2019-2020 Eğitim ve Öğretim yılının başlamasına az bir süre kala kent genelinde uyuşturucu satışını ve önlenmesine yönelik ciddi çalışmalara şahit olduklarını dile getiren eğitimciler bu tür çalışmaların tüm yaşamsal alanlarda ve mekanlarda da artırılarak devam ettirilmesini istiyorlar. Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, okul önlerinde uyuşturucuya karşı sürdürülen çalışmaların mahallelerde ve özellikle semt parklarında da aralıksız bir şekilde sürdürülmesini istedi.
“SON YILLARDA BÜYÜK DUYARLILIK GÖRÜYORUZ”
“Anneler, babalar ve öğretmenlerde son yıllarda ciddi bir duyarlılık görüyoruz. Gaziantep Valiliği başta olmak üzere Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerin okul çevrelerinde uyuşturucu satışının ve teşvik edilmesinin önüne geçebilmek için ciddi çalışmaların yapıldığına şahit oluyoruz” şeklinde konuşan Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan daha sonra sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Tabi kolluk kuvvetlerinin çalışmalarının dışında uyuşturucuyla mücadelede çocuklarımızı koruyabilmek için ilk basamak ailelerimizin konuya duyarlı olmaları ve çocuklarına kötü alışkanlıkları tek tek anlatmaları gerekiyor. Uyuşturucuyla mücadelede biz eğitimcilerde öğrencilerimizin sokakta ki kötülüklere karşı korumak ve onların bu tür alışkanlıklardan uzak durmalarını sağlamak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz, çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
“ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLERİMİZLE İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ ARALIKSIZ BİR ŞEKİLDE SÜRÜYOR”
“Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk bugün katıldığı bir TV programında 700 bin atama bekleyen öğretmen adayının bulunduğunu ve 80 bin ücretli öğretmen ile okullarımızdaki eksikliğin giderilmeye çalışıldığını ifade etmiş” diye konuşan Bekir Avan konuya ilişkin açıklamasını daha sonra şu şekilde sürdürdü;
“Peki, bu durumda, sadece 20 bin yeni atama ile yeni eğitim öğretim yılına başlayacak olmamız bir çelişki değil midir? Hükümetin, (her işin başı eğitim diyorsa) eğitimde tasarruf edilemeyeceğini de bilmesi gerekmez mi? Ayrıca ekonominin sürekli büyüdüğünden dem vuran iktidarın, eğitim gibi en hayati konuda “tasarruf” tedbiri uygulanmasını da izah etmesi çok kolay değil. Sayın Bakan aynı programda önümüzdeki yıllarda sayısı 1 milyona yaklaşacak öğretmen adayının tamamının atanmasının imkansız olduğunu da ifade etmiş. Biz de sayın Selçuk’a soruyoruz: Partinizin iktidara geldiği 2002 yılında toplam 72 bin olan atama bekleyen öğretmen sayısının 1 milyona dayanmış olmasının mesulü kimdir? Bu tablonun suçlusu, öğretmen olmak için yüzbinlerce adayla yarışarak üniversite sınavını kazanmış ve daha sonra eğitim fakültesinden mezun olmuş gençlerimiz midir? 17 yıllık iktidarınız süresince hangi planlama ve öngörü ile yeni üniversiteler ve yeni eğitim fakülteleri açıldığı, fakültelerin kontenjanlarının hangi hedef doğrultusunda artırıldığını sorgulamak gerekmez mi? Öğretmen olma hedefiyle eğitim fakültesinden mezun olan bir gencimize “Gidin başka yol bulun! İlla öğretmen olmak zorunda mısınız? İlla devlet size iş vermek zorunda mı?” demek kadar akla ziyan bir yaklaşım olabilir mi? Bu, kolaycılık değil midir? İktidara yakışan, çözüm üretmektir. Sağlıklı hedefler doğrultusunda gerçekçi planlamalarla süreci yönetmektir.”
