?>

NEDEN OLMASIN?

Merve Tanrıöver

2 gün önce

DİLİN KEMİĞİ

NEDEN OLMASIN?

 Tecrübeler gösterdi ki bireyler, alışılagelmemiş bir olay veya durumla karşılaştıklarında, kendilerinden farklı olana karşı önyargılı tutum ve davranışlar geliştirir. Farklılıklara kaşı duyulan ön yargılar, toplum içerisindeki en büyük sorunlardan biridir. Bunun altında yatan nedenlerden biri, birçok insanın ön yargılara karşı olmalarına rağmen kendilerinde var olan ön yargıları kabul etmemeleridir. Bir diğer neden de bireylerin kendilerinden farklı olan kişiler hakkında yeterince bilgiye sahip olmadan, kalıp yargılara göre hareket etmesidir. Bugün bunun bir örneğini yaşadık!

Aile hekimleri ve sağlık çalışanları yeni kabul edilen yönetmelik sonucu iş bırakma eylemine gittiler.Dertlerini ve sıkıntılarını anlatmak için karşılarında bir muhatapta aradılar.Ama ne yazık ki destek veren sadece belli bir görüş gurubu oldu.Oysa ki; İl sağlık müdürlüğü önünde yapılan eyleme müdür beyin de bir hekim olarak bizzat katılıp  yasa ile ilgili aydınlatması, kafadaki soruları yanıtlaması ne kadar özlenen bir demokratik hareket olurdu. Ya da sağlık raporundan ücret alınması herkesleri  ilgilendiren bir karar olduğu için ortak bir tepki olsa ne kadar medenice olurdu.

Toplumun genelini ilgilendiren  her ne olursa olsun, görüşler değil fikirler çatışsa ve ortak yol bulunulmaya çalışılsa işte biz o gün özgürleşeceğiz….

Sahi biz yıllardır ne için kavga ediyorduk?

Vakti zamanın birinde ciddi su sıkıntısı çeken bir kasaba varmış. Kuraklıkla iyice ayyuka çıkan sorunlarını çözmek için kasabanın kanaat önderleri bir araya gelip çözüm aramaya başlamışlar.Kimileri kendilerine en yakın şehirden boru döşeyerek su getirmeyi teklif ederken diğer bir durup daha maliyetli ama su kaynağından boru döşemeyi teklif etmiş.

Her iki görüş tartışılırken kasaba meydanına kamyonlarla getirilen borular yığılmaya başlamış.

Çözüm için çok önemli bu adım da atıldıktan sonra için tartışmalar daha hararetlenmeye başlamış.Bir yandan şehirciler bir yandan kaynakçılar kendi fikirlerinin daha doğru olduğunu birbirlerine kabul ettirme telaşına girişmişler.Bakmışlar işin içinden çıkılacak gibi değil “halka soralım” deyip sandığa gitmeye karar vermişler.

İşin ucu sandığa dayanınca her iki görüş taraftarı da birinci çıkmak için akıl almaz propagandalara başlamışlar. Kimileri şehirlilerin kötü niyetinden,suya zehir katabilme tehlikesinden tutunda olmadık propaganda yaparken diğer gurupta kaynak işinin boş olduğunu gün gelip kuruduğunda onca masrafın boşa gideceğini söylemeye başlamışlar.

Rekabet öyle bir hal almaya başlamış ki seçim günü gelmeden her iki gurup arasındaki kendi fikrini dikte etme mücadelesi kavgalara dönüşmüş.

Durum öyle bir hal almaya başlamış ki artık kimse ne için kavga ettiğini unutup birbirleriyle savaşlarına bile başlamışlar..

Elli yıl kadar süren uzun ve yorucu kavgalardan sonra şehir meydanında artık pas tutmuş boruların üzerinde pineklerken halen ellerinde uzaklardan perişan halde su taşımak zorunda kalan kadınlarının kovalarını izleyip kendi kendilerine sormayı akıl edebilmişler; ”Sahi biz yıllardır ne için kavga ediyorduk? “

GÜNÜN SÖZÜ

Şunu iyi bil ki eğer, gönlün, sırlarına mezar olursa muradın çabucak hasıl olur.

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

TEBESSÜM

Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.

Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.

Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”

Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.

Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?

YAZARIN DİĞER YAZILARI