?>

ÖZEL OKULLARDA SORUNLAR BİTMİYOR!

Fatih Gözüaçık

2 ay önce

        2024-2025 eğitim- öğretim yılı geçtiğimiz hafta başladı. Yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmen için ilk ders zili geçtiğimiz pazartesi çaldı. Her sene olduğu gibi eğitim öğretim bu yıl da sorunlarla başladı. Bugünkü yazımda özel okullarda gerçekleşen sorunlardan bahsedeceğim. Astronomik kayıt ücretlerinden tutun da yardımcı kaynak dayatmasına, yemek sorunlarından tutun da servis ücretlerine kadar bir yığın sorun çözülmeyi bekliyor.        Yardımcı kaynak dayatması: Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 14 Ağustos 2024 tarihli Genelgenin 11. Maddesi’nde aynen şu ifade geçiyor’’ Bakanlıkça ücretsiz dağıtımı yapılacak kitaplar dışındaki materyallerin okullarda/kurumlarda reklam ve tanıtımının yapılmaması, öğrencilere aldırılmaması ve velilere maddi külfet oluşturacak uygulamalardan kaçınılması hususunda Valiliklerce gerekli tedbirler alınacaktır.’’ Buna rağmen birçok özel okulda yardımcı kaynak dayatmasını anlamak mümkün değil. Bu okullar devlet tarafından ücretsiz dağıtılan kitapları yetersiz mi bulmakta yoksa öğrencilere yardımcı kaynak dağıtımını maddi bir kazanç olarak mı görmekte? Bu konuda gerek ilçe ve il Millî Eğitim Müdürlüklerine gerek valiliklere gerekse CİMER’e birçok şikâyet gittiğini duymaktayız. Kaldı ki bazı yayınevleri yenilenen müfredata göre 1,5 ve 9. Sınıf kitaplarının güncellemesini yapmadan eski kitapları okullara göndermiştir. Bu sorunun çözümü için ivedilikle denetimlerin yapılması ve bu uygulamayı yapan okullara gerekli yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Ekonomik olarak zor günlerden geçtiğimiz bu zamanlarda velilerin üzerine bir de 40-50 bin TL’lik yardımcı kaynak aldırmak izaha muhtaç bir uygulamadır.       Yemek ücretleri: Özel okullar tam gün öğretim yaptıkları için öğrencilere öğlen yemeği hizmeti sunmaktadırlar. Hatta ana sınıfı ve ilkokul öğrencileri için sabah kahvaltısı ve ikindi yemeği de verilmektedir. Ancak eğitim ücretini düşük tutup buradan oluşan kayıpları yemek ücretinden çıkarma düşüncesi varsa bu gayriahlaki bir uygulamadır. Yemek ücretleri bazı okullarda 60-70 binlere bazı okullarda ise 100 bin TL’ye ulaşabilmekte. Tatilleri çıktığımızda normalde 180 iş günü var bir eğitim öğretim yılında. Ortalama 80 bin TL yemek ücreti alan bir okulda bir öğlen yemeği ücreti 450 TL. civarında. Oysaki yemekleri çoğu okul kendi mutfağında yapmakta bir öğün yemeğin maliyeti neredeyse öğrenciden alınan ücretin yarısı kadar. Bunu söylediğimiz zaman yemekhanede çalışan personelin giderlerini ve artan fiyatları argüman olarak karşımıza çıkarmaktalar ancak ne olursa olsun yüksek yemek ücretleri velileri zorlamaktadır.       Şişirilmiş notlar: Özel okullardaki problemlerden birisi de öğrencilerin notlarının şişirilmesi, durum öyle bir hal almış ki bazı öğrenciler hiç yazılı sınavına girmedikleri halde yazılıdan 100 puan almakta. İşin acı tarafı ise bazı okulların bu öğrencilerin yazılı kağıtlarını öğretmenlere doldurtması. Yüksek not devlet okulunda okuyan öğrencilerle haksız rekabet oluşturmaktadır. Bu konuda okulların velilere yüksek not sözü vermemesi öğretmenlerine de bu konuda telkinde bulunmaması gerekmektedir. Bu durumun önüne geçebilecek denetimlerin hızlandırılması haksız rekabetin önlenmesi için önemlidir.     Öğretmen özlük haklarının yetersizliği: Daha önceki yazılarımda da dile getirdiğim gibi özel okullardaki en büyük sorunların başında öğretmenlerin özlük haklarının yetersiz olması gelmektedir. Asgari ücret seviyesindeki maaşlar, asgari ücretten yatırılan sigortalar, ek ders ve sosyal hakların ödenmemesi, öğretmenlere sözleşme zamanında senet imzalatılması, fazla çalışma saatleri, idareciler tarafından öğretmenlere uygulanan mobbingler ve saymakla bitmeyecek nice sorunlar çözüm bekliyor.  Son zamanlarda özel sektörde çalışan öğretmenler; haklarının iadesi, kaybolan itibarlarının geri verilmesi konusunda örgütlendiler. Benim de yönetim kurulu üyesi olduğum Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği bu amaçla kuruldu. Yine aynı amaçla sendikalar kuruldu, eylemler yapıldı. Bu vesile ile veliler, özel okullarda görev yapan öğretmenlerin çalışma koşullarını öğrendiler. Örgütlü mücadele özel sektördeki öğretmenler için bir kazanım olsa da henüz istenilen düzeyde değil. Okul sahipleri tarafından veli bir müşteri, okul bir ticarethane, öğretmen ise işçi olarak görüldüğü sürece bu sorunların çözüleceğine olan umudum azalsa da 1800’lü yılların sonlarında bir avuç işçinin ağır çalışma koşulları nedeniyle grev yapması ve sonrasında dünya tarihinin değişmesine neden olan toplumsal bir olaya dönüşerek işçilerin çalışma saatini 8 saate düşürmeleri özel sektörde görev yapan sayıları yüzbinleri bulan öğretmenler içinde umudumun yeşermesine neden oluyor. Sözün özü; Mutlu öğretmen, mutlu çocuk; mutlu çocuk, mutlu dünya demektir!
YAZARIN DİĞER YAZILARI