BM Dünya İnsani Zirvesi kapsamında düzenlenen yuvarlak masa oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çatışma riski barındıran ihtilafların zamanında tespiti, bunlara vakitlice etkin şekilde müdahale edilebilmesi ve önlenebilmesi kritik öneme sahiptir. Bunun için de, kararlı, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Güvenlik Konseyi’ne ihtiyacımız bulunuyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Dünya İnsani Zirvesi kapsamında düzenlenen yuvarlak masa oturumuna katıldı.
ÇATIŞMALARIN SONA ERDİRİLMESİ VE ÖNLENMESİ İÇİN SİYASİ LİDERLİK OTURUMU
İstanbul Kongre Merkezi’nde, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un yönetiminde gerçekleşen ‘Çatışmaların Sona Erdirilmesi ve Önlenmesi İçin Siyasi Liderlik’ konulu yuvarlak masa oturumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet ve hükûmet başkanlarına hitaben bir konuşma yaptı.
Oturumu, zirvenin en önemli oturumlarından biri olarak gördüğünü ve bu oturumda katılımcılara hitap etmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturuma atfettiği önemi “En önemli diyorum, çünkü Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bundan 70 yıl önce kurulmasındaki temel amaç; insanlığı ölüme, yıkıma ve az gelişmişliğe mahkûm eden çatışmaların önlenmesiydi” sözleriyle ifade etti.
BM’nin 70 yıllık tarihine bakınca, en büyük başarısızlığını da bu konuda yaşadığını ve bunda en çok da BM Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğunun bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 yıldır devam Suriye krizinde bunu çok net bir şekilde gördük, yaşadık. Veto hakkının zaman zaman sorumsuzca kullanımı, maalesef krizlere ve çatışmalara etkin biçimde müdahale edilmesine mani oluyor. Bunun bedelini ise çocuklar, kadınlar, siviller başta olmak üzere tüm dünya ödüyor. Bu konuda herkesin elini vicdanına koyup düşünmesi ve gerekli adımları atması şarttır” diye konuştu.
“HASTALIĞI ORTADAN KALDIRACAK POLİTİKALAR İZLEMELİYİZ”
İnsani krizleri; çevre, kalkınma, çatışma, terör, yoksulluk, altyapı eksikliği gibi diğer sorunların tetiklediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece hastalığın belirtileri olan krizlere değil; aynı zamanda hastalığın kendisine de odaklanmalı, onu ortadan kaldıracak politikalar izlemeliyiz” dedi.
Konuşmasında zirvedeki liderlere hitaben, çatışmaları insanlığın kaderi olmaktan çıkarmak için kendilerine düşen görev ve sorumlulukların olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye olarak Sayın Genel Sekreter’in ‘ siyasi liderlik’ başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek veriyoruz. Bu çerçevede ilk olarak şu hususu vurgulamak istiyorum: Çatışma riski barındıran ihtilafların zamanında tespiti, bunlara vakitlice etkin şekilde müdahale edilebilmesi ve önlenebilmesi kritik öneme sahiptir. Bunun için de, kararlı, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Güvenlik Konseyi’ne ihtiyacımız bulunuyor. Biz, her fırsatta bu soruna işaret ediyor ve ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyoruz. İnsanlığın kaderini 5 ülkenin siyasi çıkarlarına mahkûm etmek, ne akla, ne vicdana, ne de hakkaniyete sığmaz.”
“ARA BULUCULUK FAALİYETLERİNİN İNSANİ BOYUTUNU GÜÇLENDİRMEK ÜZERE ÇALIŞACAĞIZ”
Türkiye’nin, Güvenlik Konseyi’nin reforma tabi tutulması, bölgesel ve kültürel dağılımı yansıtacak bir yapıya kavuşması için çalışmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un başlattığı BM’nin barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin gözden geçirilmesi süreçlerine Türkiye’nin desteğini sürdüreceğini kaydetti.
Türkiye’nin Finlandiya ile birlikte BM platformunda oluşturduğu ‘Ara Buluculuk Dostlar Grubu’nun faaliyetlerine siyasi ve mali desteğimizi sürdüreceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi’nin sonuçlarını da dikkate alarak, ara buluculuk faaliyetlerinin insani boyutunu güçlendirmek üzere çalışacaklarını dile getirdi.
“DİNİ, MEZHEPSEL VE KÜLTÜREL FARKLILIKLARIN İSTİSMAR EDİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Sorunların diyalogla çözümü için Türkiye’nin birçok ülkeyle başlattığı üçlü iş birliği mekanizmalarının, önümüzdeki dönemde de öncelikleri arasında yer alacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Çatışmalara neden olan saikleri ortadan kaldırmaya odaklanmayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede, Türkiye olarak, Birleşmiş Milletler Barışı İnşa Fonu’na 2020 yılına kadar toplam 1 milyon dolar tutarında ilave mali katkıda bulunmayı taahhüt ediyoruz. Son dönemde dini, mezhepsel ve kültürel farklılıkların, çatışmalara temel oluşturacak şekilde, artan biçimde istismar edildiğini görüyoruz. Bu eğilimi önlemek için 2005 yılında İspanya’yla birlikte temelini attığımız Medeniyetler İttifakı girişimine, gerek siyasi, gerekse mali desteğimiz sürecek. Bu vesileyle, tüm Birleşmiş Milletler üyesi ülkeleri ve paydaşları, bu girişimlere daha güçlü destek vermeye davet ediyorum.”
“Bugün burada açıkladığımız taahhütlerin somut adımlara dönüştüğünü gördüğümüz gün, farklı bir geleceğin temellerini atmış olacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu çağrı ile tamamladı: “Hepinizi bu oturumda ele alınan taahhütlere destek vermeye, verilen sözlere bağlı kalmaya, gerçek liderliğin gerektirdiği sorumluluğu, dirayeti ve kararlılığı ortaya koymaya davet ediyorum.”