Çocuklarımıza doğru insan olmayı
İyi insan olmayı
İletişim kurmayı
Hayattaki olayları merak edip yaşayarak öğrenmelerini
Ayakları üzerinde kendilerini güvenen bireyler olmalarını istiyoruz.
**
İsteyeceksin…
Gönlünü vereceksin…
Enerjini vereceksin…
**
Yorulmadan,pes etmeden yüz yirmi yaşına kadar gideceğiz..
**
“Neşe Erberk, 1983 yılında Türkiye Güzellik Kraliçesi Yarışması’nda birinci oldu. 1984 yılında Miss Europe’da Avrupa Güzeli seçildi. Türkiye, Neşe Erberk’i, daha çok bu ‘güzel’ özellikleri ile tanıyor fakat Neşe Erberk aynı zamanda başarılı bir iş kadını, eğitim yatırımcısı. İlk ve orta okulu Robert Kolej'de bitiriyor. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletme okuyor. Daha üniversite üçüncü sınıftayken ‘iş kadını’ olmaya karar veriyor. Bir yandan eğitimini sürdürürken, 1987 yılında da ‘Erberk Cast ve Prodüksiyon’u kuruyor. Daha mezun olmadan ilk cast kadrosunu Boğaziçi Üniversitesi çevresinden yapıyor. İlk anaokulu, ‘Neş’e Erberk Anaokulu’nu 2002 yılında Levent’te açıyor. Şu anda tüm Türkiye’de 35 anaokulu, 1 tane de ilkokulu var.”
Neşe Erberk… O bir Türkiye ve Avrupa güzeli. Okullarını duymuştuk ama bir de kendi ağzından dinleyelim istedik. Sadece okullar da değil tabii, dışarıdan oldukça pırıltılı görünen bir hayatı mercek altına aldık.
Tescilli güzel “Sıradan bir insan olmayı istediğim zamanlar oldu. Benim hayalim iş kadını olmaktı. Cesur olmayı seçtim” diyor.
Neşe Erberk deyince önceden akla ‘Avrupa güzellik kraliçesi’ geliyorken ‘eğitim kurumu’ markası haline geldiniz.Hikayenizi anlatır mısınız?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme B ölümü üçüncü sınıf öğrencisi iken iş kadını olmayı istiyordum.O dönemde modellik mankenlik yapıyordum.İnanılmaz da bir çocuk sevgim vardı.Yaşım çok genç olduğu için anaokulu açma fikrimi biraz erteleyip ajans kurmaya yöneldim.Ajansa devam ederken üçüzlerim dünyaya geldi.İkinci hayalim olan anaokulunu açmak için doğru bir zaman olduğunu düşündüm.Ve hayalimi gerçekleştirmek için hevesle kolları sıvadım.
Üçüzleriniz kararlarınız için dönüm noktası olmuş.
Bilinenden çok daha farklı bir kurum olsun istiyordum.Üçüzlerimde gözlemlediğim “yetenek” kelimesi benim için anlamlı hale geldi.Aynı ortamda büyümelerine rağmen çok farklılıklar gösteriyorlar.Bu nedenle okullarımın öncelikle “Yetenek geliştirme merkezi” olmalı diye programladım.Böylelikle ilk okulumuzu İstanbul Levent’te açtık. Ve eğitimde bizde varız diyerek bugünlere geldik.
Diğer eğitim kurumlardan farklılığınız nedir?
“Çocukları tek bir odaya hapsetmiyoruz”
Klasik anaokulundan çocuklar için kavram derslikleri var.Oysa ki,tek sınıf değil bütün okul çocuğundur.Zaten çok hareketli olan çocuklarımız otuz dakika da bir derslik değiştirirler.Her derslikte de kavram dersliği olduğu için hem sıkılmıyorlar hem de odaklanma kapasiteleri artıyor.Rotasyon sisteminin çocuklar üzerinde geri dönüşümleri de mükemmel oluyor.Robert kolejinde okurken ortaokulda rotasyon sistemi uygulanıyordu.Ve çok faydalı oluyordu. Neden anaokulunda da uygulanmasın dedim?
Okullarınızda farklı eğitim uygulamalarınız var mı? örneğin işaret dili eğitimi gibi..
Aklın yolu birmiş Merve Hanım, çok güzel bir konuya değindiniz.Okullarımızda yaklaşık on yıldır işaret dili eğitimini programımızda uyguluyoruz.Buda bizim farklılıklarımızdan bir tanesi.Hem de sosyal sorumluluk projesi olarak ta görüyoruz.Bütün çocukların onlar kadar sağlıklı olmadığını, başka iletişim yollarının olduğunu öğreten başarılı bir çalışma.Hazırlık guruplarımızda mutlaka bu çalışmaları yapılıyor.Çocuklarımız yıl sonu gösterisinde işaret dili ile bir şarkıyı sunarlar.
Eğitim alanına yatırım yaptığınızda destek aldınız mı?
Bu dönemde alıyorum.Ama ilk başladığımda destek yerine çok köstek aldım.”Manken eğitim işinden ne anlar ki? “Diye tepkilere mağruz kaldım.Ama ben şuna inanırım “kişinin iştir aynası lafa bakılmaz”” diye.Sabır ve kararlılıkla eğitimde var olduğumuzu göstererek büyük ve güzel bir aileye dönüştük.
Kaç tane okulunuz var ve hedefiniz?
Şimdilik 42 anaokuluyuz. Şimdilik diyoruz,tüm Türkiye’de her ilde olmak hatta uluslararası olmak gibi bir hayalimiz var.İnsan hayal ettiği sürece de isteklerini elde eder.
Sizi en çok heyecanlandıran okulunuz hangisi?
Ben bir anneyim.Okullarımın hepside benim çocuğum.Ve anne çocukları arasında ayırım yapmaz. Hepsi benim için aynı.Dönem dönem kimin daha çok ihtiyacı olursa ona daha çok destek oluruz.Ayrımcılıkta hiç tasvip etmediğim bir şeydir.Çok güzel bir gücümüz var ve bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Ortak akıl,ortak fikirlerle tüm aile olarak faydalanıyoruz.
“Uykuların kaçıyor mu? Karnın ağrıyor mu?”
Her şubemizin kurucularına şunu söylüyorum; “uykuların kaçıyor mu? Karnın ağrıyor mu?”.Eğer çok istekli olacaksan bu yola çıkacaksın.Yoksa fantezi olsun diye açacaksanız paranızı boşuna harcamayın diyorum.Çünkü bu iş gönül işidir. Gönlünü verirsen başarılı oluyorsun,sonra da kazanıyorsun.
Kreş,anaokulu derken ilkokul müjdesi de var mı?
Altı yıl önce ilk okulumuzu İstanbul’da açtık.Daha sonra Malatya bunu takip etti.İki yıl içinde de dört beş ilk okulumuz daha ailemize katılacak müjdesini vermek istiyorum.
Eğitimin diğer bir ayağı olan veliler içinde çalışmalarınız var mı?
Biz velilerimizi de eğitiyoruz.Bilmemek ayıp değil.Aileden farklı teknikler görmüş olabilir.Çocuklarla aralarında çatışma yaşamamalarına çalışıyoruz. Deneyimlerimizi velilerimizle de paylaşmak istiyoruz.Onlara da ev ödevleri veriyoruz.Çocuğu el birliği ile aynı paralellikte dünyaya kazandıralım.Enerjiye doğru enerjiye çok inanan bir kurumuz.Joyfull House dili olumlu konuşma dilidir.Bizde olumsuz yaklaşım diye bir şey yok.Çocuk sizin aynanızdır. Sevdiğini, gördüğünü içselleştiriyor.Olumlu mesajlar vermemiz lazım ve sadece ağzımız değil beden dilimizde olumlu olmalı.
Özel eğitim gerektiren çocuklar size geldiğinde nasıl bir program uyguluyorsunuz?
Eğitimci olduğumuz için çocuklarımız arasında ayrımcılık yapamayız.Hepsi bizim için çok kıymetli.Onlar için kaynaştırma programları uyguluyoruz. Çocuğun özel durumunun ne kadar çok özel olduğu da önemli tabi.Çocuklar büyükler gibi değil birbirlerinin dillerinden çok güzel anlıyorlar ve egosuz hemen kaynaşabiliyorlar.
Hayaliniz nedir?
Hem tüm Türkiye de olmak hem de yurt dışında da olarak bir Türk markasını dünyaya tanıtarak ülkemizi de temsil edebilmek.Çok güzel şeyler yapabildiğimiz içinde kendimize çok güveniyoruz.Hayalimiz dünyaya yayılmak ve ilk öğretimde de hizmet verebilmek.Ektiğimiz tohumları ilk okulda biçebilmek.
Dünya insanı olalım ve çocuklarımızı da dünya insanı olarak yetiştirelim istiyorum. Artık dünya çok küçüldü.
Boşlukları kısaca doldurur musunuz..
Başarıyı getiren en önemli unsur….Çalışmak ama çık çalışmak.
Çocuklarda eğitim…Doğduğu andan itibaren başlar ve hiç bitmez.
Güzellik ve başarı…Güzellik de başarıda herkese göre değişen bir kavram.Biri ötekini bazen tökezletse de destekleyicide olabilir.En büyük zarar önyargıdır.Bizde tanımadan yargılamak bir adet olmuş.Benim de en sevmediğim bir haslettir.