?>

ŞEHİTLİK

Yusuf Gözüküçük

6 yıl önce

ŞEHİT DONMUŞ UZMAN ÇAVUŞ FERRUH DİKMEN

ŞEHİT DONMUŞ UZMAN ÇAVUŞ ASIM TÜRKEL

 

Şehit: 

Kutsal bir ülkü ve inanç, özellikle yurt için savaşırken ölen kimse. 

Kaynak: TDK

6 Eylül 2012’de bildiğim sandığım şeylerin aslında bilmediğim şeyler olduğunu öğrendim.

Afyonkarahisar'da mühimmat deposunda meydana gelen patlamada 25 askerimiz ölmüştü. Devletin yetkili kademelerinden yapılan açıklamada 25 askerimiz “şehit” oldu denildi.

Bunu duyduğum zaman beynim zonkladı. Babadan dededen öğretmenlerden öğrendiğimiz şuydu: Şehit, bir savaşta ölenlere deniliyordu. Cihatçılar her ne kadar vatan savunması sırasında ölenlere değil de din adına bir savaş yapılırken ölenlere “şehit” dese de, vatan için ölenlerin cennete gideceği, orada peygamber ile komşu olacağı çocukluktan beri hafızamıza kazılan şeylerdi. Vatan için ölen kişi bizim gözümüzde melekten farksızdı. Yine öyle.

O günden sonra şehit lafını sık sık duymaya başladık. Terör örgütlerinin saldırısında ölenlerin dışında yaşamını yitirenlere de şehit denilmeye başlandı. Asker yemekten zehirlendi: Şehit

İyi de bu bizim öğrendiğimiz şehitlik ile aynı değil ki?

Şehitlik sınır tanımadı. Milli Savunma Mücadelemizin dışında olan yerlerde de karşımızda çıktı:

Akit Gazetesi yazarı Medine’de bir sebeple (viagra) öldü, şehit denildi. Asansör inşaatı kazasında öldü, şehit. İnşaatta öldü, şehit. Maden ocağında öldü, şehit.

Şehitlik gibi kutsal bir kavram, bir firmanın asansör inşaatında ölenler için bile kullanıldı.

Öyle bir hale geldi ki, normal ölen yok. Neredeyse her ölen şehit sayılacak. İnanıyorum ki, şu an Ahmet Hakan ölse, Takla Şehidi olarak tarihe geçer. Öyle bir şehitlik anlayışı gelişti.

Tarih: 26 Eylül 2018 Yer: Tunceli İki askerimiz nöbet yerinde donarak can verdi. İçimizdeki ateşin bile donduğunu hissettik. Aylardan henüz Ekim ve 21. Yüzyıl. İnsanın aklına otomatikman Sarıkamış geliyor. Nasıl gelmesin?

Bizim zamanımızda bu şekilde ölenlere “eğitim zayiatı” deniyordu, bir değil bin ağlıyorduk. Şehit deniyor şimdi. Bin değil, bir ağlayalım diye…

Bu öyle bir ateş ki, hepimizin ocağına düştü. Ama şimdi sadece onların evi yanıyor, içinde kim varsa onları da birlikte kavurarak… Ne desek boş. Anlaşılmasını beklemiyorum.

Şu sesi kulağında, ciğerinde, yüreğinde hissetmeyen, duymayan anlayamaz zaten: “Anan öleydi yavruuuuuumm. Anan öleydi….”

ŞEHİT DONMUŞ UZMAN ÇAVUŞ FERRUH DİKMEN ŞEHİT DONMUŞ UZMAN ÇAVUŞ ASIM TÜRKEL Ruhunuz şad olsun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI