Yerel seçimlere 7-8 ay gibi bir süre kalınca, AK Parti zaten sahalardaydı, diğer partiler de önümüzdeki günlerde sahaya inmeye başlayacak. Kurultay sorununu çözerse CHP’de inecek tabi ki…24 Haziran’dan önce bir çok milletvekili adayıyla röportaj yapma imkanım oldu. Tanıdık tanıştık. Genel olarak izlenimim şuydu: Genel Merkez odaklı oluşları.Şehir için ne planlarınız var?-….Şehirde beğenmediğiniz proje var mı?-….Şehrimizde kaç mahalle var?-….Şehri tanımıyor ama şehrin milletvekili olmak istiyor. Şehirden, sorunlarından, üretilebilecek çözümlerden uzak, sadece ve sadece Genel Başkanın iki dudağının arasından çıkacak sözlere odaklı adaylar…Soruyorum şehir için projeleriniz ne diye?“Biz Türkiye’nin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğiz” diyor.Şehrinden ve şehrinde yaşayan insanlardan, onların mutluluğundan sorunundan bihaber sadece Genel Başkana yaranmışlık edip kendini seçtirtmek için uğraşan adaylar…Bağımsız olarak tek bir cümle bile söyleyemeyen, tüm icraatları “Yapacağız, edeceğiz” den öte gitmeyen, yaptıkları tek somut şey fotoğraf çektirmek olan adaylar, vekiller…Haklılar tabi.Hiçbir partide ön seçim yok. Tüm adaylar genel başkan ve ekibinin atamasıyla belirleniyor. Hal böyle olunca da halkla insanlarla niye boğuşsun, niye onlarla vakit geçirip zamanını heba etsin?Direkt genel merkeze oynayıp gemisini yürütüyor. Hani bir söz vardır “Herkes kendi evininin önünü temizlese, caddeler sokaklar pırıl pırıl olur” diye.Bunu vekillere uyarlayalım:“Her vekil kendi şehrini temizlese, ülke pırıl pırıl olur”Ama nerdeeee? Kolay olan şovenistlik yapmak. Kolay olan genel merkeze yaranmışlık yapmak.Şehri tanımış ya da tanımamış önemli değil. Yeter ki seçilsin, yetir ki bir kere daha seçilsin..Yerel seçimler yaklaşıyor.Dileğimiz tüm partilerin ön seçim yoluyla adaylarını belirlemeleri ve gerçekten şehri kurtaracak adaylar seçmeleri…Şehrin vekili olup, şehirdeki mahalle sayısını bilmeyenlerden bıktık…