Bu Hikayecik;
Büyük küçük demeden bir koltuk kaptıktan sonra eşini dostunu arkadaşını karındaşını tanımayan, ne oldum delisi olanlara,
Küçük hesaplar uğruna büyük ilişkileri kaybeden, hatta ve hatta kendini dahi kaybedenlere,
O makama çıkışın bir inişi olacağını da düşünmeden çevresinde bakılacak yüz bırakmayanlara,
Bu dünyanın küçük makamları uğruna ahiretin büyük makamlarını yakanlara,
Aslında bir sabun köpüğü kadar değeri olmayıp kendini dev bir aynanın önünde saatlerce hayran hayran izleyenlere,
Kendi kendine hayranlığını yaşarken etrafındakilerin aslında gizliden midesini bulandıranlara,
Sonradan görmelere gelsin…
Efendim, bir varmış bir yokmuş.Güzel bir çayırda bir kurbağa ile öküz yaşarmış.
Kurbağa bir öküz görmüş çayırda, o kadar hoşlanmış ki, bayılmış boyuna posuna.
Kendisine baksanız, boyu yumurta kadar ama kurbağa bu anlamaz ki, ille de öküze benzeyecek.
Öküze bakmış kabarmış, kabardıkça şişmiş, gerilmiş.
Bir görseniz gerginlikten nefes alamayacak hale gelmiş.
Sormuş etrafındakilere öküz kadar oldum mu ? Bakmışlar ona şöyle bir sağdan, birde soldan. Yoo demişler. Sadece şişmiş bir kurbağa oldun.
Kurbağa daha bir hırslanmış, iyice şişirmiş kendisini ve beğenmiş böbürlenerek kabarmasını.
Demişler ki vazgeç bu sevdadan.
Kurbağa iyice hiddetlenmiş. Kendinde olmayana öyle hayran hayran bakarak, benzemeye çalışmış öküze.
Şişmiş, bir daha, biraz daha. Biraz daha şişmiş... Sonunda o kadar şişmiş ki çat diye çatlamış ortasından ikiye.
Kibir, yerleşirse eğer içimize, sanki farklı özelliklerimiz varmış gibi davranırız çevremize. Siz de bir düşünün, yok mu etrafınızda aslı kurbağa olan, şişmiş, şişmiş te çatlamış çakma öküzler? Kendini beğenmek ve büyüklük hissi kısaca megolomani diğer tabiri ile azıcık narsisizm… Hepimiz büyük olmayı, önemli olmayı isteriz, farkında olmadan bilinçaltının itmesiyle çatlarız ortadan ikiye… Ancak kurbağa isek, en iyi kurbağa olarak, öküz isek en iyi öküz olarak, büyük olmayı erek.Zaten potansiyelinde varsa zamanla öküzlüğe de terfi edebilirsin.Kim bilir?
Her ne kadar sansak da kendimizi öküz,
Sanki sonra gerçeği bilmeyecek miyiz ki,
Aslında sadece küçük bir kurbağadır özümüz.!!!
GÜNÜN SORUSU:
Gaziantep’te, sabah trafiğin yoğun olduğu saatler de, on tane itfaiye aracı,arka arkaya düşmüş, sirenlerini açmış, son sürat bağıra bağıra anayoldan uçarak giderse, vatandaş olarak ne düşünürsünüz?
Galiba şehrin bir bölümü tamamen yanıyor.Ya da yandı bitti kül oldu.
Zaten gergin olduğumuz bir dönemdeyiz .Büyük çaplı bir terör saldırısı mı gerçekleşti?
İtfaiye birimleri toplanmış,tantanalı bir şekilde sabah sabah Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’le bayramlaşmaya gidiyor.
Cevap: Şaka gibi gelecek ama (C) şıkkı…
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir kimsede kibir varsa bu, söz söylerken soğan gibi kokar.
Hz. Mevlâna
TEBESSÜM
Florida, Miami modası var ya sanatçılarımızda... Banu Alkan da atlamış gitmiş Miami'ye... Türkiye'de iken demişler ki, "Florida timsah cennetidir. Timsah orda çok ucuzdur." Hemen bir timsah ayakkabı almak için dalmış ilk dükkana Banu. Seçmiş. Fiyat?. Ateş pahası... Öbür dükkan. Ateşpahası. Tepesi atmış Banu'nun. Tezgahtara bağırmış. "Şimdi gider, kendime bir timsah avlarım. O zaman daha uygun bir fiyatla timsah ayakkabım olur." "Hemen!" demiş tezgahtar. "Hemen gidin.. Büyük bir tane yakalayın ama." Banu dalmış, Florida'nin uçsuz bucaksız bataklıklarına. Akşam tezgahtar evine dönerken bir bakmış Banu. Elinde bir tüfek. Sulara dalmış. 5 metre boyunda bir timsah da ona doğru yüzüyor. Kıyıda 10, 12 timsah ölüsü, sırtüstü çevrilmiş yan yana yatıyor. Çekmis tetiği Banu. Tam açık ağzından vurmuş hayvanı. Sürükleyerek kıyıya çekmiş. Bin güçlükle sırtüstü çevirmiş ve öfkeyle bağırmış: "Hay Allah kahretsin.. Bunun da ayakkabısı yok!..!
GÜNÜN ERKEK TERÖRÜ KURBANI
Antalya’da 45 yaşındaki Ahmet T., Kendisinden boşanmak isteyen eşi 32 yaşındaki Emine T.’yi çalıştığı okulun yanındaki sokakta pompalı tüfekle göğsünden vurularak öldürüldü.