?>

TARIMI HOR GÖREN YARINI ZOR GÖRÜR!

Fatih Gözüaçık

3 yıl önce

Şener Şen’in İlyas Salman ile baş rollerini paylaştığı Banker Bilo filmini hatırlar mısınız? Hani Şener Şen İlyas Salman’ın üzerine toptancı dükkânı açıyor ve yağ stoğu yapıyorlardı. Ya da Kemal Sunal’ın Kapıcılar Kralı filminde ekmek kuyruğu sahnesini. 60 yaş üzeri büyüklerimiz hani hep 1970’lerde yağ kuyrukları, tüp kuyruklarından bahsedelerdi. Acaba o günler geri mi geliyor? Ankara’da İstanbul’da ve birçok şehirde ucuz ekmek alabilmek için oluşan onlarca metrelik kuyruklara, petrol istasyonlarında kilometrelerce uzanan yakıt kuyruklarına, marketlerde izdihama neden olan yağ kuyruklarına şahit olmaktayız. Zaten pamuk ipliğine bağlı sağlam temeller üzerine oturtulmamış bir ekonomimiz varken bir de Rusya -Ukrayna savaşı çıktı. Daha zor günlerin bizleri beklediğini düşünmekteyim. Domatesin salatalığın tane ile alındığı günleri yaşıyoruz maalesef. Enflasyon deseniz aldı başını gidiyor. Halkın büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altında. Aslında tüm dünyada pandemi sonrası bir ekonomik durgunluk ve fiyat artışları oldu. Ama galiba biz bunu ülke olarak daha fazla hissettik.

Peki nasıl oldu da Türkiye tarımda kendi kendine yeten bir ülke iken; dünyada ilk kez Anadolu’da Diyarbakır çevresinde üretilen buğdayı bile Rusya ve Ukrayna’dan ithal eder duruma geldik. Bunun birçok nedeni var. Yanlış tarım politikaları, çiftçiye desteğin yetersiz olması, artan akaryakıt fiyatları, çiftçiliğin bir meslek olarak görülmemesi gibi nedenlerle tarımı bitme noktasına getirdik maalesef. Oysa geleceğimiz tarımda. İnsan, araçsız, telefonsuz yaşar ama gıdasız asla! Bu günlerde bunun önemini daha da fazla anlıyoruz. Düşünün ki ilk defa bizde yetiştirilen bir ürünü şimdi dışardan alıyoruz. Ayçiçek yağında dışarıya bağımlıyız. Zaten 3 kat artan buğday fiyatlarının önümüzdeki günlerde daha da fazla artacağı kesin. Buğday arzında yaşanacak sıkıntı, un ve ekmek fiyatlarını, ay çekirdeği ithalatındaki aksaklığın da yağ fiyatlarını etkilemesi kaçınılmaz. Bu durumun un ve ekmek gibi temel gıda fiyatlarına yansıması olacak ki şimdiden Ayçiçek yağı fiyatları 200 TL’ye dayandı. Belki de yakın zamanda ekmeği de 10 TL’den alacağız. TÜİK’in açıkladığı %64 lük Gıda enflasyonu zaten halkın belini büküyor. Şimdi de küresel gelişmelerden kaynaklanan sıkıntılarla karşı karşıyayız. Umarım, tarımsal ürün ithalatında yaşanması muhtemel sıkıntılar, bu ürünler farklı ülkelerden temin edilerek çözülür. Yine artan akaryakıt fiyatları da gıda sektörüne direk yansıyacak. Mesela Antalya’da seralarda domates yetiştiren bir üretici bunu İstanbul’a ulaştırmak için geçen yıl 600 TL’lik yakıt harcarken şimdi 2000 TL’yi buluyor yakıt masrafı. Belki ben bu yazıyı yazarken yine bir zam gelecek. Bu durumda üreticinin üretme ve taşıma maliyeti arttığı için bunu mecburen ürüne zam olarak yansıtacak. Ve sonuçta fiyatlar yükselecek, enflasyon artacak alım gücümüz iyice azalacak. Oysaki ülkemizin iklim koşulları ve toprak yapısı tarım için o kadar müsait ki. 40 bin km2’lik yüz ölçüme sahip Hollanda’da yıllık tarımsal ürün ihracatının 100 milyar doları geçmesi ülkemizde ise 12 milyar dolar civarında olması şapkayı önümüze koyup düşünmemiz için yeterli. Geçen hafta Tarım Bakanı’nın istifa etmesi bile sürecin iyi yönetilmediğinin kanıtıdır.

Bu gidişe dur demenin vakti geldi de geçiyor bile. Yarından tezi yok milli tarım projesi hayata geçirilerek tarım seferberliği ilan edilmeli, çiftçiler desteklenmeli, üretim teşvik edilmeli, tarım liseleri kurulup yaygınlaştırılmalı. Tarım üzerine üniversiteler kurulmalı, tarımı hor görmekten ithal alışkanlığından vazgeçip yerli üretime geçilmeli. Ben bazı Anadolu köylerinde apartman görünce şaşırıyorum köyde apartman olmamalı. Köydeki marketlerde köy bakkallarında fabrikasyon yumurta et ve süt ürünleri satılmamalı. Düşünün sadece Trakya’da üretilen ayçiçeğinin tüm ülkenin ihtiyacını karşılaması gerekirken bizi mahkûm eden tarım stratejileri ile yarına nasıl güvenle bakacağız. Bu ayıp bile bize yeter! Bunu buğday, mercimek gibi birçok tarım ürünü için söylememiz mümkün aslında. Büyük önder Atatürk’ün ^^ Üretmeden tüketen milletler önce haysiyetlerini sonra da hürriyetlerini kaybederler^^ Umarım bu gidiş durur umarım tarıma gereken önemi veririz vermeliyiz. Buna mecburuz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI