Zaman ötekileştirme,kendini beğenme zamanı değil,birlik ve bütünlük çatısı altında ileriye yetişme zamanıdır.Bağnaz fikirlerle çağın gerisinde kalmadan en doğru şekilde yeniliğe uyum sağlama zamanıdır.“Yerlisi” diye tabir edilen Anteplinin kendine özgü şovenist bir etiketleri vardır;Beyaz Antepliler!Bu kesimin genellikle soy isimlerinin sonu “oğlu” diye bitmekte olup sayıları sanılanın aksine bir avuç kadardır.Gaziantep’teki çoğu sokak ve caddeler de atalarının isimlerinin olması onlar için ayrı bir gurur kaynağıdır.Kendilerinden olmayanı aralarına kolay kolay almazlar.Evlilikleri dahi belli düsturlar çerçevesinde gerçekleşir.Maddi güçleri de oldukça yüksek olup en büyük gurur kaynaklarıdır.Kendilerinden olmayan! diğer kesimlere dudak bükerler. Sanırsınız hepsi,İngiliz kraliyet ailesi mensuplarından gelmedir!Geride kalan kesim, orta kesim de diyeceğimiz gurup ise Kalealtılı, Şehreküstülü, Kürt tepeli,köylüsü.. diye sınıflamalara tabi olmaktadır.Bunlar en kalabalık ve geniş olan kesimdir.En sempatik,içten, samimimi,cömert olan gurupta bunlardır. Memleket sevdalıları da bu guruptan çıkar.Gaziantep tarihinin ilk şehidi, şairi,ozanı,bestecisi,sanatçısı,zanaatkarı..ilin gerçekte adını duyuran kesimi yine bunlardan çıkar.Mütevazilerdir.Sofraları da gönüller gibi geniştir.En önemlisi de insanları ötekileştirmezler. Gurbette Antepliyim demeniz onlar için yeterlidir. Hemen sahiplenirler.Ben denizinde yer aldığı gurup olan“DIŞARILILAR” ilk geldiklerinde, biz nasıl bir şehre düştük? Şokunu yaşarlar.Uzun bir süre adaptasyon sorunuyla uğraştıktan sonra doğu ile batı arasında arafta sıkışmış bu kozmopolik şehre alışmaya başlarlar.Ne kadar bilgili,yetenekli,kültürlü olduklarının bir önemi yoktur. Onlar,ağızlarıyla kuş tutsalar bile boşunadır.Yaftaları hep hazırdır; Dışarılılar.Hizmetlerinin,üretkenliklerinin de bir karşılığı olamaz.Kendilerini sürekli bir kabul ettirme çabası içine girerler farkında olmadan.Kebaba bayılıyorum,baklava harika,Antep çok güzel yağcılığının faydası yok,yaranamazlar.En ufak bir tökezleme de de ayaklarının altındaki paspas çekilmeye hazırdır.İster kabul edilsin, isterse edilmesin dünyanın bile karşı koyamadığı değişime Gazianteplinin artık daha fazla direnmesi çok saçma geliyor.Her geçen gün nüfusları artıyor ve bakış açıları da güncellenme gerektiriyor.Bir yerde doğanın değil hizmet edenin önem kazandığı günümüzde Gaziantep ötekileştirme direnişini ne zaman kıracak? Yaşayıp göreceğizGÜNÜN SÖZÜİnsanı farklı yapan, affettikleri, güçlü yapan sabrettikleri, kendisi yapan ise vazgeçtikleridir.TEBESSÜMBizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır.Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar.Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.Ortaya bir fikir atılır.Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:-“Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız.Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız…”Derken Avrupalı söz alır ve:–“Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız. Önce yere bir daire çizeriz. Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız…”Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:-“Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak. İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok. Bizde daha kısa oluyi. Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk. Bizde hükümet halktan toplar vergileri. Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar. Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner…”