?>

TÜRKİYE ŞANGAY İŞ BİRLİĞİ ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMALI MI?

Fatih Gözüaçık

2 yıl önce

Geçtiğimiz günlerde sayın Cumhurbaşkanı Özbekistan’da yapılan Şangay İş birliği Örgütü’nün toplantısına katıldı ve ardından BM genel kurul toplantısına katılmak için gittiği Amerika yolunda uçakta Türkiye’nin nihai amacının Şangay İş birliği Örgütüne tam üye olmak olduğunu söyledi ki bu çok önemli bir gelişme. Ayrıca Türkiye ilk defa bu toplantılara davet edildi. Özellikle Avrupa ve Atlantik bloğunun karşımızda durduğu bu kritik dönemde bizim güçlü bir cephede denge unsuru olarak yer almamızın gerekli olduğu düşüncesindeyim. Sadece Şangay İş birliği Teşkilatı değil Türk Cumhuriyetleri ile yaptığımız iş birliği anlaşmaları, Avrasya ve Orta Asya’da atacağımız her adım güç dengesinin sağlanması açısından Türkiye için çok önemlidir. Şangay İş birliği Teşkilatında Rusya, İran, Azerbaycan, Özbekistan liderleri ile yemek sohbetinde verilen fotoğraf aslında batı için çok şey ifade ediyor. Belki bu yüzdendir ki ABD Kıbrıs Rum kesimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı. Aslında bu örgüt batının bir alternatifi olduğunu düşünmüyorum, Türkiye’nin bir yandan batı ile ilişkilerini geliştirirken bir yandan da doğu bloku ile temas kurması denge politikasının bir tezahürüdür. Yani bu örgütler birbirinin alternatifi olarak görülmemeli. Peki nedir bu Şangay İş Birliği Örgütü? 26 Nisan 1996’da Çin’in Şangay kentinde toplanan 5 ülke (Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan) arasında imzalanarak kurulmuştur. 2007 yılında Bişkek zirvesinde tek kutuplu dünya kabul edilemez sözü aslında örgütün kuruluş vizyonunu ve amaçlarını tek cümleyle anlatmaktadır. Türkiye’nin bu örgüte üye olması bölgesel ve küresel iş birliklerinin çeşitlendirilmesi açısından çok önemlidir. Tabi ki bu bir süreç bekleyip göreceğiz…

              Türkiye açısından sadece Avrupa Birliği odaklı, sadece Trans Atlantik odaklı, bir dış politika takip edilmesi yerine çok yönlü bağlantıların kurulması önemli. Peki Türkiye Şangay örgütünden ne murat ediyor? Neden bu örgüte katılmak istiyor? Belki çeşitlendirme belki batıya karşı bir denge unsuru oluşturma olabilir çünkü baktığımız zaman Avrupa Birliği ile Şangay İş birliği Örgütü birbirinin alternatifi değiller. Günümüz dünyasında bir ülkenin ittifaklar yapmadan ayakta kalması çok zor dünyanın en güçlü ordusuna sahip Amerika bile kendince Rusya ve Çin tehdidine karşı ittifaklar oluşturmaktadır. İki kutuplu dünyanın oluştuğu soğuk savaş döneminde SSCB’ye karşı Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için NATO kurulmuştu. Bu bağlamda ülkeler sadece askeri değil ticari ilişkilerini geliştirmek içinde çeşitli bölgesel ya da küresel örgütlere üye olabilir. Türkiye’nin bir NATO üyesi olarak Şangay İş birliği Örgütüne katılması bu örgütün prestiji açısından da önemlidir. Türkiye’nin de nihai hedefi Avrupa bloğunun içinde yer almak olsa da 1960’lı yıllardan itibaren türlü bahanelerle Avrupa Birliğine üye olarak kabul etmemişlerdir. Bu durum Türkiye’nin farklı seçenekleri denemesine neden olmaktadır. Günümüzde dünya yeniden şekilleniyor, tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu bir dünyaya geçiyoruz. Ve bu yeni dünya düzeninde Türkiye yerine alacaktır. Hani 1964 yılında ABD başkanı Johnson’nun Türkiye’ye yazdığı küstahça mektuba cevaben İsmet İnönü yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada yerini alır demişti. Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış misali senelerdir Avrupa birliği kapısında bekleyip bir sonuç alamayan Türkiye için Şangay İş birliği Teşkilatı ile ilişkilerin geliştirilmesinin Türkiye açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bunu Avrupa’dan da tamamen bağları koparmadan dengeli bir şekilde sürecin sürdürülmesi gerekmektedir. Belki de Şangay zirvesindeki fotoğraf batı dünyasında NATO’ya AB’ye bir mesajdı bu mesajı alırlar mı? Almış olacaklar ki toplantıdan hemen sonra ABD Güney Kıbrıs’a karşı silah ambargosunu kaldırdı.

            Sonuç olarak Türkiye’nin kendine dünyanın her bölgesinden yeni partnerler yeni iş birlikleri kurmak en doğal hakkıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI