2023 yılı bizler için pek iyi geçmemişti. 2024 yılı içinse ne umutlar beslemiştik ne hayaller
kurmuştuk, ama daha yılın ilk ayını bitirmeden acı haber Kuzey Irak’tan geldi. Dokuz vatan
evladını şehit verdik. Henüz birkaç hafta önce aynı bölgede 12 şehit vermiştik yüreklerimiz
dağlanmıştı. Uzun zamandır bu tarz alçak saldırıları duymuyorduk ama ne zaman Türkiye
seçimlere gidecek olsa ne zaman başını biraz yukarı kaldırsa maalesef birileri düğmeye basıp
gerek ülke içinde gerekse ülke dışında tuttukları maşalarına bu tarz hain saldırıları
yaptırıyorlar. Yine birileri düğmeye bastı.
İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler birkaç aydır çok gergin iki ülke birbirini karşılıklı tehdit
eder durumda. Yaklaşan seçimler nedeniyle her zaman olduğu gibi yine Türkiye’yi
istikrarsızlaştırma çabalarının ürünü ya da Türkiye’nin İsrail’e karşı haklı ve sert tutumunun
sonucu muhtemelen bu saldırılar. Geçtiğimiz günlerde Milli İstihbarat Teşkilatımız tarafından
İsrail gizli örgütü MOSSAD ajanlarının yakalanmasına İsrail’in bir cevabıydı belki de. Nedeni ne
olursa olsun ateş düştüğü yeri yaktı. Hayatlarının baharında gencecik vatan evlatlarını toprağa
verdik. Beni asıl üzen şehit haberleri toplumda kanıksanmış olması. Bir iki gün haberlerde
izliyoruz sonra unutulup gidiyor. Toplumca Gazze’de yaşananlara karşı yapılan haklı gösterileri
ve toplumsal tepkileri maalesef şehitlerimiz için göremiyoruz. Suudi Arabistan şeyhinin
ölmesiyle ülkemizde ilan edilen yas neden şehitlerimiz için neden yapılmıyor? 22-23
yaşlarındaki vatan evlatları emperyalist güçlerin maşaları tarafından hayatlarının baharında
şehit edilmekte. Ülkemiz maalesef açık kapı politikaları yüzünden milyonlarca mültecinin
adresi oldu. Hal böyle olunca mülteciler sermaye sahipleri için ucuz iş gücü haline geldi. Bu
durum iş bulmakta zorlanan vatan evlatlarını sözleşmeli asker olmaya itti. Her birinin hikayesi
farklı kimi yeni evli, kiminin ailesi çadırda yaşıyor, ama hepsinin ortak özelliği gelir
düzeylerinin düşük olması ve vatan sevdası. Bedelli askerlik uygulaması ile zaten parası
olanlar askerlik yapmıyorlar, maddi gücü yerinde olmayanlar ise hayatlarının baharında
canlarını feda ediyorlar. Ben hiç şehit olan zengin çocuğu, siyasetçi çocuğu görmedim. Bu
durum içimizi acıtıyor adalet nerede diye sormamıza neden oluyor. Zengin çocukları evlerinde
kahvelerini içerken bu vatan evlatları -15 derece sıcaklıkta nöbet tutuyorlar. Türkiye 1980’li
yılların ortasından beri terörle mücadele ediyor. Küresel güçlerin Türkiye’nin bölgede aktör
olmasını, güçlenmesini istemedikleri için argüman olarak kullandıkları bir aparat aslında
terörizm. Türkiye ne zaman ekonomik, askeri, siyasi olarak güçlenmeye başlasa sağ sol
çatışması, suni alevi çatışması ya da maşa olarak tuttukları terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye
de siyaseti, ekonomiyi, toplumsal yapıyı dizayn etmeye çalışan küresel güçler ortaya çıkıyor.
Ama bu sözde müttefikler bilmeliler ki Türk milleti 2 bin yıllık devlet geleneğine sahiptir ve
bağımsızlığı uğruna severek canını verecek milyonlarca gence sahip. Türk milletine boyun
eğdiremeyeceklerini artık görmeleri lazım.
1915 yılında Çanakkale cephesindeki dedeleri gibi, Sarıkamış’ta tek kurşun atamadan
donarak şehit olan binlerce kahraman asker gibi, kurtuluş savaşında Kuvayi milliye bilinciyle
ülke topraklarını Fransızlara, Yunanlara dar eden, yine 1974 yılında Kıbrıs’ta canlarını hiçe
sayan ölümü gülümseyerek karşılayan ve şehit olan ataları gibi biz rahat uyuyalım diye şehit
oldu dokuz vatan evladı. Güçlü ordu güçlü Türkiye güçlü Türkiye güçlü ordu demektir. Terörü
yok etmek, teröre neden olan olaylarının önüne geçmek, terör maşasını tutan elleri kırma
vakti geldi de geçiyor. Saldırı sonrasında olağanüstü toplantıda ülkemizin güneyinde terör
oluşumuna izin verilmeyeceği vurgusu önemli anlamak isteyenler için.