Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Darbeci soysuzlar da onları üzerimize salanlar da bundan sonra rahat yüzü göremeyecektir. Zayıf düştüğümüzü sanarak bir sırtlan gibi üzerimize saldıran ama bu aslanın hala dimdik ayakta olduğunu görünce süklüm püklüm geri çekilenler de yaptıklarının bedelini ödemeye hazır olsunlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’un yıl dönümü dolayısıyla TBMM’de düzenlenen anma programında konuştu. TBMM’nin 1923’te milletle, dualarla, salavatlarla, tekbirlerle açıldığını hatırlatan Erdoğan, "Aradan 96 yıl geçtikten sonra 15 Temmuz 2016 tarihinde de TBMM yine milletvekillerimiz ve milletimiz tarafından aynı şekilde dualarla, tekbirlerle müdafaa edilmiştir. Milletimiz meydanlarda, caddelerde darbecilere karşı cesaretle direnirken milletvekillerimizde Meclis’te toplandılar. O gece milletvekillerimiz genel kurulu açık tutarak darbecilere meydan okudular. F16’lar bomba yağdırıyordu. Helikopterlerden mermiler geliyordu. Ama milletvekillerimiz Meclis’te o gün kapalı olmasına rağmen açtılar ve çalışıyorlardı. Kürsüden tüm Türkiye’nin ve dünyanın gözü önünde darbecilere ‘başaramayacaksınız’ diye haykıran milletvekillerimiz halkımızın namuslarına emanet ettiği özgürlüğümüzün ve demokrasimizin sembolü Meclisimize sahip çıktılar. Buradan TBMM’nin tüm mensupları özellikle de o gece genel kurulda bulunma imkanı elde eden 106 milletvekilimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Darbeciler Meclisi bombalarken ne kadar alçaldılarsa milletvekillerimiz de o Meclisin çatısı altında istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkarak o derece yüceldiler. Böyle millete böyle Meclis yakışır" diye konuştu.
"2023 HEDEFLERİMİZE MUTLAKA ULAŞACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gazilikle ikinci kez şereflenen meclisimizin kalbimizdeki, gözümüzdeki yeri de artık çok daha başkadır. Milli iradenin vatanın sembolü olan meclisimize bir daha kimsenin el uzatamaması için artık daha çok çalışacağız. Şairimiz ne diyor; ‘İnsan olan vatanını satar mı? Suyun içip ekmeğini yediniz. Dünyada vatandan aziz şey var mı? Beyler bu vatana nasıl kıydınız? Günü gelir çarh düzüne çevrilir. Günü gelir hesabınız görülür. Günü gelir sualiniz sorulur. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?’ Bu millete nasıl kıydınız? Bu milleti nasıl parçaladınız? Ey FETÖ senin gideceğin yer var mı? Bu milleti parçalamak için yapmadığın iş kaldı mı? Çalmadığın kapı kaldı mı? Şimdi Pensilvanya’da 400 dönüm yeri sana tahsis ettiler oradan dünyayı idare ediyorsun. Darbe hesabı yapanlar Allah’ın hesabının üzerinde bir hesap olmadığını unuttukları için kafayı duvara değil ama milletimizin iradesine vurdular. 15 Temmuz gecesi bu vatana kıymaya çalışanlar şimdi mahkemelerde ihanetlerinin hesabını veriyorlar. Suyunu içtikleri, ekmeğini yedikleri vatanlarını Pensilvanya’daki şarlatanın emriyle 1 dolara satanlar zindanlarda çürüyüp giderken bu Meclis milletimize hizmet etmeye devam edecek. Çünkü milletimize sözümüz var. Cumhurbaşkanlığıyla, meclisiyle, hükümetiyle tüm resmi ve özel kurumlarımızla birlikte ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Bu sözümüzü yerine getirene kadar ne bize, ne meclisimize, ne hükümetimize, ne de milletimize durmak, duraksamak, dinlenmek yoktur."
"15 TEMMUZ GECESİ ÖYLE BİR GECE Kİ ANLATMAYA NE KELİMELER NE CÜMLELER KİFAYET EDER NE DE SOLUĞUMUZ YETER"
“15 Temmuz gecesi öyle bir gece ki anlatmaya ne kelimeler, ne cümleler kifayet eder ne de soluğumuz yeter” diyen Erdoğan, “Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak ilan ettiğimiz bu tarihin anlamını en iyi o geceyi yaşayanlar bilir. Şu anda 81 vilayet hamdolsun sadece il merkezlerinde değil ilçelerinde bile gümbür gümbür milletimiz bugünü bu geceyi kutluyor. Hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığımızın çevresinde Kızılay Meydanı’nda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında, Ankara Emniyet Müdürlüğünün önünde, Kazan’da Mürted Üssü önünde ve diğer yerlerde yaşanan hadiselerin on binlerce yüz binlerce şahidi var” ifadelerini kullandı.
Şehitlerin her birinin hikayesinin çeşitli kurumlar tarafından kitap olarak, belgesel olarak yayınlandığını söyleyen Erdoğan, “Gazilerimizle her bir araya gelişimizde onların yaşadıkları hadiselerin yüreğimizi yakan aklımızı zorlayan yeni boyutlarını öğreniyoruz. Henüz hayatının baharına bile girmemişken 14 yaşında gazilikle şereflenen bir kızımız o hainlere ‘Siz daha 14 yaşındaki bir çocuğa karşı duramazken bu devleti yıkmayı, bu millete hakim olmayı nasıl başaracaksınız’ diye sesleniyor. Bir başka gazimiz vücudundaki 14 parça şarapneli ahirette sahip olacağı en büyük delil olarak görüyor. Babası kendisi ve oğluyla birlikte 3 nesil olarak ilk defa üzerine çıktıkları bir tankı sanki yıllarca eğitimini almış gibi doğru yöntemlerle etkisiz hale getirmeye çalışan ve esnada vurulan bir başka gazimizin en büyük üzüntüsü ise kendisine şehadetin nasip olmayışı. O gece Ankara Emniyet Müdürlüğünü kahramanca savunurken darbeciler tarafından ağır şekilde yaralanan bir emniyet müdürümüz ‘eğer birileri köprü olmasaydı hiçbir uçurum geçilemezdi’ diyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde vurulan ve hayatları parçalanan bir başka kardeşimizin ertesi gün hastanede gözlerini açıp da darbenin bastırıldığını öğrendiğindeki ilk sözü ‘dosta güven düşmana korku verdik’ oluyordu. Bir başka gazimiz kaybettiği uzvuna aldırmaksızın ‘darbe başarılı olsaydı bunu çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl izah ederdik’ diyerek duygusunu anlatıyor ve diyor ki ‘Bacağım, kolum kopmuş ne olur bacaksız kolsuz yaşayabilirim ama vatansız yaşayamam’ diyor. Ezan, bayrak, vatan aşkının en uysal kişiyi bile mitolojik bir kahramana çevirdiği işte bu ruh, heyecan, cesaret olduğu sürece Allah’ın izniyle kimse bu devleti yıkamaz bu milleti esir edemez. Şair öyle diyor; ‘Bugün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan uzanıp yatsak da çardak altında. Boruyu çalınca yarın borazan, hep toplanırız bayrak altında. Bizi hiç tasalı görmez bu yerler; yiğitler, ölürken bile gülerler, yeter ki yaşayan er oğlu erler, bizi çiğnetmesin ayak altında’ “ şeklinde konuştu.
"DARBECİ SOYSUZLAR DA ONLARI ÜZERİMİZE SALANLAR DA BUNDAN SONRA RAHAT YÜZÜ GÖREMEYECEKTİR"
“80 milyon yaşayan er oğlu erimiz şehitlerimizin hatıralarını asla ayaklar altında çiğnetmeyecektir” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Darbeci soysuzlar da onları üzerimize salanlar da bundan sonra rahat yüzü göremeyecektir. Türk milleti mücadeleye alışkındır. Tarih boyunca bedelini ödemediğimiz hiçbir kazancımız olmamıştır. Zayıf düştüğümüzü sanarak bir sırtlan gibi üzerimize saldıran ama bu aslanın hala dimdik ayakta olduğunu görünce süklüm püklüm geri çekilenler de yaptıklarının bedelini ödemeye hazır olsunlar. Atalarımızın dediği gibi ‘Keser döner sap döner gün olur hesap döner.’ İnşallah o gün yakındır. 15 Temmuz darbe girişimi bize pek çok şeyle birlikte dostumuzun, düşmanımızın kimler olduğunu da bir kez daha göstermiştir. Darbenin ilk saatlerinden itibaren demokrasinin ve meşru yönetimin yanında yer almak yerine hemen Türkiye’nin ve şahsımın aleyhine konuşacak isim bulma arayışına giren yabancı basın kuruluşları vardı. Milletimiz darbeyi bastırdığında muhataplarımız kaybetti diyen, dostlarımız yenildi diyen iyiler mağlup oldu diyen yabancı analistlere, yetkililere şahit olduk. Buna karşılık dünyanın pek çok yerinde vatandaşlarımızla birlikte sokaklara dökülüp darbecilere meydan okuyan dostlarımızı da gördük. Hiçbir vatandaşımızın olmadığı yerlerde dahi büyükelçiliklerimizin ülkemizle irtibatlandırılan herhangi bir kuruluşunun önüne gidip tavrını ortaya koyan dostlarımız vardı. Darbe gecesi savaş uçaklarının gürültüleri altında telefonda samimiyetle desteklerini bildirenlerde günler sonra her taraflarından dökülen bir riyakarlıkla güya üzüntülerini ifade edenlerde oldu. Bu dünya bir garip dünya. 15 Temmuz darbesi bize göstermiştir ki devlet olarak, millet olarak güçlü olmak zorundayız. Eğer güçlü değilsek bize bir tek gün bile yaşama hakkı vermeyecek o kadar çok düşman pusuda bekliyor ki isimlerini tek tek saymaya kalksak çok ciddi uluslararası krizle karşılaşırız. İsimlerini söylemiyoruz ama hepsini de biliyoruz. Onlara geçtiğimiz yıl 15 Temmuz’un ardından verdiğim mesajı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz, halkımıza boyunduruk vuramayacaksınız, bizi yolumuzdan geri döndüremeyeceksiniz.”
“HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLACAĞIZ"
Dostlarını da, düşmanlarını da bildiklerini vurgulayan Erdoğan, “Daha önemlisi kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi biliyoruz. Binlerce yıldır adeta kurtlar sofrası olan şu coğrafyada ayakta kalan, sadece bununla yetinmeyin her zaman en önde olan bir millet olarak yolumuz bellidir. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, büyük olacağız, güçlü olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kardeşlerim her mücadelede olduğu gibi 15 Temmuz’da da kayıplarımız var. Balkan faciasının ardından bölgede verdiğimiz sivil kayıp sayısı 2 milyon olarak ifade ediliyor. Çanakkale Savaşı’nda 60 bini şehit olmak üzere 250 bin kayıp verdik. Birinci Dünya Savaşının tüm cephelerindeki kayıplarımızın sayısı 400 bini şehit olmak üzere 1.5 milyonu buluyor. Kurtuluş Savaşı’nda muharebe meydanlarında 10 bin şehit, 35 bin yaralı bıraktık. Terörle mücadele de sadece son iki yılda verdiğimiz şehit sayısı 2 bindir. Burada ifade edilen her bir rakamın bir can olduğunu asla unutmuyoruz” açıklamasında bulundu.
"YARIN TEKRAR SALDIRIRLARSA YİNE DİZE GETİRECEĞİZ"
Her kayıpla birlikte yüreklerine ateş düşen anneleri, babaları, eşleri, çocukları ve kardeşleri asla unutmadıklarını ifade eden Erdoğan, “Böyle bir ateşin değmediği yer olabilir mi? Onun için biz millet olarak topyekun şehit yakınıyız, topyekun gaziyiz. Her acı derindir ama anaların acısı daha derindir. Bunun için analarımıza şairin diliyle sesleniyorum. Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını. Düşman kanıyla sildik palalarımızın pasını. Yeniden çizmek için vatan haritasını hep ateşten ve kandan bir sahneye çevirdik gökleri çatırdayan bir vatan parçasını. Anneler ağlamayın dönmeyenlerinize. Yurda saldıranları getirdik işte dize. Evet, annelerimiz yüreklerini ferah tutsunlar. Evlatlarının kanı boşa akmadı. Ülkemize saldıranları 15 Temmuz’da bir kez daha dize getirdik. Yarın tekrar saldırırlarsa yine dize getireceğiz. Akif, ‘Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın’ demişti. Biz de Allah bir daha bu millete 15 Temmuz gibi ihanetler göstermesin diyoruz. Bu duygularla şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum. 15 Temmuz’un yıl dönümünü ruhen gönlünde yaşayan tüm siyasi hareketlerimize şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşlarımıza aynı şekilde teşekkür ediyorum. ’Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya’ diyerek sözlerimi noktalıyorum" ifadelerini kullandı.