Hatta hazır kafanız bozulmuşken, yeme içme işine boş verin. Bu zamana kadar yediklerinizde içtiklerinizde yeter. Hazır pahalılık gibi elinizde dişe dokunan bir bahane silsilesi varken,boğazınızı tutun, rejim yapın, balkon göbeklerinizi eritin. Sağlıklı yaşam felsefesiyle falan avunmaya çalışın.Patlıcan kebabı gibi lüks tayfasına takılan eski fantezileriniz ile vedalaşın.Hatta eski anıları hatırlatan o çirkin mangal ve ekipmanlarınızı evden gönderin,hurdacıya verin.Mevsimin diğerlerine göre tek ucuz kalmış sebzesi, turuncu havuç yemeye başlayın.Belki bir patlıcan gibi kebabı, tavası,havası olmaz ama bu bahaneyle gözleriniz kuvvetlenir, bakışlarınız güçlenir.Çiğden tüketilebilindiği için de tüp,gaz masrafınızla olmaz.Hem sizler için araştırdım; patlıcanın sebzeler familyası içerisinde hiçbir vitamin değeri de yokmuş.Ben anlamıştım zaten onun bu kadar pohpohlanmasının altında bir şeyler olduğuna.Öyle mor mor,gıcır gıcır pırıldayan havasına da bakmayın,aldanmayın.Ve bundan sonra da altın ile yarışan fiyatı,kaprisi sönünceye kadar kendisiyle muhatap bile olmayın. O kadar yani…Nükteden anlamak zeka işidirEspri yapmak zeka işidir... Espriden anlamakta zeka işidir... Espriyi ciddiye almak ise geri zekalıların işidir!Bazen anlatmak istediklerimizi dolaylı yollardan, fıkralar aracılığıyla,kelime cambazlıklarıyla,vurgularla bazen biraz ileriye de giderek akıl oyunlarıyla yapmak isteriz.Bu ya karşıyı açıkça söyleyip kırmamak,farkındalığınızı konuşturmak,dikkatleri o konu üzerine çekmek…onlarca neden sıralanabilir.İyi bir şey yaptığımızı da zannedip keyiflendiğimizde hiç ummadığınız cephelerden saçma sapan gelen tepkilerle hayretlere düşeriz.Ama okuduğunu anlamakta sıkıntı çeken,hatta hiç çekmeyenlere işin doğrusunu anlatacağım diye nefes tüketip, küplere bineriz.Boşuna uğraşmayın. Boş konuşanları yolun kenara bırakıp, sessizce oradan uzaklaşın.Bir fizikçi yüksek bir binadan atlayarak intihar etmek isteyen birini görmüş ve "sakın atlama. Çok yüksek potansiyelin var" demiş.Anlayana…Sorun kentte mi, yoksa biz de mi? bilemedim..Sabah kapının eşiğine daha ilk adımı atmakla başlayıp, işe gidene kadar sıkıntılarla mücadele ettiğimiz,bin bir sorunlarıyla boğuştuğumuz kentimizde, siyasilerin, odaların,yöneticilerin “her şey yolunda,cennetteyiz” beyanatlarını okudukça kendimizden şüphe etmeye başlar olduk.Eşinizin ısrarla istediği kilosu 12 liradan domatesi altın alır gibi seçmeye çalışırken, diğer yandan çocukların cep yakan ödenememiş servis paralarını düşünürken; doğal gaz,elektrik,su….iki yaka birbirini bir daha hiç kucaklayamayacakken… ısrarla mutlu olan, her şey yolunda diyen birileri ya..GÜNÜN SÖZÜPahalılık alev gömlekGiyemezsin demedim miHer öğünde soğan ekmekYiyemezsin demedim miElin havyar senin turşuBuna koyamazsın karşıKimi eğri kimi doğruSeçemezsin demedim miÇimento yok harç içindeAlem her gün evç içindeİşçi kardaş borç içindeYüzemezsin demedim miAkarsu'yum bu ne illetDurma sazın ile anlatSoy kardaşım böyle milletBulamazsın demedim miMuhlis AkarsuTEBESSÜMAdamın biri, arkadaşıyla golf oynarken oyunun en heyecanlı anında bir cenaze töreni görüyor. Kasketini çıkarıyor, gözlerini kapatıyor ve başını önüne eğerek dua ediyor.Arkadaşı, ''Bu şimdiye kadar gördüğüm en düşünceli ve dokunaklı sahne. Gerçekten iyi kalpli bir adamsın'' der.Arkadaşı cevap verir: ''35 yıllık karımdı.''