USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Mobil

"EN ÇOK SİZ HAK ETTİNİZ"

Gaziantep mutfağının eşinin benzerinin olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazianteplileri bu önemli buluşmada yalnız bırakmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Gaziantep bu unvanı belki de en fazla hak eden şehirlerinden biri olarak aldı”

21-02-2016 10:17
Gaziantep

İstanbul’da "Unesco Gastronomi Kenti: Gaziantep” programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’i öve öve bitiremedi. Gaziantep mutfağının eşinin benzerinin olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazianteplileri bu önemli buluşmada yalnız bırakmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Gaziantep bu unvanı belki de en fazla hak eden şehirlerinden biri olarak aldı” diye konuştu.

 !#**g104&in=false**#! 

“GAZİANTEP EN FAZLA HAK EDEN ŞEHİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Unesco Gastronomi Kenti: Gaziantep” adlı programa katıldı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra etkinliğe ev sahipliği yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Mehmet Şimşek, Ak Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, Gaziantep valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Milletvekilleri ile Gaziantepli yerel yöneticiler, işadamları ve çok sayıda davetli katıldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Bugün burada ülkemiz için gerçekten önemli, gurur verici bir gelişmeyi kutlamak üzere bir aradayız. Gaziantep Unesco’nun dünya çapında 18 kenti dahil ettiği Gastronomi şehri unvanını aldı. Bu başarılarından dolayı Gazianteplilerimizi tebrik ediyoruz. Gaziantep bu unvanı belki de en fazla hak eden şehirlerinden biri olarak aldı” dedi.

“Bir şehir düşünün ki kendisine mahsus 500 çeşit yemeği olsun” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Dünyanın pek çok ülkesine pek çok ülkesine gitmiş biri olarak söylüyorum. Gaziantep’in gastronomi alanındaki zenginliği bırakın şehirleri dünyanın pek çok ülkesinin toplamından daha fazladır. Üstelik Gaziantep mutfağı bizim ülkemizin çok önemli bir unsurudur ama tek zenginliği de değildir. Erzurumlu ile, Karsı ile, Iğdır’ı ile, Ardahan’ı ile Van’ı ile Doğu Anadolu bölgemizin mutfağı çok daha farklı bir zenginliğe sahiptir. Karadeniz’e çıktığımızda bu defa karşımıza daha farklı çok daha özgün bir başka Gastronomi manzarası çıkar. Marmara’ya, Akdeniz’e, Ege’ye, İç Anadolu’ya, neresine giderseniz gidin aynı durumla karşılaşırsınız. Bu ülke başka bir ülkedir. Buralarda ne ararsanız bulursunuz. Üstelik bu mutfakların hiç birisi bir birinin benzeri, kopyası da değildir. Geçmişten beri nesilden nesle aktarılarak devam eden bu yemekleri halen yaşatan tüm güzel yemekler yapan kadınlarımıza da şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Televizyonlardaki zararlı yarışma programları yerine yemek yarışması programlarının yapılmasını öneren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, televizyonlarda bir sürü yarışma programları var. Bunların bir kısmı faydalı olabilir ama bir kısmının anlamsız olduğunu görüyoruz. Bunların yerine Gaziantep başta olmak üzere ülkemizin çeşitli bölgelerinden ninelerin, kız ve erkek torunlarına geleneksel mutfaklarına ait yemekleri yapmayı öğrettiği bir yarışma programı olsa inanıyorum ki çok daha fazla ilgi çeker, çok daha fazla faydalı olur” diye konuştu.

“BU MUTFAK BİR DÜNYA MARKASI HALİNE GELMEYİ ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

‘Bu mutfak bir dünya markası haline gelmeyi ziyadesiyle hak ediyor’ diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Anadolu’nun pek çok şehri gibi Gaziantep’in ir diğer önemli özelliği de fire, salça, yuvalama gibi ailelerin bir araya gelerek yaptıkları ki burada da Fatma Hanım’dan görendim. Kırk tane hanımefendi burada bir araya gelerek bu akşam bize ikram edilecek olan yemekleri hazırladılar. Velhasıl Allah’ın insanoğluna ve özellikle de Gaziantep’e bahşettiği tüm nimetlerin harmanlanarak ziyafete dönüştüğü bu mutfak bir dünya markası haline gelmeyi ziyadesiyle hak ediyor” dedi.

“UNESCO’NUN BU HAKKI GAZİANTEP’E TESLİM ETMİŞ OLMASINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUM”

Unesco’yu tebrik eden Erdoğan, “Unesco’nun bu hakkı Gaziantep’e teslim etmiş olmasından ayrıca memnuniyet duyuyorum. Çünkü bu hakkı teslim ettiler. Diğer yandan mutfak kültürü Gaziantep’in sahip olduğu muazzam medeniyet birikiminin sadece bir yönüdür, sadece bir kısmıdır. Gaziantep kadim dönemlerden beri bölgede kurulmuş tüm medeniyetlerin tüm kültürlerin, tüm devletlerin birikimlerinin zenginliğin üzerinde oturuyor. Avrupa’dan Orta Asya’ya, Orta Doğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar bölgede varlık göstermiş her medeniyetin mirasına sahip çıkan, yaşatan Gaziantep, bugün de aynı geniş yürekliliği gösteriyor. Gaziantep sahip çıktığı bağrına bastığı 350 bin Suriyeliyi göçmenin hiçbir kötü görüntüye, hiçbir mağduriyete, hiçbir istismara mahal vermeden şehir içinde hayatlarını sürdürmesini sağlıyor. Ben Gaziantep’in bu ensar bilinciyle yani yardım edenler, kucaklayanlar bilinci ile sahip çıkmalarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Avrupa’nın dünyanın o dev görünen ülkeleri bir kişiyi, 5 bin kişiyi 10 bin kişiyi ülkelerine kabul edemezken benim Gaziantep’im 350 bini aşkın kişiyi alması her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’imizi ve STK’larımızı temsilcilerini ve Gazianteplileri ayrıca tebrik ediyorum. Ülkemizin 81 ilinden sadece biri olan Gaziantep’in sahip çıktığı o sığınmacı sayısının onda biri, yüzde biri düzeyinde bir mülteci akınına uğrayan o ülkelerin halini düşündükçe ben diyorum ki; evet Türkiye büyük bir ülke, Türkiye büyük bir millet. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin” diye konuştu.

“TÜRKİYE ANGAJMAN KURALLARINA GÖRE HAREKET EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye angajman kurallarını sadece kendisine yönelik fiili saldırılarla sınırlı olmaktan çıkarıp PYD ve DEAŞ başta olmak üzere her türlü terör tehdidini kapsayacak şekilde genişletme hakkını kullanacaktır” dedi.

Burada yapılan açılış konuşmalarının ardından kürsüye davet edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da bombalı saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyerek sözlerine başladı. Türkiye’de yaşanan terör olaylarına değinerek konuşmasını sürdüren Erdoğan, “Terör örgütlerinin ve teröristlerin amacı bu tür eylemlerle can kaybına yol açmanın yanında, hatta onunda ötesinde propagandasını yapmaktır. Elbette hiçbir şey olmamış gibi davranmayacağız. Acımızı yaşayacak, telinimizi yapacak, üzerimize düşenleri yapacak ve hassasiyetle yerine getireceğiz. Ama terörün gündemimizi kendi istedikleri gibi belirlenmesine ipotek almasına da izin vermeyeceğiz. Biz devletin ilgili tüm yetkilileri olarak bu olayın hemen ardından yaptığımız toplantılarla meseleyi değerlendirdik, kararlarımızı aldık ve kararları adım adım uygulamaya başladık. Takdir edersiniz ki alınan her kararın, başlatılan her uygulamanın kamuoyu ile paylaşılması mümkün değildir. Ancak şundan emin olunuz, Türkiye kendisine yönelik her tehdide saldırıya karşı cevabını katbekat fazlasıyla veriyor vermeye de devam edecektir” dedi.

“GELDİĞİMİZ YER ARTIK BİR MEŞRU MÜDAFAA DURUMUDUR”

Hiç kimsenin Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullanmasına engel olamayacağını ifade eden Erdoğan, “Geldiğimiz yer artık bir meşru müdafaa durumudur. Hiç kimse Türkiye’nin kendisine yönelik terör eylemleri karşısında meşru müdafaa hakkını kullanmasına da engel olamaz. Türkiye karşı karşıya olduğu tehditlerle mücadele karşısında Suriye’de ve terör örgütlerinin yuvalandığı her yerde gerekli gördüğü her türlü operasyonu yapma hakkına sahiptir. Bunun ülkelerinin toprak bütünlüğüne hakim olamayan devletlerin egemenlik haklarıyla bir ilgisi kesinlikle yoktur. Türkiye’nin egemenlik haklarına sahip çıkma iradesiyle ilgili bir durumdur. Ülkemizin bu hakkımızı engellemeye yönelik bu tavırları kimden gelirse gelsin doğrudan Türkiye’nin varlığına yönelik bir girişim olarak kabul ediyoruz. Suriye’de yarım milyon insanın katledilmesi karşısında kılını kıpırdatmayanların Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını kullanması karşısında tepki vermeleri verdiğimiz kayıplardan sonra açıkçası umurumuzda değildir. Bunların önünde profesörler olabilir. Bunların arasında yok aydınlıkmış maydınlıkmış olabilir. Bunlar aydın gibi görünen karanlıklardır aslında. 500 bin insan orada ölürken kılını kıpırdatmayanların ülkemde Ankara’daki Gar’ın önünde 100’ü aşkın insanın şehit edildiği bir olayda kılını kıpırdatmayanların, 28 tane vatandaşımızın burada şehit edilmesine sessiz kalanların burada kalkıp da bir bildirinin altına imza atmaları aydın bir insanın kabullenebileceği bir şey değildir” diye konuştu.

“TÜRKİYE’YE SADECE SABIR VE METANET TELKİN ETMELERİ SAMİMİYETSİZLİKTİR”

Türkiye’nin gerekli gördüğü durumlar karşısında angajman kurallarının gereğini yerine getireceğini belirten Erdoğan, “Türkiye angajman kurallarını sadece kendisine yönelik fiili saldırılarla sınırlı olmaktan çıkarıp PYD ve DEAŞ başta olmak üzere her türlü terör tehdidini kapsayacak şekilde genişletme hakkını kullanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir vatandaşının canı dünyanın herhangi bir bölgesinde yaşayan vatandaşlarının canlarından daha az değerli değildir. Aynı şekilde Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de Ukrayna’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde katledilen hiçbir mazlumun, mağdurun canı da batı ülkelerindeki insanların canından kıymetsiz görülemez. Bu ülkeler kendi vatandaşlarına yönelik saldırılar karşısında çok şiddetli tepkiler verirken Türkiye’ye sadece sabır ve metanet telkin etmeleri samimiyetsizliktir. Türkiye’nin Ankara’daki son terör eylemi dahil topraklarına, vatandaşlarına, birliğine, beraberliğine yönelik tüm saldırıları gerekirse kaynağında bertaraf etmekteki kararlılığını bir kez daha ifade ediyorum; dünyanın diğer ucundan gelip DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Suriye’de eli kanlı rejimin payandalığını yapanların Türkiye’yi maruz kaldığı tüm tehditlere ve saldırılara rağmen kendi sınırlarına hapsetme çabası gülünçtür. Nefsi müdafaa durumundayken karşımıza kim çıkarsa çıksın onu terörist kabul eder ve ona bu şekilde davranırız. Bunun da böyle bilinmesini özellikle istiyorum” diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler