Özel Gaziantep Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Belgin İkidağ, “2 Mayıs Dünya Astım Günü” nedeniyle astım hastalığının belirtileri ve tedavi yolları ile ilgili bilgi verdi.
Kronik bir solunum yolu hastalığı olan astımın; tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirten Dr. İkidağ, astım belirtilerinin şiddetinin kişiden kişiye ve aynı kişide zaman içinde değişebildiğine dikkat çekti.
Özel Gaziantep Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Belgin İkidağ astım hastalığı ile ilgili şu bilgileri verdi: “Astım; hava yollarında aşırı duyarlılık ve kronik iltihap nedeniyle, hava yollarının zaman zaman daralmasıdır. Bunun sonucunda hastalarda nefes verirken göğüsten ıslık sesi gelmesi gibi hırıltılı solunum, nefes darlığı, kuru öksürük gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler çok şiddetli olduğunda hasta nefes almakta çok zorlanır. Dudakları, parmak uçları morarabilir. Buna astım krizi denir. Astıma, ailesel yatkınlığın yanı sıra, ev tozu, polenler, hava kirliliği, küf mantarları gibi ev içi ve ev dışı alerjen etkenler, ilaçlara karşı hassasiyet, egzersiz, sigara, kimyasal maddeler, bazı gıdalar ve katkı maddeleri neden olabilir. Polen alerjisi olan birisinin ilkbahar ve sonbaharda şikayeti artabilir. Genel olarak kış mevsiminde enfeksiyonların artması ve hava kirliliğinin artması nedeniyle astım hastalarının şikayetlerinde artış olması da normaldir. Genelde hastalar yaz aylarında daha rahatlardır.”
Özel Gaziantep Anka Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Belgin İkidağ, astım tanısı konulurken öncelikle hastanın şikayetlerinin iyi dinlenmesi gerektiğini belirterek, “Hastanın öyküsü tanı koymak için çok önemlidir. İkinci olarak fizik muayene, daha sonra solunum fonksiyon testleri ve alerji tarifliyorsa alerjik deri testleri yapılmalıdır. Solunum fonksiyon testlerinin astım tanısında önemi büyüktür. Bazen hastanın muayenesi, solunum testi normal olsa da, öyküsüne dayanarak astım tanısıyla tedavi verdiğimiz hastalar da olur. Akciğer grafisinin astım tanısında yeri yoktur, fakat başka bir akciğer sorunu olup olmadığını anlamak için çekilmesi iyi olur. “diye konuştu
“İlaçların düzenli kullanılması önemli “
Alerjik astımın tedavi edilmediği takdirde akciğerlerde kalıcı hasarlara yol açabileceğini söyleyen Dr.İkidağ; ”Astım hava yollarının kronik iltihabi bir hastalığı olduğu için tedavide kullanılan ilaçların düzenli ve uzun süre kullanılması gerekmektedir. Tedavi edici ve rahatlatıcı olmak üzere 2 grup ilaç vardır. Tedavide kullanılan ilaçların büyük bir kısmı ağızdan soluk borusuna püskürtülerek kullanıldığından, hastaların bunu çok iyi yapmaları gereklidir. Bu ilaçlar son derece güvenilir ilaçlardır ve hekimin önerdiği şekilde kullandığı sürece önemli bir yan etkisi yoktur.” dedi
Astımın tedavisinin mümkün olduğunu dile getiren Dr. İkidağ, “Bazen hastanın şikayeti kalmaz ve ilaçları kesilebilir. Yıllarca sorun yaşamayabilir. Fakat hastalık tekrarlayabilir. Şikayetlerin de ne zaman çıkacağı belli olmaz. Hastalık kontrol altına alındıktan sonra, hekim tarafından ilaçlar basamak basamak azaltılıp sonra kesilebilir. Ama hastalığın tamamen yok olduğunu söylemek mümkün değildir.”diye konuştu
Dr.İkidağ astım hastalarına şu önerilerde bulundu: “Kesinlikle sigara içmeyin ve içilen yerde bulunmayın. Alerji testi ile saptanan allerjenden sakının. Evinizde kalın kumaş, kadife perde veya bunlarla kaplı mobilya bulundurmayın. Ev tozuna alerjiniz varsa; odaların, özellikle yatak odasının boydan boya halı kaplanması sakıncalıdır. Yünden yapılmış yatak ve yorgan kullanmak uygun değildir. Şikayetlerinizin arttığı dönemlerde; derinsoluk alma, koşma, egzersiz ve çeşitli sportif aktivitelerden sakının. Toz alma veya silkeleme gibi işleri mümkünse başka birisi yapsın, değilse maske kullanın. Toz tutan her eşyayı yatak odasından çıkartın. Özellikle tüylü veya el dokuma halı kullanmayın. Yün yatak, yorgan ve yastık kullanmayın, sentetik ürünleri tercih edin. Ağız yerine burundan nefes almayı tercih edin. Toz deterjan yerine sıvı deterjan kullanın, keskin kokulu temizlik maddelerinden sakının. Her türlü sprey, naftalin, ağır kokulu maddeleri kullanmayın. Çok soğuk ve hava kirliliğinin olduğu dönemlerde sokağa çıkmayın; çıkmak zorunda kalırsanız ağız ve burnunuzu kapatın. Romatizma ilaçları, ağrı kesicilerin bazıları ve aspirin gibi ilaçları doktor tavsiyesi dışında kullanmayın. Üst solunum yolu enfeksiyonu ve gribal enfeksiyonu olan kişilerden uzak durun ve bu tür enfeksiyonlardan korunun”