?>

ÖĞRETMENLER! YENİ NESİL NEREYE GİDİYOR!

Merve Tanrıöver

7 yıl önce

Milli bayramlarımız tatil günü demek değildir ey yeni nesil!On Kasımın anlamını,yas değil hatırlama olduğunu İlhan Üçok öğretmenimizden,23 Nisanı’nın coşkusunu,neşesini,gururunu  Aylin Bamlı  öğretmenimizden,İstiklal marşımızın heyecanını,söylerken gözlerimizin yaşarmasını  Korkmaz Şenler hocamızdan, 19 mayısın kurtuluşumuz için milat olduğunu   Mithat Şenler  hocamızdan öğrendim..30 ağustosun gururumuz olduğunu ,şimdilerde mumla aradığımız vatansever öğretmenlerimizden öğrendim..Milli Eğitim gibi en önemli kurum yıllarca FETÖ’ nün  elinde oyuncak olarak bitirilmeye çalışılırken, yine onların yetiştirdiği öğretmenlerin elinden çıkan bugün ki gençliğe milli değerlerimizi ne kadar anlatabiliriz ki?

Yıl 1934, Milli Eğitim Bakanı, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır. Bakan gür sesiyle: “Giriniz!” der. Gelen kişi, Atatürk’ün yaverlerinden biridir. Yanında iki çocukla makama girerler. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk’ten gelen bir mektuptur bu: yanında iki çocukla makama girerler. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk’ten gelen bir mektuptur bu:

“Bay Abidin Özmen, Milli Eğitim Bakanı…”Özmen zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:“Yaver Bey’le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın…”Bu, Atatürk’ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan Özmen Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:“Yaver Bey’in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesi’ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürk’ün ismini yazdırarak bana getiriniz.”

Bakanın emri yerine getirilmiştir. Özmen de kısa bir mektup yazarak Yaver Bey’le Atatürk’e yollar. Mektubun içeriği şöyledir:“Muhterem Atatürk, Yaver Bey’le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğunda emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi’ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ek’te takdim ediyorum…”

Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönü’ye telefon ederek:“Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı” diyerek olayı anlatmış. İnönü, Bakan adına özür dilemiş. Atatürk:“Yok! demiş özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse…”

GÜNÜN SÖZÜ

Bütün ümidim gençIiktedir. Atatürk

TEBESSÜM

Bir röportaj esnasında gazeteci sorar:
-Bu kadar uzun süre yaşamayı bu yaşta böyle sağlıklı ve dinç kalmayı, her şeye rağmen hayata gülümseyen gözlerle bakabilmeyi neye borçlusunuz acaba?

102 yaşına girmiş olan adam bu soruya şöyle yanıt verir:

-Her gün erkenden yatağımdan kalkar pencerenin önüne gidip bir iki dakika dışarıyı seyrederim. Hava ister güneşli, ister yağmurlu, ister soğuk, ister sıcak olsun kendi kendime şunları söylerim:
"Bu, tam benim istediğim gibi muhteşem bir gün"

YAZARIN DİĞER YAZILARI