USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Mobil

“Evet verende hayır verende bu ülkenin insanı”

Bayındırlık ve İskan eski bakanlarından ve TBMM eski Başkanvekillerinden Gaziantep eski...

“Evet verende hayır verende bu ülkenin insanı”
12-04-2017 12:07
Gaziantep

Bayındırlık ve İskan eski bakanlarından ve TBMM eski Başkanvekillerinden Gaziantep eski Milletvekili Ali Ilıksoy, Pazar günü yapılacak olan halk oylaması öncesinde neden “hayır” denilmesi gerektiğini anlattı.

Ilıksoy, yeni Anayasa değişikliğinde özellikle yargı konusunda olumsuz bir tablonun çizilmek istendiğini dile getirdi. Siyasi parti liderlerinin propaganda sürecinde sert açıklamalarda toplumda kutuplaşma yarattığına dikkat çeken Ilıksoy, “Bu kutuplaşma ve gerginliğin bir an önce sona ermesini temenni ediyorum” dedi.

“GERGİNLİKTEN UZAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR”

Hakimiyet Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan deneyimli siyasetçi Ali Ilıksoy, “Bir defa şunu söyleyeyim bu anayasa değişikliğinin gündeme getiriliş şekli toplumun istekleriyle uyuşan bir döneme denk gelmiyor. Türkiye bugün bu anayasa değişikliği ile ciddi bir kutuplaşma sürecine girdi. Bütün parti genel başkanlarının söylemleri kutuplaştırmayı artıran bir görüntü ortaya koyuyor. Bu açıklamalarla birlikte toplumda ciddi bir gerilim var. Türkiye bu gerginliği uzun süre yaşayamaz. Ben anayasa değişikliğine ilişkin referandumun ardından bu gerilimin sona ermesini temenni ediyorum. İnşallah bu gerilimden bir an önce kurtuluruz” dedi. Ilıksoy açıklamasında, “Ben bir hukukçu olarak ve yargıçlık yapan biri olarak, milletvekilliği yaptığım dönemde yasama faaliyetleri içerisinde de en üst seviyede oldum. Şimdi Anayasa yapmanın bir usulü ve adabı var. Böyle iki kişiye iki metin yazdırmakla olmaz. Zaten sıkıntı da orada başladı. Bakın 1982 Anayasası 17 defa değiştirildi ve her değişiklikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde büyük uzlaşma içerisinde gerçekleştirildi. Kimsenin kimseyi kırmadığı ama yeri geldiğinde fikir alış verişlerinin yaşandığı zeminlerde bu değişiklikler gerçekleştirildi. Bu toplumsal bir sözleşmedir. Herkesin kendisini o sözleşmede görebilmesidir. Aksi taktirde ben sözleşmenin tarafı değilsem sıkıntı yaşanır ve gerilim daha da artar. Nitekim bunun olumsuz yönlerini parlamento çalışmalarında bizler gördük” şeklinde konuştu.

Ilıksoy sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Şimdi toplumda evet-hayır için kampanya sürdüren arkadaşların konuşmaları çok kırıcı oluyor. Zaman zaman evetçilere ağır ithamlarda bulunuldu. Zaman zaman hayırcılara ağır ithamlarda bulunuldu. Oysaki bu ülkede evette hayırda kullanan herkes bu vatanın insanı. Herkes burada huzur içerisinde yaşamalıdır. Referandumdan sonra da biz burada yaşayacağız şimdide yaşıyoruz. Hiçbirimizin gidebileceği başka bir ülke yok. Bu nedenle ortak sözleşmemiz olan Anayasayı ortak uzlaşı içerisinde yapsalardı daha iyi olurdu. Bakın bugün Cumhurbaşkanı çok başlılıktan bahsediyor. Oysaki düne kadar Ak Parti içerisinde Cumhurbaşkanının söyleyip yapamadığı bir şey yok. Ve diğer yandan Türkiye’yi 15 yıldır yönetiyorlar bugüne kadar isteyipte yapamadıkları bir tek şey yok. Her türlü kanunu çıkarttılar. Benim gördüğüm Ak Parti bugüne kadar özellikle ihale yasalarında fiili durumlara uymayıp, ortaya koydukları ihale uygulamalarını ise daha sonra torba yasalarla yasaya uygun hale getirdiler. Torba yasaların içeriğini bilenleri bunları çok iyi bilirler. Aynı şeyi Anayasada da yaptılar. Yani Anayasanın bazı bölümlerini açık yazdılar ama bazı bölümlerini karışık bir şekilde anlaşılmaz bir şekilde yazdılar. Bu şekilde bir Anayasa değişikliği yapılmaz benim bu Anayasa değişikliğinde gördüğüm en büyük eksiklik bu.”

“HUKUK VE YARGILAMA KONUSUNDA CİDDİ SORUNLAR YAŞANACAK”

Bayındırlık ve İskan eski bakanlarından ve TBMM eski Başkanvekillerinden Gaziantep eski Milletvekili Ali Ilıksoy, Pazar günü yapılacak olan halk oylamasında neden hayır denilmesi gerektiği konusunda ise çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ilıksoy, ““Bu Anayasa değişikliğinin en önemli noktası ise şu; yasama, yürütme ve yargı konusunda seçilecek olan Cumhurbaşkanına çok geniş yetkilerin verilecek olması. Bize üniversitelerde Anayasa Hukuku okutulurken, iki sitem vardı. Bunlardan biri Parlamenter Sistem diğeri ise Başkanlık sistemiydi. Burada da başkanlık sistemini incelediğimizde örnek olarak Fransa örneği ortaya çıkardı. Ama bugün gündeme getirilen bu Anayasa değişikliğinde başkana o kadar yetki veriliyor ki, yani tahmin etmek bile mümkün değil. Bu kadar yetki insanı değiştirebilir. Çünkü bu anayasa değişikliği sadece bugün için değil yarınımız, torunlarımız ve geleceğimizin yönetim şekli. Bu nedenle referandumda hassasiyet gösterilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanına yürütmeyle ilgili tüm yetkiler veriliyor. Kararnameler ile de bir anlamda kanun yapabilme alanı daraltılıyor. Bu ne demektir yani parlamento faaliyetlerinin, kanun yapma çalışmalarının bir anlamda yasama organından alıp Cumhurbaşkanlığı makamına vermektir. Bunu Recep Tayyip Erdoğan için söylemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanının yerine başka birisi olabilir. Yarın yapılacak bir seçimde kimin seçileceğimi kim bilebilir? Bu doğru değil. İkinci en önemli konu ise yargı. Şimdi Cumhurbaşkanı gerek HSYK gerek ise Anayasa Mahkemesine atamaları ciddi şekilde kendisi yapacak. Bu yetkililer kullanan birisi karşısında yargılama faaliyeti yapmak mümkün değil. Şimdi Cumhurbaşkanıyla ilgili 301 kişi önerge verecek, 360 kişi soruşturma açılmasını isteyecek, 400 kişi ise Yüce Divana gönderebilecek. Şimdi bütün bunları bir kenara bıraktık, milyonda bir ihtimalle seçilecek kişi Anayasa Mahkemesine gittiğinde üyelerin önemli bölümü seçilen başkan tarafından atanmış kişi olacak. Şimdi o üyelerin hangi şartlar altında karar verebileceği, tarafsız kalmalarını beklemek mümkün değil” dedi.

“YÖNÜMÜZÜ ORTA DOĞU ÜLKELERİNE DÖNÜYORUZ”

Ilıksoy açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Ben hakimlik mesleğinden geliyorum. Geçmişte Cumhurbaşkanı tarafsızlığıyla güven noktasıydı. Şimdi ABD’de yargıya başkan atama yapıyor doğrudur ama hiçbir ülke bizim kadar yargısı siyasallaşmış durumda değil. Yani Avrupacın neresine giderseniz gidin orada hakim vicdanıyla karar verir. Benim için önemli olan yargı. Çünkü bir müşterek hukukumuzu oluşturamasak, herkese aynı düzenlenme uygulanmasa, bana farklı kanun uygulanıyor diğerine farklı kanun uygulanıyor ise işte orada adaletten bahsedilemez. Bunun için yargılama konusunda çok titiz davranılmalı. Yeni Anayasa değişikliğiyle çok büyük sıkıntılar yaşanacaktır. Bunun için hayır diyorum. Şimdi birde seçilmiş Cumhurbaşkanı dışında seçilecek olan başkan yardımcıları da aynı şekilde parlamentoda yukarıda belirttiğimi parlamento sayısına göre yargılanmaları talep edilecek. Bunlar olmayacak duaya amin demektir. Bu şekilde olursa o başkan yardımcısı ve bakan her türlü icraatta bulunur. Diğer yandan bütçe, bütçeler yüz yıllardan bu yanadır meclisler tarafından belirlenir. Daha öncesinde ise kırallar yapıyordu. Sonrasında meclislere geçti. Çünkü milletin parasının nereye nasıl harcanacağını en iyi milletin vekilleri belirler. Ama bu Anayasa değişikliğiyle görüyoruz ki milletin bütçesini de seçilmiş Cumhurbaşkanı yapacak. Bununla da meclisinin kararnameler dışında bütçe yapabilmesi de engellenmiş oluyor. Bu anlattıklarımız doğrultusunda yeni değişiklik ile ülkemiz yönünde Batıdan Avrupa’dan Orta Doğu ülkelerine çevirmiş oluyor. Bu Türkiye’nin hayrına olan bir düzenleme değil.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler