Değerli okurlar, bereketli bir ayı, ayların sultanını geride bırakmanın hüznü ve gelen bayramın da sevinci ile hepimizin bayramını kutlarım. Bayram neşesinin ömrünüzün tamamına yayılmasını dilerim. Malumunuz bayram en çok çocukları heyecanlandırır. Gezmeler, şeker ve çikolatalar, yeni kıyafetler, harçlıklar derken bir bakarsınız çocuklar cıvıl cıvıl. Doyasıya neşeyle dolan bu güzellikler bizim de neşemizin kaynağı oluverirler.Ancak bazılarının boynu bükük olur, ailesinden birilerini kaybetmiş olanlar başta olmak üzere boşanmış olan eşlerin çocuklarında olduğu gibi. Elbette istisnalar olabilir ama genelde ne yazık ki boşanmış olan eşlerin çocukları bayramlarda zorluklar yaşamaktadır. Burada eşlerden ricamız çocuğunuza bunu yaşatmaması, aralarındaki kişisel husumetlerini hele de bu bayram günlerinde bir kenara bırakmaya gayret etmesidir. Unutmayalım ki çocuğunuz sizin de geleceğiniz ve hayatınızın şekillenmesinde öyle önemli bir varlık ki ondaki sağlıksız ilerleyen her gelişme sizi de derinden etkileyecek.Bilindiği üzere boşanma sonrasında genel itibariyle çocuk eşlerden birinin yanında kalır, velayeti kendisinde olmayan eş ile çocuk arasında da ayrıksı bazı durumlarda yoksa mahkemeler kişisel ilişki tesis eder. Çünkü çocuk anne ya da babadan herhangi birisine değil aslında ikisine de muhtaçtır. Görüşme hakkı eşler boşanıyor diye engellenemez. Peki, bayram günleri nasıl olacak ? “……Bayramda tatile gidiyoruz, eski eskime çocuğu nasıl vereyim, gidinde çocuğun aklı karışıyor sıkıntı çıkıyor,oraya gidince çocuk hasta oluyor, çocuk babası tarafını sevmiyor gitmesin !.............” Bu cümleler tanıdık geldi değil mi değerli okurlar. Ama olmaz. Emir demiri keser. Mahkeme velayeti kendisinde olmayan eş ile çocuk arasında bayramlarda kişisel ilişki tesis etti ise mahkeme kararına uymak zorundasınız, aksi halde velayet hakkını kötüye kullanmış olursunuz. Bu durum velayet hakkınızı kaybetmeye kadar gidebilir.Hepsinden de önemlisi çocuğunuzun iyiliği babasından ya da annesinden kopmamaktır. Bunu unutmayalım. Velayetin sizde olması çocuğunuzun yalnızca sizin çocuğunuz olduğu anlamına gelmemektedir. Anneler ve Babalar, çocuğunuza bu kötülüğü yapmayın. Bunun yerine bayram yaşatın.Peki mahkemeler velayeti kendisinde olmayan eş için bayramda çocukla kişisel ilişkiyi ne şekilde tesis eder? Burada akla şu gelebilir. Acaba çocuk bir bayram bir eşte öbür bayram öteki eşte mi kalacak? Yoksa bayramın bir günü diğer eşte kalan günleri velayeti alan eşte mi kalır? Aslında hepsi birden mümkündür, öncelikle tarafların bu hususta bir anlaşması varsa ve çocuğun zararına bir durum yoksa hakim kararında bu anlaşmayı uygular. Örneğin taraflar çocuğun ramazan bayramında annede, kurban bayramında babada kalması hususunda anlaşmış ise ve bu durum çocuğu özellikle zora sokmayacaksa hakim bu yönde karar verebilir. Ama örneğin daha süt emme çağında olan bebek için böyle bir anlaşma çocuk için problem oluşturacaktır.Bu durumda hakim anne baba arasındaki anlaşmayı kabul etmeyip daha uygun bir kişisel ilişki tesis edecektir. Taraflar arasında bir anlaşma yoksa da bu sefer hakim dava aşamasında yaptığı araştırmalar ve incelemeleri de birlikte değerlendirerek çocuk için en uygun olacak bir yöntemle velayeti kendisinde olmayan eşle çocuk arasında görüşme günü tayin edecektir. Velayeti kendisinde olmayan eşin çocuk için zararlı bir durumu varsa ( uyuşturucu bağımlılığı, pek kötü yaşam sürme, çocuğa karşı suç işlemiş olma vs... ) bu durumda hakim kişisel ilişki kurmayabilir. Elimizden geldiğince konuyu izah etmeye çalıştık, ancak bu hususta en başta çocuğunuzun üstün yararı için, belki de hayatta en çok değer verip sevdiğiniz varlığın yani çocuklarınızın eski eşinizle bayram sevinci yaşamasına engel olmamanızı önemle tavsiye ederiz, bayramı bayram gibi yaşamanızı ve çocuklarınıza da yaşatmanızı diliyoruz. Ramazan bayramının en başta ülkemize ve tüm insanlığa huzur, mutluluk ve neşe getirmesini dilerim, hepinizin bayramını tebrik ederim. Saygılarımla Gaziantep Barosu Avukatı Av. Ali TÜMBAŞ