Gaziantep Barosu 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle hazırlanan araştırma raporunu kamuoyuyla paylaştı. Gaziantep Barosu Göç ve İltica Komisyonu tarafından hazırlanan raporda kentte 433 bin 664 Suriyeli sığınmacının yaşadığına dikkat çekildi. Komisyon adına açıklama yapan Avukat Şafak Yılmaz, “Dünyanın her yerinde milyonlarca insan savaş, katliam, kıtlık ve hastalıktan göç etmeye maruz kaldı veya bırakıldı” dedi.
“SIĞINMACILAR KONUSUNDA DAHA ETKİN POLİTİKALAR GEREKİYOR”
Gaziantep Barosu Göç ve İltica Komisyonu adına açıklama yapan Avukat Şafak Yılmaz, Suriyeli Mültecilerin yaşamış oldukları sorunları gündem taşıyarak, Sığınmacıların sorunları konusunda daha etkin politikalar üretilmesi gerektiğini söyledi. Avukat Şafak Yılmaz, mültecilerin karşılaşmış oldukları sorunları gündeme taşıdı. Yılmaz, “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 20 Haziran’ı 2001 yılında “ Dünya Mülteciler Günü” ilan etmesinden bu yana tam 18 yıl geçti. Dünyanın her yerinde milyonlarca insan savaş, katliam, kıtlık ve hastalıktan göç etmeye maruz kaldı veya bırakıldı. Ülkemizin yanı başında sınır komşumuz Suriye Arap Cumhuriyeti’nde savaş ve katliamlardan dolayı 8 milyona yakın insan göç etmek zorunda kaldı. Yaklaşık 4 milyon Suriyeli Türkiye Cumhuriyetinde barınmaktadır. Gaziantep ise 433 bin 664 Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır” dedi.
“ÜLKEMİZ ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YERİNE GETİRMİŞTİR”
“UNHCR verilerine göre Türkiye dünyada en fazla göç alan ülkelerden biridir. Türkiye Cumhuriyeti 4 milyona yakın Suriyeli göçmeni ülkesine kabul ederek tarihsel ve sosyolojik bağlarına sırt çevirmemiş, devletin bütün imkanlarıyla Suriyeli sığınmacıların yanında olmuştur. Bu inkar edilemez. Bu eşi benzeri görülmemiş desteğinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti üzerine düşen görevi insanlık adına fazlasıyla yapmıştır” şeklinde konuşan Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Ancak savaştan kaçıp gelen insanlara sadece yaşam hakkı vermek yeterli değildir. Bir insanın olmazsa olmaz en temel hakkı “ insanlık onuruna” yakışır muamele görmektir.
4 milyon Suriyeliden sadece 30 bininin çalışma iznine sahip olduğu, kayıtsız binlerce mültecinin bulunduğu, Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altındaki yabancıların bulaşıcı hastalığa yakalandığı, sokaklarda mendil satarak ve dilenerek hayata tutunmaya çalışan çocukların olduğu, Suriyeli kadınların şiddete ve istismara maruz kaldıkları bir ülke de onurlu bir yaşamdan bahsedilemez. Türkiye’de mülteciler, Mülteciler Günü’nü yoksulluk, güvencesiz çalışma, sömürü, geleceksizlik, belirsizlik, statüsüzlük, nefret söylemleri ve linç girişimlerinin kıskacında karşılıyor.”
GERİ DÖNÜŞ NOKTASINDA ZORLAMA VAR MI?
“Gaziantep özelinde Gaziantep Valiliğinden ve İl Göç İdaresinden beklentimiz, İl Göç Koordinasyon Kurulu’nun yeniden aktif hale getirilmesi, Oğuzeli Geri Gönderme Merkezindeki dikkat çeken ve her geçen gün artış gösteren ve idari gözetim altındaki yabancıların zorlandıklarını iddia ettikleri “gönüllü geri dönüş” prosedürünün uygulanmasında yaşanan sorunların çözülmesi ve iradesi dışında kimsenin gönüllü geri dönüşe zorlanmaması için önlem ve tedbirler alınması, gönüllü geri dönüş formlarında bağımsız ve tarafsız bir kurumun tanıklığı” diye konuşan Yılmaz sözlerini daha sonra şu şekilde sürdürdü;
“Zuhor Naser, isimli Suriyeli kolon kanseri olan kadın, statüsüz bir şekilde, sağlığa ve ilaca erişimi olmadan hayata tutunmaya çalışmaktadır, bu kişi için acil yardım çağrısında bulunuyoruz. Başta İç İşleri Bakanlığı, Göç İdaresi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığını Dünya Mülteciler Günü’nde aşağıda sıraladığımız acil ihtiyaçların karşılanması ve/ veya düzeltilmesi için göreve davet ederiz; Suriyeli sığınmacıların geçici durumları artık kalıcı bir hal almıştır. Artık kalıcı “entegrasyon” için çalışmalar yapılmalı, Suriyelilerin adli yardıma daha etkin erişimleri için baroların adli yardım bütçeleri yeniden düzenlenmelidir. Sığınmacıların eğitim ve sağlık hakkına erişimlerinin önündeki tüm engeller ortadan kaldırılmalı, AFAD kamplarında kadınlara ve çocuklara yönelik basına yansıyan cinsel istismar iddiaları etkin bir şekilde soruşturulmalı, sorumlular cezalandırılmalı ve etkin önlemler alınmalıdır. Sağlık hizmetlerinin tüm basamaklarının etkin bir şekilde işlemesi için hastanelere yeterli sayıda tercüman görevlendirilmesi yapılmalıdır. Göçmenlerin çocuk yaşta evlendirilmesinin önüne geçmek için ciddi ve etkin politikalar üretilmelidir. Suriye ve dünyanın her yerindeki savaşın son bulduğu, güçsüzün dini, ırkı, cinsiyeti yüzünden ezilmediği, tüm insanların insanca yaşadığı bir dünya arzusu ile göç yollarında hayatlarını kaybeden Aylan Kurdi gibi çocukları ve tüm insanları saygıyla anıyoruz.”