Çocuğun birisi berbere girince berber tıraş ettiği müşterisine der ki; "şu içeri giren çocuk var ya dünyanın en salak insanı izle şimdi" ani bir el hareketiyle çocuğu yanına çağırır.Bir elinde 1 TL diğer elinde 5 TL çocuğa uzatarak "hangisini istiyorsun" der çocuk da 1 TL'yi alıp çıkar.Adam müşterisine dönerek "gördün mü, hiç değişmez bu tam bir aptal" der.Daha sonra müşterisi tıraşını olup dışarı çıktığında 100 metre ileride dondurma yiyen çocukla karşılaşır.Çocuğa neden 5 TL yerine 1 TL aldın diye sorar çocuk da dondurmasını yalayarak adama cevap verir:BEN O 5 LİRAYI ALDIĞIM GÜN BU OYUN BİTER…Fırsatçılık her dönemde vardır ve etik değerler olarak karşılığı da ahlaksızlıktır. “Fırsatçılıktır”yani Frenkçesi “Oportünizmdir” ... Benim bildiğim “fırsatçılık” hele devlet, hükümet yönetiminde ülkenin yüksek çıkarları,halkın menfaatleri,sağlığı söz konusu olduğunda, övünülecek bir şey değildir. Sonunda da, kalıcı bir sonuç vermez... Deprem de yarım litre suyu beş liraya satmak,ev kiralarını iki katına çıkarmak,kıt olan ne varsa karaborsasını oluşturmak,yere düşene de tekmenin okkalısını atmak..bunun adı toplum nezdinde tam karşılığı ahlaksızlıktır.Şimdiler de rahmetli olmuş bir maliye bakanı vardı.Bir zamanların yine moda olan salgını kuş gribimiz vardı.Evinde beslediği muhabbet kuşlarını,kanaryaları bir anda kafesiyle sokağa atan aptalları bilirim.Ortalığa bir anda kuş gribi salgınını fırsat bilip” sakın yumurta, tavuk yemeyin virüs bulaşır” diye şehir efsanesi yayılmıştı.Bakanın kurnaz oğlu da iflas noktasına gelen tavuk ve yumurta üreticilerinin elinde kalmış ne kadar ürün varsa iki kuruşa alıp, süslü püslü paketlerde yüksek fiyatlarla piyasaya sürerek fırsatçılık yapmaya çalıştı.Ama çok şükür ki umduğunu bulamayarak iflas edip, stokladığı yumurtalar da elinde patlamıştı.Kimin ürettiği az çok belli olan bir virüs dünyayı kasıp kavuruyor.Çok değil bir aya kadar aşısı da ilacı da müjde çığlıklarıyla piyasaya sürülür.Ve bu salgın hikayesi de öncekilerin yerini alır.Onlardan elde edilecek rantların hesaplarını yapmaya kalksak altından kalkamayız.Cumhurbaşkanı sözcüsü okulların tatil edilmesi ile ilgili açıklama yaparken daha sözleri bile bitmeden biranda otobüs ve uçak fiyatları artışa geçti.Çocukları başka şehirlerde eğitim gören aileler biranda bilet alma paniği yaşarken, ücretlerde saniyelik artan fiyatlar üzerine şok üzerine şok yaşadılar.Kim ne derse desin biz her zaman ortamın adamı olmayı da, fırsatçılığı da seviyoruz.Bu da geçer inşallah!GÜNÜN SÖZÜKurnazlıkların en incesi bize kurulan tuzaklara düşer gibi görünmeyi iyi bilmektir.TEBESSÜMAdamın birisi her gün Meksika, Amerika sınırından bisikletle geçiyor.Bisikletin arkasında iki poşet takılı gümrük memuru poşeti inceliyor. Sadece içinde kum dolu oluyormuş.Bu yıllarca devam etmiş.Gümrük memuru kafayı yiyecek meraktan kim bu adam niye böyle iki kum poşeti takılı bisikletle ne yapıyor? Diye.Memur emekli olunca adamı bulmuş.-Bak kardeşim bir şey kaçakçılığı yaptığını biliyorum ama yakalayamadım artık emekliyim ne olur söyle ne kaçırıyordun sen.- Bisiklet!** Bir gün Hasan feci halde ishal olmuş, ishal yer mekan zaman tanımıyor tabii. Sonunda doktora gitmiş ürolog:- Seni hastaneye yatırmamız lazım, der.Hasan da garibim ne yapsın kabul etmiş etmeyip de altına mı doldursun.Neyse Hasan'ı üroloji yerine yanlışlıkla psikoloji servisine yatırmazlar mı! Neyse aradan biraz zaman geçer Hasan'ı muayene eden üroloğun psikoloji polikliniğine yolu düşer. Birde ne görsün bizim Hasan, doktor şaşırır doğal olarak:- Sen ne arıyorsun burada?- Beni buraya yatırdılar.- Eeeee geçti mi bari ishalin?- Yok geçmedi ama artık pek kafaya takmıyorum.