?>

TAZİYE EVLERİ YOZLAŞMASI BİTSİN ARTIK…

Merve Tanrıöver

3 yıl önce

-Bakar mısınız! Patlıcan kebabının yanına kuru soğanı unutmuşsunuz…-Dünkü gelen baklavalar daha güzeldi.Bugünkileri kim gönderdi acaba? Kesin ucuz bir yerden almışlar.Şekeri çok fazla!-Su böreği de soğuk gitmiyor meret.Benimkini ısıtır mısınız?-Yemeği çok kaçırmışım midem çatlayacak.Soda yok mu soda!!!  -Üç gündür taziye yerinde oturuyorum.Doğru dürüst bir demli çay içemedim.Açık açık çayları veriyorlar..-Bugün yemeği kim yapacak? Bizim çocuklar okuldan çıkıp gelecekler,geç kalmasa bari…-Merhumun kızları neredeler acaba? Yine arazi olmuşlar.Misafirlerle ilgilenen yok ki..Aslında ilk yozlaşma taziyelerin evlerden çıkıp,belediyeler tarafından yaptırılan özel taziye evlerine taşınması ile başladı.Evler,konutlar büyüdükçe gönüller küçülmeye başladığından insanlar en acılı günlerinde bile istedikleri gibi yaşamamaya başladılar.Zamanında Şehitkamil Belediye Başkanımız Rıdvan Beyle yaptığım röportajda, özellikle 4 artı 1’ lik kocaman evlerin yapıldığı İbrahimli gibi bölgelerde taziye evlerinin gereksiz olduğunu söylemişlerdi. Bende altına imzamı atmıştım. Ama zamanla insanların yoğun talepleriyle bu bölgelere de taziye evleri bir bir yapılmaya başlandı.Çünkü giderek yozlaşmaya başlayan kültürümüzde müze konumundaki evlerimiz misafirin her türlüsüne kapanmış durumda.,Bol dualı,Kur’anlı ,kısa ziyaretli,az konuşma çok ibadetli,sadece ev halkına yönelik iki lokmalık yemekli,ev ortamların da yapılan taziye kültürlerimize hasret kaldık.Günümüz moda kültür anlayışları ile artık;Taziyeler dışarılarda,İftar davetleri lokantalar da,Yatılı misafirler otellerde,Eş, dost, arkadaşları kafeler de ağırlamaya başladık ya..Evleri satalım gitsin!GÜNÜN SÖZÜEdepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter.   Mehmet Akif ERSOYTEBESSÜMAdamın biri, küs olduğu dostlarından birinin hanımına büyük saygı duyarmış. O hanımın babasının vefat ettiğini öğrenince taziye için şöyle bir telgraf çekmiş:

"Babanızın vefatından ve kocanızın sağlığından dolayı taziyelerimi sunarım."**Seçimlerden %50 oy alarak Başbakan olan Süleyman Demirel meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. İnönü sorar;- Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun?Demirel;- Bilmiyorum!Beklemediği bir soruyu cevapsız bırakan Demirel içten içe bozulmuştur. Bir kaç gün sonra yine İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; - Efendim meclisin 220 merdiveni var! der- Kime saydırdın? diye sorar İnönü.Demirel; - Bizzat ben saydım efendim! der.Ve bunun üzerine İnönü'den tarihi bir söz duyar.- Bak Süleyman. Lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI