SORU: Kimler vekil olmalı?
Parası olan mı?
Kapasitesi olan mı?
Aşireti mi olacak?
Ağzı iyi laf mı yapacak?
Tek dert hizmet mi?
Birilerine göz dağı vermek için tarafkarlık mı?Ya da sadece ve sadece Hakka halka hizmet etmeyi kendi ilke edinen mi?
İç güvenlik Yasası,kavga tokat ve tekmelerle nihayetinde kabul edildi.İçeriğinden habersiz pek çok vatandaşta kendilerinin nasıl bir dönemin beklediğinden habersiz olumlu olarak karşıladı.Ta ki uygulamalarda canı yanıncaya kadar benimsemeye devam edecektir.
Muhalefette birkaç Malkoçoğlu dışında da ne yazık ki beklenen tepki gelemedi. Vatandaşa İç Güvenlik Yasasının içeriği ve sıkıntıları, amaçları anlatılacağına sadece yüksek seslerini ve kavgalarını duyurabildiler. Hatta ret oyu kullananlar son dönemler de sayısı otuzu geçmedi. Hani siz muhalefettiniz.
İktidar vekillerini söylemeye zaten hiç lüzum yok. Onlar neye el kaldırdıklarının bile bilincinde olmadan askı misali görev yaptılar. O kadar ki muhalefetin önerdiği soru önergesini bile takip etmeyip el kaldırarak konulara ne kadar müdahil olduklarını bir kez daha ispatladılar.
Meclis geneline bakarsanız iktidarında da muhalefetinde de konuşmasını bilen,kapasitesi olanların sayısı otuzu bulmaz.Diğerleri ne mi yapar? Onlar sadece ihale,takipleri,akraba yerleşkeleri,iş bağlantıları..cepleri..Ya da lale mevsiminde iki tır lale soğanı daha fazla satabilmek için edepsizliği ele alıp,Ata’ ya Cumhuriyete hakaret etmeler…(Laleci güzeli vekilimiz.Seni asla unutmayacağız,unutturmayacağız!)
Aday adaylarımız bizleri de ziyaret edip,projeleri hakkında bilgilendirme yapıyorlar.Yalnız dikkatimi çeken durum şu ki,karşımdakiler sanki belediye başkanı aday adayı gibi suni beyanatlar veriyorlar trafik sorunu,Suriyeliler,kavşaklar,ev kiraları…Halbuki bu sorunlar belediyelerin inisiyatifindedir ve milletvekilleri bu hizmetlerin halka yansımasındaki Ankara ile aralarındaki takipçileridir.Vatandaşı dinlemek ve göz ardı edilen sorunları gündeme taşımaktır.Ve makam araçlarıyla dolaşmayıp içlerinde olmak,ellerini tutmaktır.Halkın gerçek anlamda vekili olmaktır.Ata’mız bu konuda ne de güzel uyarıyor:
Bir toplantıda kendisinden evvel söz söyleyenlerden biri ona: “Nereden ilham ve kuvvet” aldığını sormuştu; Atatürk bu soruya millet hizmetinde bulunan insanların ilham kaynakları hakkında, uzunca bir tahlil yaparak cevap verdi. Sonunda kısaca demişti ki:“Efendiler… İlham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir; milletin müşterek arzusu, gerçek temayülüdür. Varlığımızı, istiklalimizi kurtaran bütün teşebbüs ve hareketler; milletin müşterek fikrinin, arzusunun azminin yüksek tecellisinden başka bir şey değildir.”
“Vatandaşınız olan herhangi bir şahsı, istediğiniz gibi sevebilirsiniz; kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evladınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz! Fakat bu sevgi, sizi milli varlığınızı, bütün muhabbetlerinize rağmen herhangi bir şahsa, herhangi bir sevdiğinize vermenize sebep olmamalıdır. Bunun aksine hareket kadar büyük hata olmaz. Ben ancak vazifemi yaptım. Bana, bu ilhamı ve kudreti nereden aldığımı soruyorsunuz. Cevap olarak diyebilirim ki, bugünkü uyanıklığı, düne, geçmişe borçluyuz. Geçmişte bu milletin çektiklerinden büyük bir ilham ve kudret kaynağı olamaz!”
GÜNÜN SÖZÜ
Ben milletvekilin; dürüst, namuslu, idealist, iyi eğitimli, hizmet ahlakıyla ahlaklanmış, çıkarcı ve cebi olmayanını severim.
Merve Tanrıöver
TEBESSÜM
Seçimler yaklaşınca milletvekili adayı temel mitinglere katılmaya başlamış. Trabzon da miting yapacağı günün akşamında bir konuşma metni hazırlamış. Miting meydanına giderken konuşma metnini kaybettiğini fark etmiş. yeni bir konuşma metni hazırlamaya da fırsatı olmamış. Miting alanında halk onu alkışlarla karşılamış.. Temel hemşehrilerine şöyle seslenmiş “saygıdeğer hemşerilerim bir gece evveline kadar size ne söyleyeceğimi bir ben bir Allah biliyordu. Şimdi ise yalnızca Allah biliyor..