'Gülenizmi Kemalizm doğurdu' diyen Yusuf Kaplan'a Nihat Genç teşhisi koydu.
Ben size belgenin en hakikisini vereceğim, bozulmaz kırılmaz asla çürütülemez belgeler, Kemalistleri yeniden tutuklatacak, Kemalistleri yeniden düşmanyapacak...
15 Temmuz öncesi zaten delirmiş İslamcı yazarlar 15 Temmuz’dan sonra tam anlamıyla ‘cinnet geçirmeye’ başladılar.
Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan ‘Gülenizm Kemalizmi doğurmuştur’ dedi..
Hay maşallah, sonunda tımarhanelik oldunuz.
Ben çocukken on yaşlarında milli düşmanımız Makarios’du.. Sokaktaki köpeklere dahi Makarios adı verilir, birine küfür edilecekse, Makarios denirdi.. Hatta o yıllarda sakal bırakanlara dahi ‘Makarios’ benzetmesi yapılırdı.
Yirmili yaşlarımda milli düşmanımız ASALA oluverdi, yirmiyi devirdik ki, milli düşmanımız APO oluverdi, 15 Temmuz’dan sonra nihayet toplumun bütün kesimleri Fetö’nün milli düşmanlığında mutabakata vardı.
İslamcılar’ın ‘düşmanları’ ise İslamcılık ideolojisinin doğduğu günden beri hiç değişmedi: Kemalizm.
Şimdi, bu İslamcı yazar kardeşimizin düşünce yapısına girelim, Fetö düşman ise Kemalizm de düşman ise, birbirini doğurmuştur, hayır bu mantık türü pek olmadı.
Milli düşmanların fiziki olarak ‘devamlılığı’ esastır, nasıl bir ülkenin anayasası varsa toprakları bayrağı varsa düşmanları da olmalı.
Ortada fiziki düşman kalmamışsa düşmanın psikolojik olarak devamlılığı da esastır.
Düşmanın ferahlatıcı bir tarafı vardır. Sizi hep ‘dinç’ ve ‘uyanık’ tutar.
İdeolojik sağlığınız için yararları çoktur..
Kişisel olarak öldüğünüz o an dahi çocuklarınıza bırakacağınız ölümsüz bir ‘düşmanınız’ olmalı.
Düşmanın olmayışı kadar büyük hayal kırıklığı olamaz.
Üstelik düşmanın varlığı, kendi huzur ve bolluk ve bereketinizin devamı için çok önemlidir.
15 Temmuz gecesi Fetö devleti ve toprağımızı ele geçirmeye ve İslamcı iktidarı devirmeye çalıştı.
Fetö’nün bu darbesi İslamcı hükümete karşı yapılan en büyük düşmanca fiili saldırıydı, Fetöcüler savaş uçaklarını tankları kullandılar.
Kimdi bu Fetö, İslamcı iktidarın desteklediği önünü açtığı bir cemaat yapılanma.
ALLAH'IN SOPASI GÖKLERDEN İNDİ
Hatırlayın ‘vesayet’ başlığında orduya ve hukuk kurumlarına ortaklaşa saldırmaya başladılar, siz dindar istemiyorsunuz, siz inancını yaşamak isteyen müslümanı istemiyorsunuz, siz orduda ve emniyette namazını kılıyor diye bir cemaate mensup diye insanları fişliyor YAŞ kararlarıyla kovuyorsunuz diye diye onlarca yıl süren bir büyük ortak kampanyaya giriştiler.
Velhasıl..
İslamcı iktidar uyumuş aldanmış emniyet ve ordu ve hukuk kurumlarını cemaate teslim etmişti, yetmedi, yetmez ama evet anayasasıyla anayasa değiştirip cemaate bütün devlet kurumlarının anahtarını teslim etmişti.
Fetö devleti savcıları hukuk kurumlarını ele geçirince ne yaptı?
En büyük düşmanı gördüğü ‘kemalist diye kodladığı’ insanları yapıları içeri atmaya başladı. İslamcı iktidar niçin sessiz kaldı ve Fetö’nün bu operasyonlarını destekledi, çünkü onlar da ‘kemalist diye kodladığı’ düşmanların tasfiyesinden çok memnundu.
Heyhat, gelin görün ki, Allah’ın sopası göklerden indi, bu iki ‘kanki’ birbirine girdi.
İki İslamcı yapı cemaat ve hükümet kadroları amansız bir savaşa başladılar.
Bir devlet yıkıldı yıkılacak bir hal aldı, ve toplum olup biteni anlamaya tartışmaya başladı.
Cemaatler tarikatlar ekranlarda masaya yatırıldı, bunların önünü kim açtı, bunların devletin en istihbarati ve hayati kadrolarına sızmaları doğru mudur, denmeye başlandı, ki diyenlerin çoğunluğu da İslamcı hükümet yanlısı yandaşı siyasetçiler ve yazarlar oldu.
Ve derken yedi yıl hukuksuzca hapislere atılan suçsuz günahsız insanlar konuşmaya başladı, kim konuşturmak için ekranlara çağırdı, İslamcı iktidarın yandaşı tv’ler.
Konuşanlar ordunun en yüksek subaylarıydı, bu subaylar konuştukça, Fetö’yü destekleyen ve önünü açan İslamcı hükümetin görüntüsü de karizması da toplum nezdinde düşmeye başladı.
İşte bu olmadı.
15 Temmuz’dan sonra sahneye şöyle bir baktığımızda İki İslamcı hareket önce anlaşıp subayları içeri tıkmış sonra yağlı börekleri paylaşmada anlaşamayıp birbirlerine girmişler.
Sonuç, yıllarca hukuksuzca içeri atılan subay ve yazarlar haklı çıkmış.
Haklı çıkanlar da Kemalistlermiş.
O halde, Fetö Kemalistlerin önünü açmış, oldu.
Şimdi tekrar soralım, bir İslamcı yazar Fetö’nün önünü açan zaten Kemalistlerdi şimdi de Kemalistlerin önünü açan Fetö’ydü gibi bu cinnet haline nasıl geldi?
Bilemiyorum ancak bu arada İslamcı ideolojinin de kurtulması lazım.
KEMALİSTLERİ HAKLI ÇIKARAN KİM
Oysa iki dini hareket akıllarını kullanıp yağlı böreklerini yıllarca yaptıkları gibi ortaklaşa kardeşçe bölüşseydiler, hiçbir sorun çıkmayacak, kavga dövüş darbe girişimleri hiç olmayacaktı..
Bunca felaketin sebebi iki İslamcı yapının birbiriyle anlaşamaması.
Oysa iki İslamcı yapının birbiriyle ortaklaştıkları çok nokta vardı ve bu noktada son derece başarılı oldular, o da: Kemalist diye kodladıkları subayları kurumları hakimleri savcıları temizlemek.
Vaziyet boka sarınca bir çok İslamcı siyasetçi ve yazar, birkaç günlüğüne ‘kemalist’ kodlamasını es geçip ‘liyakat’ demeye başladı.
Ki gerçek de buydu tartışılması gereken de buydu: liyakat.
Ancak ‘liyakat’ dediğinizde de yine ‘kemalistler’ haklı çıkıyordu.
Bu büyük felaketten sonra artık ne yapsan Kemalistler haklı çıkıyor, sağa koysan olmuyor sola koysan olmuyor, hep Kemalistler haklı çıkıyor.
Mantık çalışmalarımızı sürdürelim.
Kemalistleri haklı çıkartan kim? İki ayrı İslamcı yapı.
Niçin Kemalistleri haklı çıkarttılar, devleti bölüşmekte anlaşamadılar.
Yaşanan felaketler karşısında iki ayrı İslamcı yapının ideolojileri rezil rüsvay oldu.. Bütün televizyonlar ellerinde olduğu halde bu işin içinden bir türlü çıkamıyorlar.
İslamcı ideoloji rezillikleriyle büyük bir yenilgi yaşıyor.
Ancak, ideolojik hayatınızın sürmesi için yine İslamcı ideolojiye bir düşman lazım..
Düşmanınızın fiziki bir varlığı olmalı düşman duygusu psikolojik olarak devamlılık sağlamalı ve İslamcılığı yeniden kurtarabilmeliyiz.
O halde, baştan bir daha saralım, Fetö düşman mı düşman, ama Kemalistler haklı çıktı, burası olmadı, hiç uymadı, çünkü ideolojinin yaşayabilmesi için Kemalistlerin de ‘düşman’ yerini alması lazım..
O halde düşman tanımlaması ve sınıflamasını uysun uymasın yeniden yapmak zorundayız: Fetö ve Kemalistler!
İkisi de birbirini doğurmuş ve beslemiştir, yazan: Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan.
Bence de harika…
Oh be kurtulduk, bu yeni düşman düzenlemesiyle, İslamcı ideolojimiz kaldığı yerden yoluna devam edebilir, İslamcı yazarımız İslamcılığı bir daha düştüğü yerden kurtarmıştır.
Ancak bu yeni düşman tanımlamasında ciddi bir arıza var.
SON ON YILDA NE KADAR PARA KAZANMIŞSA...
Mesela ‘hukuk’ Kemalistlerin beraat ettiğini düşman olmadığını söylüyor, ayrıca hukuk Fetö’yle işbirliğine girmiş onbinlerce AKP’li İslamcı’yı gözaltına almaya başladı bile..
İslamcı yazar Yusuf Kaplan’ın ‘düşman tanımlaması’ hem hukuk’a hem de yaşanan gerçek olaylara hiç uymuyor, işin asıl burasını uydurmak lazım.
Mesela, oldum olası cemaat ve tarikatlara karşı amansız mücadele vermiş Kemalistler nasıl olur da Fetö’yü beslemiş olur, bunlar bu mantık hesabında yerine oturmuyor..
Yusuf Kaplan’ın bu satırlarını okuyunca içime bir ışık girdi ben de ‘hidayete’ erdim ve pişmanlık tövbe İslamcı ideolojiyi birden bire benimsedim..
Sevgili İslamcılar!
Değerli İslam bilgini Yusuf Kaplan’ın Fetö’yü Kemalistler büyüttü besledi, cümlesini doğrulatmak için, elimde bir yığın belge var.
Bu belgeleri Yusuf Kaplan’a göndermek istiyorum, Yeni Şafak göndereceğim belgeleri bir bir yayınlasın ve milletimiz vakti zamanında Kemalistlerin Fetö’yü nasıl beslediğini anlasın.
Yusuf Kaplan’ın görüşlerini doğrulayacak bu belgeleri ancak bedava göndermek istemiyorum..
Yusuf Kaplan’ın İslamcı görüşlerini gerçek kanıtlarla ispatlayacak elimdeki belgelerin fiyatını da söylemek istiyorum.
Mesela Yenişafak yazarı Ayşe Böhürler’in ya da yazar İskender Pala’nın son on yılda ne kadar para kazanmışsa yüzde onunu istiyorum.
Mesela sıradan bir taşra belediyesinde AKP’li başkanların kazandığının yüzde birini istiyorum.
Mesela Yenişafak’ı çıkartmak için akan paraların binde birini istiyorum..
Mesela Ankara belediyesinin Fetöcü çeteye vakti zamanında bağışladığı servetlerin milyonda birini istiyorum..
Tabii İslamcı ideolojiyi yeni benimsediğim için islamın bağış sadaka fıtr zekat himmet oranları konusunda acemi olabilirim, olsun, Hayrettin Karaman hocaya sorar, biz de fıkhen doğru olan oranı hisseyi öğreniriz.
Ancak, pazarlık gibi olmasın ama, Fetö’yü besleyen Kemalistlerdir cümlesini belgelerle doğrulatmak da çok para ister, çok.
Silinti, çalıntı, digital, montaj, kopya, bunlar kolay işler değil, bak, cemaat Balyoz’da Amerikalı ajanlarla onlarca yıl çalıştı beceremedi.
Üstelik yazarlık itibarımı ve inanırlığımı ve güvenirliğimi ortaya koyuyorum, Nihat Genç belgesini çıkardı yazdı dendiğinde, ohooo hoo milyonlar inanır.
Üstelik Nazlı Ilacaklar’ın Nagehan Alçıların Mehmet Altanların Ahmet Altanların Taraf’ının ekrandan salladıkları manşete çektikleri ‘belgeleri de gördük’, ne oldu, her birinin suratı maymun taşağına döndü..
Tabii bu uydurma kaydırma çakma belgelerle hepinizin suratı maymun taşağına döndü..
Ben size belgenin en hakikisini vereceğim, bozulmaz kırılmaz asla çürütülemez belgeler, Kemalistleri yeniden tutuklatacak, Kemalistleri yeniden düşman yapacak, Kemalistlere yeniden operasyon hazırlayacak, en hakiki belgeler elimde, bu fırsatı kaçırmayın..
Kuzu gibi belgeler..Lüfer lüfer mübarekler.. Giresun pidesi sıcak sıcak belgeler.. Dinlemenin ortam teknik takip her türlüsü en hasını yaptım.
Seç seç, beğen beğen, şimdi öyle bir belge var ki elimde ağzınızın suyu akar, ODA TV’den girip Nedim Şener’den çıkacağım, İlker Başbuğ’dan girip Müyesser Yıldız’dan çıkacağım..
Siz, paranın ucunu gösterin, şu İslamcı ideolojiyi kafa üstü gömüldüğü bataklıktan birlikte kurtaralım, olur mu ağbim, bugünler için varız..
Nihat Genç
Odatv.com
