KESK Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, son aylarda çocuklara yönelik cinsel istismar olayların artmasından dolayı tedirgin olduklarını dile getirdi. Ersönmez son olarak Nurdağı ilçesinde bir okulda yaşanan istismarın kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
Kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismarların ve fiziki şiddetin son yıllarda attığını anlatan KESK Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, yetkililerin bu ve buna benzer olayların önüne geçilebilmesi için acil yasal çalışmaları başlatmasını gerektiğine vurgu yaptı. Ersönmez açıklamasında, “Yurt genelinde ve son aylarda özellikle ilimizde bazı okullarda cinsel taciz olaylarının arttığını görüyoruz. Son olarak Nurdağı ilçesinde bir okulda yaşanan taciz olayı karşısında şok geçirdik. Kadın ve çocuklara yönelik taciz olayları ile şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için acil olarak yasal düzenlemeler yapılmalı. Bu konuda hükümete önemli görevler düşüyor” diye konuştu.
Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, hazırladıkları bir raporu şu şekilde özetledi; “Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim- Sen) 2015’te hazırladığı broşürde, cinsel istismarın tanımı Dünya Sağlık Örgütü'ne referans verilerek yapılıyor. Bu çerçevede her hangi bir istismarda yapılması gerekenleri kamuoyuna anlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
ÇOCUĞA KARŞI İSTİSMARDA BAŞVURULACAK YERLER
Bir çocuğun ihmale, fiziksel ya da cinsel istismara uğradığını düşünüyorsanız ya da şüpheleniyorsanız gerekli tedbirlerin alınması için başvuruda bulunmak gereğini vurguluyor ve TCK’nın 279. maddesine göre bildirimde bulunmayan kamu görevlileri hakkında cezai işlem uygulanacağını da hatırlatıyor. Başvurulabilecek yerler de şöyle sıralanıyor:
“Okulun rehberlik öğretmenine (Okul öncesi kurumlarda rehberlik öğretmeni olmadığı için doğrudan okul idaresine) Okul İdaresine, Rehberlik ve Araştırma Merkezine, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna, Baroların Çocuk Hakları Merkezlerine, Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi birimlerine.”
ÇOCUĞU KORUMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Çocuklara bedenlerinin kendilerine ait ve özel olduğu, kim senin zorla ve istemediği şekilde dokunamayacağı öğretilmedir. Yakınlık istemediğinde çocukların "hayır" deme hakkına sahip olduğu öğretilmelidir. Çocuğa iyi ve kötü davranışların neler olduğu öğretilmelidir. Çocuklar ana babalar ve öğretmenler arasındaki iletişim kanallarının sürekli açık olması sağlanmalıdır. Bu iletişim kanallarını açık tutmada sınıf öğretmenlerini ve rehber öğretmenler önemli rol oynayabilir. Çocuk herhangi bir istismar durumuyla karşılaştığında onu dinlemek ve duygularını anladığımızı hissettirmek önemlidir. Çocuğun özgürce konuşmasına izin vererek bir ilişki kurmak ve ortam sağlamak gerekir. Çocuğa ona inandığınız duygusunu vermek önemlidir. Çocuğun anlattıklarını abartılı tepkiler vermeden dinlemek gerekir. Çocuğun varsa suçluluk duygularını anlatmasına izin vermek gerekir. Bunun onun hatası olmadığını vurgulamak önemlidir. Çocuğa bu konuyu paylaştığı için duyulan memnuniyet dile getirilmeli ve konuşmasının doğru bir davranış olduğu vurgulanmalıdır. Çocuk Koruma Kanunu gereğince öğretmenlerin çocukların istismar edildiğine tanıklığı durumunda yargı yolunun açılması gerekmektedir. Öğretmenlerin bu konudaki yasal sorumluluklarına ilişkin farkındalığın arttırılması önemlidir. Üniversite hastanelerinde bulunan Çocuk Koruma Birimleri/Merkezleri ve Çocuk İstismarını Önleme Derneği vb. gibi kurumlarla eğitim kurumları arasında birlikte çalışma anlayışı geliştirmek, hem cinsel istismarı önleme hem de cinsel istismara maruz kalmış çocuğa uygun yardımı sunma açısından yararlı olacaktır. Çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılık sergilenirken esas amacın çocuğun yararı ve koruması olduğu unutulamamalıdır. Bu nedenle çocuğun ve aynı zamanda ailenin ikincil örseleme yaşamamasına özen gösterilmelidir.