USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Mobil

“ANAP’LILAR ‘EVET’ DİYECEK”

ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi’nin ‘Hayır’ çağrısına ANAP’ın eski...

“ANAP’LILAR ‘EVET’ DİYECEK”
10-04-2017 12:34
Gaziantep

ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi’nin ‘Hayır’ çağrısına ANAP’ın eski duayeni Tanrıöver’den sert tepki geldi

18.Dönem Anavatan Partisi Gaziantep Milletvekili Hasan Tanrıöver, geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te ‘Hayır’ toplantısı düzenleyen Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi’ye sert tepki gösterdi. Tanrıöver, “Sen kim oluyorsun bizim vereceğimiz kararı belirliyorsun” diye konuşan Tanrıöver, 16 Nisan’da yapılacak olan halk oylamasında tercihlerinin “EVET” olacağını açıkladı.

“DIŞ MİHRAKLAR GELDİĞİMİZ NOKTAYI HAZMEDEMİYORLAR”

“Şunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Emperyalizm, Haçlı Dünyası bizim bu topraklara gelişimizi ve İstanbul’u fethetmemizi asla hazmetmediler. Haçlı Ruhu’nun bütün amacı bizi parçalamak ve bu topraklardan atmaktır. Biz unuttuk. Ama onlar asla unutmadı” şeklinde konuşan 18.Dönem Anavatan Partisi Gaziantep Milletvekili Hasan Tanrıöver, “ANAP Genel Başkanı Gaziantep’e gelip ‘HAYIR’ toplantısı yapıyor. Konuşmanın içeriğine baktığınızda içeriğinin bomboş, dişe dokunur hiçbir ciddi bir bilginin olmadığını görüyoruz. Çelebi, şu anda AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a cephe alan bütün şer ittifakının, rahmetli Özal’a yaptığını ne çabuk unutmuş! O günkü Özal’a karşı kurulan şer cephesi; başta CHP olmak üzere, Özal’ın adını ‘Çankaya’nın Şişmanı’ koymuşlardı. Çankaya’nın şişmanı geldi, Çankaya’nın şişmanı gitti. Özal’ın adını dahi söylemek lütfunda bulunmuyorlardı. Ve her gün gazete manşetlerinde Sayın Özal için seni o makamdan onursuzca indireceğiz diyorlardı” diye konuştu.

“TÜRKİYE 2. KURTULUŞ SAVAŞINI VE 2. MİLLİ MÜCADELEYİ YAŞIYOR”

Türkiye, Gezi Olaylarından bu yana 2. Kurtuluş Savaşını, 2. Milli mücadeleyi yaşıyor. İçeride ve dışarda büyük çıkar grupları; küresel sermaye, faiz lobileri, mazlum milletlerin kanını emen savaş lobileri hepsi el birliğiyle Türkiye’ye saldırmaktadırlar” şeklinde sözlerini sürdüren 18.Dönem Anavatan Partisi Gaziantep Milletvekili Hasan Tanrıöver, “Çelebi, şu anda AK Parti’ye ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a cephe alan bütün şer ittifakının, rahmetli Özal’a yaptığını ne çabuk unutmuş! O günkü Özal’a karşı kurulan şer cephesi; başta CHP olmak üzere, Özal’ın adını ‘Çankaya’nın Şişmanı’ koymuşlardı. Çankaya’nın şişmanı geldi, Çankaya’nın şişmanı gitti. Özal’ın adını dahi söylemek lütfunda bulunmuyorlardı. Ve her gün gazete manşetlerinde Sayın Özal için seni o makamdan onursuzca indireceğiz diyorlardı. Biz, Kuran-ı Kerim’in tabiriyle “akletmiyoruz”, tefekkür etmiyoruz, geçmişi çabuk unutuyoruz. Şu anda Batı’nın yaptığı topyekün İslam Dünyası’na ve Türkiye’ye karşı bir Haçlı Savaşıdır. Zaten bunu defaatle kendileri de ifade ettiler. Afganistan’ı, Irak’ı, Suriye’yi ‘taş devri’ne çevirdiler. Yalnız Irak’ta 1 milyonunu üstünde insanı katlettiler. Irak’ın bütün alimlerini sistematik bir biçimde ortadan kaldırdılar. Moğollar’ın Hülagu’su Bağdat’ı işgal ettiğinde taş üstüne taş koymamıştı. İslam’ın bütün kitaplardaki bilgi mirasını Dicle ve Fırat’ta atmıştı. Bu nehirlerden günlerce mürekkep akmıştı. Peki, Amerika’nın Bağdat’ta yaptığı Hülagu’nun yaptığından daha mı azdır? Çünkü Rahmetli Özal, Anadolu’nun ruhundan çıkmıştı. Halkın adamıydı. Demokrattı ve Müslümandı. Ve o da vesayete karşı çıkıyordu. Türkiye’yi kuşatan zincirleri kırmak istiyordu. ANAP’lılar ne çabuk unutuyor. Bugün Sayın Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti’ye karşı olan o gün kü şer cephesinde yer alan Anteplilerin bir kısmı ANAVATAN Partisi’nin adını zikretmiyor; mahalli tabirle “ANALOP” diyorlardı” şeklinde konuştu.

“HAFIZALARIMIZDAN ÇIKMIYOR HİÇ UNUTMUYORUM, YA 88 YA DA 89 YILLARI”

18.Dönem Anavatan Partisi Gaziantep Milletvekili Hasan Tanrıöver sözlerini daha sonra şu şekilde sürdürdü; “Meclis Genel Kurulu’nda önemli bir görüşme vardı. CHP adına Sayın Deniz Baykal söz almıştı. Konuşmasının bir yerinde rahmetli Özal için “çabuk kapıları kapatın Özal yurtdışına kaçacak” diye söze başladı. Yani Özal o kadar kötü, O kadar hain ki Deniz Baykal’a göre kurtuluşu yurt dışına kaçmakta bulacak. Rahmetli Özal’da Deniz Baykal’a bakarak sadece tebessüm etti. Sultan Abdülhamit’ten bu yana kim vesayete, Batı’nın çıkarlarına, sömürüye karşı çıkmışsa aynen bugün olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı’nın başına gelenler gelmiştir. Abdülhamit’in adı ‘Kızıl Sultan’dır. Halbuki O, ülkesini ölümüne korumuş, ülkenin menfaatleri için sonuna kadar direnmiştir. Gerçekte modern Türkiye’nin temellerini atan Abdülhamit’tir. Her alandan ülkeyi yeniliklere taşımış ve çok modern okullar üniversiteler açmıştır. Cumhuriyet Türkiye’sinin temelini kuran kadroların ve kurmay subayların tamamı Abdülhamit’in açtığı mekteplerde yetişmişlerdir. Rahmetli Menderes’e gelince; O da Anadolu’nun bağrından çıkmış; ülkesine, toprağına aşık, hizmet aşkıyla doluydu. 1952 yılından itibaren ona da aynen bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yaptıkları gibi ‘diktatör’ derler. Bugün Kıbrıs’taki söz hakkımızı, garantörlüğümüzü sağlayan Menderes iktidarıdır. Anadolu’yu traktörle tanıştıran, yollar vasıtasıyla şehirleri birbirine bağlayan, köylüyü şehri ile tanıştıran rahmetli Menderes’tir. İşte bunun için bedelini canıyla ödemiştir. Rahmetli Demirel’e gelelim. Onun da iyi dönemlerde adı ‘Morisan Süleyman’dır. (bir Amerikan Şirketi) Rahmetli Demirel’in gidişinin bir sebebi İskenderun Demir Çelik Tesisi, bir diğeri Seydişehir Alüminyum Tesisi ve Amerikan Haşhaş talebine karşı çıkmasıdır. Gelelim Rahmetli Erbakan’a… Refah Yol iktidarı Türkiye tarihinin en başarılı iktidarlarından biridir. Onu da Batı emperyalizmi ve Türkiye’nin seçkin yerli işbirlikçileriyle Ali Kalkan, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz gibi eften püften kurgularla devirdiler. Ve bu mazlum milletin 300 milyar dolarını malum medya ve yerli ajanları vasıtasıyla götürdüler. Ülkenin içini boşalttılar. Bunu yapan askerlerden bir kısmı, sonradan yahu bu adam yerliymiş, milliymiş diyeceklerdi. İşte aynı oyunlar, aynı tezgahlar, aynı kumpaslar Sayın Erdoğan’a ve AK Partiye kurulmaktadır. Türkiye 20 sene(Demirel, Özal, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller hatta Erbakan hükümetleri boyunca) paradan 6 sıfırı atmayı istemiştir. Hiçbiri bu riski göze alamamıştır. Ama Sayın Erdoğan, riski göğüsledi. Çünkü dengeleri tam tutturamazsan bu iş fiyasko ile sonuçlanabilirdi. Ve bu işi alnının akıyla başardı.”

“CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN IMF’Yİ GÜZEL ÜLKEMİZDEN KOVDU”

18.Dönem Anavatan Partisi Gaziantep Milletvekili Hasan Tanrıöver sözlerini daha sonra şu şekilde tamamladı; “Benim talebelik yıllarımda, 1960-1970’li yıllarda sol kesimin en önemli sloganı haklı olarak “IMF’ye Hayırdı. Çünkü IMF gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelere kurulan en büyük tuzaktır. Ülkeleri sömürmenin en önemli aracıdır. Sayın Erdoğan cesaretle, IMF’Yİ bu ülkeden kovdu.  İşte onun için Sayın Erdoğan’a karşılar. Halbuki IMF’yi ülkeden kovmak başlı başına bir devrimdir. Son 25-30 senede bu fakir ülkenin faiz lobilerine fazladan verdiği para 2,5-3 trilyon dolardır. Bu paranın dörtte biri ülkede kalsaydı varacağımız yeri, ülkenin ulaşacağı yeri tahayyül edebiliyor musunuz? Sayın Erdoğan niçin en çok faiz konusunu işliyor? Çünkü hala faiz vasıtasıyla sömürülüyoruz. Bunun için Sayın Erdoğan’a karşılar. Bugün Almanya Türkiye’ye silah ambargosu koyuyor. Ama Türkiye’nin hiç umurunda değil. Neden? Çünkü Sayın Erdoğan’ın önderliğinde bu ülke milli harp sanayisinde önemli bir yere gelmiştir. Sayın Erdoğan’la beraber bu ülke F16’ların yazılımını gerçekleştirmiş insansız hava araçlarını yapmış, kendi tankını, denizaltını yapmış ve dünyada gece görüş sistemlerine yapan 5. ülke durumuna gelmiştir. Daha düne kadar doğru dürüst milli bir piyade tüfeğimiz bile yoktu. Şu anda dünyanın en modern ve gelişmiş piyade tüfeğine sahibiz. Milli harp sanayinde Sayın Erdoğan’nın hedefi yerlilik oranını yüzde doksana çıkarmaktır. İşte bunun için Sayın Erdoğan’a “diktatör” diyorlar. Sayın Erdoğan’dan ve AK Parti’den önce uydumuz yoktu. F-16’ların yazılımı bizde değildi, gece görüş sistemine sahip değildik. Mağara delici, zırh delici akıllı silahlarımız yoktu, insansız hava aracımız yoktu. Uydumuz olmadığı için Amerika ya da İsrail lütfederse bilgi veriyordu. Şu anda uzayda dört beş uydumuz var yakında milli uydumuzu kendimiz yapacağız. Türkiye her alanda vesayetten ve prangalarından kurtulma mücadelesi veriyor. İşte bunun için Sayın Erdoğan’a karşılar. Bundan birkaç gün önce eski bir AK Partili milletvekili arkadaşıma şimdi Bakan Yardımcısı, Türkiye’nin kamu da ve özel sektörde en çok çalışan insanı kim? diye sordum. En çok çalışan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ülkesi için bağrı yanıyor, başka türlü izah edilemez. Şunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Emperyalizm, Haçlı Dünyası bizim bu topraklara gelişimizi ve İstanbul’u fethetmemizi asla hazmetmediler. Haçlı Ruhu’nun bütün amacı bizi parçalamak ve bu topraklardan atmaktır. Biz unuttuk. Ama onlar asla unutmadı. Dünya’nın en önemli medeniyetlerini kuran Endülüs Emevi Devleti 811 yıl sonra bu haçlı ittifakı tarafından yıkılmıştır. O Endülüs ki yalnız Gırnata Kütüphanesinde 600 bin el yazması eser vardı. Avrupa bilgilenmesini ve aydınlanmasını buraya borçludur. Nitekim yıllar sonra bazı vicdanlı, namuslu batı alimleri Gırnata kütüphanesi için şöyle diyeceklerdi: “Eğer bu kitapların yarısı bize ulaşsaydı( İspanyollar tamamını yakmışlardı) şimdi insanlık galaksiler arasında seyahat ediyor olacaklardı. Bu kitaplardan sadece 30 tanesi kalmıştır. Onun için önümüzdeki 16 Nisan’daki referandum Türkiye’nin dönüm noktası olacaktır. Vesayet bitecek, kararlı ve hızlı mekanizmalar devreye girecek, emperyalizmin oyuncağı koalisyonlar devri de sona erecektir. Bu yüzden bu ülkeyi, bu vatanı bu aziz milleti seven herkes bütün gücüyle ‘EVET’ için çalışmalı ve ‘EVET’ demeli. Bu EVET’ler, yarının bütün aydınlık kapılarını açacaktır.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler