Üç-dört yıldır olağanüstü olaylara şahit oluyoruz. Belki de yüzlerce yılda bir görünecek olaylar son 2 -3
yıl içinde gerçekleşti.2020 yılını koronavirüs salgını ve bunun etkileri ile geçirdik. Aylarca evlere kapandık
çoğu işyeri sahibi işletmesini açamadı açsa da satış yapamadı. Salgın bitti normalleşiyoruz derken
uygulanan yanlış politikaların sonucu olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisi ile
karşı karşıya geldik. Bazı zümreler hariç toplumun kahir ekseriyetinde ekonomik krizin etkileri iliklere kadar
hissedildi. Alım gücümüz iyice düştü. Kriz yetmezmiş gibi tarihin en büyük depremlerinden ikisini yaşadık
tam 11 ay önce. Zaten ekonomik olarak zor durumdayken depremlerin getirdiği maaliyet sonucu iyice
yoksullaştık. Sanayiden turizme, eğitimden inşaata, birçok sektörü etkileyen bu olaylar özellikle özel
sektörde çalışan sayıları yüzbinlerle ifade edilen öğretmenler üzerinde etkisi büyük oldu. Yüzbinlerce
öğretmen süreçte kaderiyle baş başa kurum sahiplerinin insafına bırakılmıştır. Yatmayan ya da eksik yatan
maaşlar, eksik gösterilen SGK primleri, eğitim ödeneği ek ders sosyal yardımları alamamaları, kurum
yöneticileri tarafından uygulanan mobbingler insan onuruna yakışmayacak şekilde asgari ücretin altında
çalıştırılmaları ve sayamadığım birçok sorun hala çözülmeyi bekliyor. Kara yıl 2023’ü geride bıraktık yeni
yılda asgari ücret yüzde 49 artarak 17 bin TL oldu. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu
asgari ücretin altında ya da aşağı yukarı asgari ücret seviyesinde kaldı. Son yapılan zamlarla memur en
düşük memur maaşı 32 bin, ek ödemeler hariç ortalama öğretmen maaşı 35-40 bin arası olmuştur. Özel
okullarda çalışan öğretmenlerde maaşlarına zam beklemekte çünkü aynı işi yapıyorlar ama neredeyse yarısı
kadar hatta daha az maaş alıyorlar. Peki bunca sorun karşısında Millî Eğitim Bakanlığı bir çalışma yürütüyor
mu? Sayın bakan Özel Sektördeki öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda çalışma
başlatıldığını söyledi umarım nihayete erer. Bakanlık aynı işi yapan öğretmenler arasında özel sektörde
çalışanların asgari ücretle çalışmasının önünü açacak düzenleme yaptıktan sonra kurumlar öğretmeni asgari
ücretle çalıştırmaya devam ederler. Bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmeli ve özelde çalışan öğretmenlerin
kamuda çalışanlardan daha az maaş almamasının önünü açacak düzenlemeleri yapmalıdır. Tabi bunları
söylerken öğretmenlerinin hakkını veren öğretmenine değer veren kurumsal kurumlar da var tabi ki bu
kurumlara teşekkürü de borç bilir onları tenzih ederim.
Aslında özel kurumlarda çalışan öğretmenlerin birçok sorunu var ama en önemlisi ekonomik sorunlar.
Aynı işi yapan kamudaki meslektaşlarından iki-üç kat daha fazla çalışma ama yarısı kadar maaş alma. En
önemli sorun bu aslında. Bazı özel öğretim kurumları velilerden eğitim öğretim ücretlerini peşin almalarına
rağmen öğretmenlerine maaşların zamanında ödenmesi ve ücret artırımı konusunda elini taşın altına
koymaması sonucu öğretmenler mağdur olmuş motivasyonları azalmıştır. Özel sektörde çalışan
öğretmenler gece gündüz demeden dişini tırnağına takıp görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye
çalışırken yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle mutsuz olduklarını her fırsatta dile getirmektedirler.
Derslere girmişler, velileri aramışlar öğrencilerin motivasyonlarını artırmak için sürekli onlarla ilgilenmişler
ama karşılığında maaşını tam alamamış ya da tam almışsa da maaşları asgari ücretin altında veya asgari
ücret düzeyinde kalmıştır. Yaşanan duruma demokratik tepkisini gösteren öğretmenlerin ya sözleşmeleri
feshedilmiş ya da öğretmenler türlü mobbinglere maruz bırakılmıştır.
Tüm bu sorunların çözümü, öğretmenler arasındaki dayanışmanın artırılması öğretmenlerin özlük
haklarının iyileştirilmesi için özel sektörde çalışan öğretmenler tarafından 2020 yılında benimde
yönetiminde olduğum ÖSÖB-DER ‘’Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği’’ adıyla dernek kuruldu.
Yine aynı amaca hizmet eden sendikalar kuruldu. Ben örgütlü mücadelenin bazı şeylerin değişmesi için
önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü devlet karşısında bir muhatap görmek kurumsal bir kimlik görmek
ister. Bu anlamda isteklerin sosyal medya platformlarında dile getirilmesinden ziyade sivil toplum
kuruluşları vasıtasıyla basın bildirisi veya ilgili mercilerle görüşmeler yapmak suretiyle yapılmasının daha
etkili olacağını düşünüyorum. Mutlu öğretmenler mutlu nesiller yetiştirir. Özelde çalışan öğretmenlerin
KPSS sınavına çalışarak devlete atanmaya çalışması kurum için en büyük ayıptır bence.
Sözün özü bakanlığın sermaye sahiplerinin isteklerinden ziyade özelde çalışan öğretmenlerin isteklerini
dikkate alarak öğretmenlerin haklarının iyileştirilmesi yönünde adımlar atması gerekmektedir.