?>

Önce Arap oyunları, şimdi de Kürt!

Merve Tanrıöver

9 yıl önce

TÜRKLER ARAPLARA ARAPLAR TÜRKLERE NASIL DÜŞMAN EDİLDİ?

Yıllardır bizlere öğretilen bir diretme anlayış vardır:”Araplar 1.Dünya Savaşı sırasında Türkler’i İngilizlerle anlaşarak arkalarından vurmuşlardır” diye..

Hatta Suriye’li sığınmacılara yardım edinildiğinde bu sözde gerçek sık sık dillendirilip merhamet çeşmelerimiz kapatılmak istenilmektedir.

Oysa gerçek şu ki, Osmanlı’ya karşı toptan bir Arap ayaklanması yoktur. Sadece Mekke Şerifi Hüseyin’in önderliğinde (İngilizler ona Arap imparatorluğu sözü vermişlerdi), birkaç bedevi kabile ayaklanmış, diğer Arap kabilelerinin çoğu Osmanlılık ve Müslümanlık bağıyla Hilâfet’e bağlı kalmıştır.

Ancak Şerif Hüseyin tüm Arapların temsilcisi değildir. O bir istisnadır.

Mesela Filistin’de tek bir Arap ayaklanmamıştır. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da Türk kuvvetlerini “arkadan vuran” herhangi bir olay olmamıştır.

Arapların ezici çoğunluğu, İstanbul’a yani Osmanlı’ya sadık kalmıştır…

Arabistan Yarımadası’nın Hicaz bölümünden Akabe’ye kadar olan ‘cephe gerisi’ dışında, Arapların Türkleri arkadan vurduğuna dair tarihte herhangi bir kayıt yoktur.

Madalyonun diğer yüzü ise;

Araplara söylenenler bunun tam tersiydi: “Türkler sizi yüzyıllar boyu sömürdü” diyorlardı.Onlarında öfkesi bu yüzdendir bizlere..

Hâlbuki ikisi de doğru değil: Ne Araplar Türkleri arkadan vurdu, ne Türkler Arapları sömürdü. Bu sadece bir İngiliz propagandasıdır.

İngilizler petrol yataklarına hâkim olmak için hazırladıkları plânın gereği olarak Osmanlı Devleti’ni parçalamak istiyorlardı. Bunun için de Arapları ayaklandırmaları gerekiyordu. Şerif Hüseyin’i plânlarının piyonu olarak kullandılar.

Müslüman Arapların çoğu “Osmanlı hükümdarlarını yabancı bir sömürgeci güç olarak değil, sadece Arap kökeninden olmayan, iktidarda bir hanedan olarak görüyorlardı ve Osmanlı Devleti ve hanedanı Müslüman kaldıkça ve Arapların hayat tarzına saygılı oldukça, özlemlerini yerine getirmeye söz verdikçe ve onları Avrupa işgaline karşı korudukça, itaat etmekten geri kalmıyorlardı.”

Gerçek bu merkezde olmasına rağmen, Avrupa’nın büyük emperyalist ülkeleri, Papalık ve enternasyonal Siyonizm’in çabalarıyla etkili bir karalama kampanyası açıldı ve maalesef başarıya ulaştı.

Araplar hafızamızda “hain” olarak, biz Arapların hafızasında “emperyalist” olarak damgalandık. Bu kara damga zamanla etkisini artırdı: İngiliz siyasetinin kendilerine “ikram” ettiği bölgelerde, kimi “kral”, kimi “emir”, kimi “sultan”, kimi de “başkan” unvanlarıyla hüküm süren diktatörlerle bölge yönetilir oldu.

Şimdi ise oynan oyunların hiçbir farkı yok.Sadece taraflardan birisi değişti.Arapların yerini Kürtler alarak.Onları da uzun uzun anlatmamıza gerek yok.Türklerin rolü değişmedi yine emperyalist ezici güç,Kürtler ise ezilmiş,dışlanmış horlanmış grup.

O zamanın fitnesi sömürge imparatoru idi.Şimdi ise Amerika-İsrail ortak yapım.Piyonlar ise Öcalan ve Barzani.Vaatler ise bölgede güçlü bir liderlik ve bol para.

İsmet İnönü’den başlayarak Cumhurbaşkanlığı gibi en zirve makamlarda dahil hep üst mevkilerde yer almış ezik bir topluluk dünyanın neresinde var acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

Köşeye sıkışmış, isabetsiz, rastgele yumruk savuran boksör abandone olmaya mahkûmdur.

TEBESSÜM

Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir de Diyarbakırlı ayni trafik kazasında ölmüş.. Cenazeleri kaldırılmış. İki-üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor .Önce büyük bir panik yasanmış haliyle, sonra bakmışlar bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yaklaşıp ve merakla sormuşlar:– Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün? anlatmış:– Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk… Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.– Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?– Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ “3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!’ diye pazarlık ediyordu.– Ya Diyarbakır lı?– O da ‘ben vermem, devlet versin!’ diye inat ediyordu..

YAZARIN DİĞER YAZILARI