ve YKS hazırlık kursları yapılıyor buna itirazımız yok açılsıntabi ki çünkü bu Millî Eğitim Bakanlığının sınav odaklı politikalarının bir ürünü. Ama her şeyin yasalara uygunyapılması geleceğimizin teminatı çocuklarımızın ticari kaygı uğruna harcanmaması gerekmez mi? Özelliklekampüsü, bahçesi olmayan liselerin neredeyse tamamı sadece sınava hazırlık eğitimi veriyor. MEB in öğretimprogramları bu kurumlarda dikkate alınmıyor. Bu kurumlarda çalışan öğretmenlere baskı yapılarak çocuklarınnot ortalamalarının yükseltilmesi isteniyor ki bu tarz kurumlarda 100’den aşağı not alan nadir öğrenci vardır.Yazılı sınavlarda çocuklara cevap anahtarı veriliyor. Denetim yetersiz, gerçi Milli Eğitim de şube müdürlerinin,oku müdürlerinin, müfettişlerin gizli ortak olduğu kurumlarda nasıl bir denetimden bahsedilebilir ki? Bu tarzkurumlar ülkenin geleceğine adeta dinamit koyuyorlar. Umarım bu işin önüne geçecek yasal düzenlemeleryapılır yaptırımlar artar.