Gaziantep Kent Konseyi Kadın Meclis BaşkanıAyşe Teymur, '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.
8 Mart 1857 tarihinde başlayan 129 kadının öyküsü, tüm dünyada kadınlar adına çok büyük bir hareket başlattı. Birçok dünya ülkesi ve Türkiye, yalnızca kadınları değil, herkesi etkileyen ve dünya genelinde birçok alana yayılmış bulunan kadın konusunu ele almaktadır.Cinsiyet eşitliğinden tüketici haklarına, iş hayatıyla özel hayatın dengelenmesinden daha iyi sağlık standartlarına kadar birçok konuda alınan kararlar, hem yaşamımız hem de geleceğimiz için gerçek bir fark yaratabilir. BM ve Türkiye, Türkiye’de kadın haklarının iyileştirilmesi, kadın girişimciliği ve istihdam, sağlık, eğitim, kadına yönelik şiddetle mücadele gibi çok geniş bir alanda kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri tarafından uygulanan çok sayıda projeye destek vererek kadınlar için birlikte el ele çalışmakta.Yıllar içinde gerek hayat tarzı araştırmalarında, gerek sivil toplum kuruluşlarıyla ve akademisyenlerin yaptığı ortak çalışmalarda sayısız toplumsal konu, ele alındı.Kadınların toplumdaki rolünü ve toplumun yaklaşımını anlamayı hedefleyen pek çok çalışma da yapıldı, kadın platformları sayısız yürüyüşler düzenledi.Ne yazıktır ki tüm bu 8 mart Dünya Kadınlar günü hareketi her yıl daha da önem verilerek anılmasına rağmen 164 yıldır dünyanın her yerinde kadınların yaşadığı ayrımcılık devam etmekte.
Erkekler 2020 de 284 kadının hayatını sonlandırdı, sadece ocak ayında 60 kadına şiddet uygulandı.Bunun yanı sıra cinsiyet eşitsizliğinin o kadar uçurumlar açtığı bir dünya var ki kadınlar bu dünyada, insan olarak yaşama ve erkeklerle eşit hakların adaleti için savaşmakta.Kadınlar sadece şiddet konusunda ayrımcılığa uğramamakta eğitim,siyasal kararlara katılım,istihdam,medya ,spor,kentsel hizmetlere erişim,bilim ve teknoloji konularında da yoksunluk yaşamakta.Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı(TEPAV),TOBB ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının 81 ilde yapmış olduğu araştırmaya göre;Türkiye’de hem yerel hem de ulusal düzeyde kadınların siyasi hayata katılım oranları AB ortalamasının altındadır.Türkiye de kadınların %23 ü kendisi ile aynı işi yapan erkeklerle eşit ücret alabilmektedir.Refahımızın şartı kalkınma ise kadınları kalkınmanın gerisine koyarsak bunu nasıl başaracağız,toplumun inşasında büyük sorumluluk verilen lider kadınları nasıl oluşturacağız.Artık hepimizin bu soruyu kendimize sormamızın vakti çoktan geçiyor.Tüm bu eşitsiz ve adaletsiz düzende kadınlar için GEÇİCİ ÖZEL ÖNLEMLER in bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Hane içinde eşitliği ve beraberinde adaleti sağlamak erkeği ve kadını ile insani görevimiz olmalıdır.Kalıp yargıları bir tarafa bırakıp “biz değişirsek dünya değişir” anlayışıyla kadınların daha fazla ayrımcılığa uğramayacağı bir dünya düzeni istiyor ve bunun için çalışıyor olacağız.