DİSK ve KESK temsilcilerinin düzenlediği ortak basın açıklamasında 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yapılması düşünülene etkinlikler masaya yatırıldı. KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, 1 Mayıs Cuma günü Yeşilsu parkında sosyal mesafeyi koruyarak sadece kurum temsilcilerinin katılacağı basın açıklaması için valiliğe başvuruda bulunduklarını dile getirdi.
Salgın nedeniyle 130 yıldan sonra ilk kez Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta işçi sınıfı, ezilenler dünyada ve ülkemizde alanlarda hep birlikte enternasyonali söyleyemeyeceklerini kaydeden dile getiren Parlakçı, “Sistem, krizleri lehe çevirip birikim rejiminde yeni bir aşamaya geçmek için fırsata çevirme yaklaşımını salgın sürecinde de hayata geçirmek, salgın sonrası sömürünün katmerleşerek devam edeceği, yönetim biçimlerinin çok daha otoriter olacağı bir dünya yaratmak istemektedir. Ancak insanlık son yüzyıllarda belki de ilk kez bu kadar derin sorgulamalara ve başta sağlık olmak üzere yaşamsal ihtiyaçların ve hizmetlerin kamusal olması gerektiğine dair ortak talep etrafında kenetlenmeye başladı” dedi.
Açıklama şu şekilde sürdürüldü;
“Salgın sürecinde ülkemizdeki ekonomik eşitsizlik ve bunu sürekli derinleştiren politikalar daha da görünür hale gelmiştir” diyen Parlakçı, “Ülkemizde coronavirüs vakasının göründüğü ilk günden bu yana hükümetin aldığı önlemler çok yetersizdir. Salgın sürecinde on binlerce işçi işini kaybetmesine ve çok daha fazlası bu süreçte fabrikaları ve işyerleri kapalı olduğu ciddi bir gelir kaybına uğramasına rağmen, siyasal iktidarın açıkladığı ekonomik paketler büyük çoğunlukla sermaye kesiminin çıkarlarını ve ihtiyaçlarını esas alan paketler oldu. Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi kentimizde de organize sanayi bölgesinde sokağa çıkma yasağına rağmen fabrikaların yarısından çoğu çeşitli adlar altında izin alarak çalıştığını söyleyen KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hiçbir aciliyeti olmayan zorunlu ve temel ihtiyaçlar içinde olmayan halı, branda, çuval, iplik, kumaş, gibi ürünlerin üretildiği fabrikalarda bile on binlerce işçi sokağa çıkma yasağında zorunlu olarak çalıştırılıyor. Yine organize sanayi bölgesinde pek çok fabrikada salgın riskine karşı gerekli önlemlerin alınmadığı, işçilerin sağlığının göz göre göre tehlikeye atıldığı, bazı fabrikalarda Coronavirüse yakalanan ve testi pozitif çıkan işçiler olduğu halde üretimin devam ettiği bilgileri kamuoyuna sık sık yansıyor. İşçilerin ve emekçilerin hayatını ve sağlığını hiçe sayan bu uygulamaların sonucunda birkaç gün önce 27 yaşındaki genç bir işçi kardeşimiz çalıştığı fabrikada yakalandığı coronavirüs yüzünden hayatını kaybetti. KESK, DİSK, TMMOB, TTB’nin çağrısıyla emek ve demokrasi güçleriyle yapılan toplantı ve değerlendirmeler sonucunda bu yıl sürecin özgünlüğü çerçevesinde bir program oluşturulmuş ve bazı kararlar alınmıştır. Konuya ilişkin 22 Nisan 2020 tarihinde yapılan basın toplantısıyla 2020 yılı 1 Mayıs programımız ana hatlarıyla kamuoyu ve emekçilerle paylaşılmıştır. Yine halkımızı, işçileri, emekçileri 1 Mayıs günü evinde işyerinde bulunduğumuz her yerde taleplerimizle 1 Mayıs’a ses vermeye çağırıyoruz. Hep birlikte bu süreci atlatıp yine alanlarda taleplerimizi dile getirip türkülerimizi söyleyip halaylar çekeceğiz.”