Gaziantep’te 15 yıl büyükşehir belediye başkanlığı yapan Celal Doğan, Gazete Duvar'a önemli açıklamalarda bulundu. Doğan özel açıklamalarında, “Gelmesem hain ilan edilecektim. Gerçekten. Görevden kaçsaydım Antep’i sevmeyen, sahip çıkmayan adam durumuna düşecektim” dedi.
Gelen adaylık baskısını “15 yıl önceki 15 yıllık uygulamaya özlem” olarak değerlendiren Celal Doğan, bu uygulamaları ‘partizanlık yapmama, herkese eşit muamele ve hizmet sonucunda marka bir şehir, örnek bir kulüp yaratma’ olarak sıralıyor.
Adaylığının konuşulduğu günden bu yana binlerce telefon aldığını anlatan Doğan, gelen telefonlar nedeniyle sık sık kesilen röportajda, sadece son 64 saatte 3 bin 150 destek telefonu aldığını anlattı. Bir telefon görüşmesinde, “4 dönem belediye başkanlığı yaptım, 4 damar değiştirdim. Ömrümün kalanını kendim için yaşayayım dedim ama izin vermediniz. Ben geldim, çalışırsanız kalırım” diyerek destekçilerini çalışmaya davet eden Celal Doğan’ın sorularımıza yanıtları şöyle oldu:
‘HDP DÜŞMANLIĞINI AK PARTİ VE MHP’DEN DAHA YUKARI ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORLAR’
Yerel seçim aday belirleme sürecinde adınız gündemden düşmedi. İstanbul için de konuşuldunuz, farklı partilerden Gaziantep için de konuşuldunuz. En son kararınızı verdiniz.Ne yaşandı bu süreçte?
İlk teklif HDP’den geldi. HDP Eş Başkanları “Antep’ten aday olur musunuz” dediler. Ben, “Olmam” dedim. Bu teklif bir daha geldi, yine reddettim. Geçen 2-3 ayda çeşitli kesimlerden de adaylık baskısı geldi ama kabul etmedim. Bu arada bazı CHP milletvekilleri gelerek onlar da aday olmamı istedi. Bu teklife de “Olmaz” dedim. Daha sonra CHP’nin yeni il başkanı aradı ve bu görevi benim adaylığım şartıyla kabul ettiğini söyledi. Kemal Bey’in de “gelsin kapımız açık, eski partisi” dediğini aktardı. Ancak Gaziantep CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifakta İYİ Parti’ye verilmişti. Bu arada İYİ Parti’ye aday belirleme yetkisi verilmişken adımın telaffuz edilmesini istemedim ama “Celal Bey kabul etti” açıklamaları çıktı. Bu arada ittifak görüşmelerinde heyetler kendi aralarında anlaşamadılar. CHP’nin ayrı ayrı girelim dediğini biliyorum. Ancak bu kabul edilmedi. İhtilaf çözülemeyince genel başkanlara bırakıldı. Kemal Bey’in de “Seçimi Celal başkanla kazanırız” dediğini duydum. Ancak bu talebin “Celal Bey mümtaz insan ama tabanımıza anlatamayız” denilerek reddedildiğini biliyorum. Benim gördüğüm HDP düşmanlığını AK Parti ve MHP’den daha yukarı çıkarmaya çalıştıkları.
Olmayınca ne düşündünüz?
Olmayınca sevindim ama bitmedi. Bu kez halktan “bağımsız gir ama mutlaka gir” baskısı gelmeye başladı. Ben de dayanamadım “gözümle göreyim” diyerek bir hafta önce Antep’e gittim. Orada kahvehaneleri gezdim, insanlarla konuştum. Bu arada bir de yer tanzim etmiştik. Bulunduğum süre içinde gelen gidenden çıkamadım. Bu arada kararı verdim. Resmileşmesi için bekledim. Sonra buraya geldik ve ilan edildi. Bu hafta çalışmalara başlayacağız.
İlk teklif HDP’den dediniz ama DSP’den aday oldunuz. Neden?
CHP seçime girmedi. İYİ Parti adaylığıma karşı geldi. HDP ile bir problemim yok. Ama toplumda bir algı var. O algıyla ilgili bir reaksiyon var. O reaksiyon benim reaksiyonum değil. Topluma yerleştirilen yanlış algılardan. Benim de tüm farklı görüşleri birleştirmem lazım. Toplumun yapısı gereği bir parti tercihi gerekiyordu.
Peki HDP desteği var mı?
Benim tekelimde değil. Takdirleri olur. Destekleyeceklerini umuyorum.
KÜSKÜN DEĞİL İTTİFAK DIŞLANMIŞLARI
Bu arada DSP bir küskünler hareketi olarak yorumlanıyor. Diğer partilerde aday gösterilmeyenler DSP’ye geçerek aday oldu. Siz de küskün müsünüz?
Küskün demeyelim. (Gülerek) “İttifak dışlanmışları” diyelim. Benim Gaziantep’teki durumum halk ittifakı. Türkiye’de Cumhur İttifakı, Millet İttifakı var. Gaziantep’te benimki halk ittifakı.
CHP-İYİ Parti ittifakında Gaziantep İYİ Parti’de. Burada oy bölme iddiaları olmayacak mı?
CHP’nin adayı yok. Suni, zorlama, ruhsuz ittifak olmaz. Herkes kendi ruhunu, hissettiği yerde arar.
Gaziantep’te yaklaşık 15 yıl belediye başkanlığı yaptınız ama bu başkanlığın üzerinden de neredeyse 15 yıl geçti. Hem Gaziantep hem de siz değişmediniz mi?
Benim Gaziantep ile irtibatım hiç kesilmedi. Çocuğum orada oturuyor. Köyüm, evim olduğu gibi duruyor. Asla irtibatımız kopmaz. Antep’de “şehir efsanesi” ismimiz var.
Adaylığınız açıklandıktan sonra sizin için “Efsane kalsın” yorumları yapanlar oldu.
Ben de öyle olsun istedim ama “yok” dediler. “Siz görevden kaçamazsınız” dediler.
Yaşınızı gündeme getirenler de var.
Ben de gündeme getirdim, bunların hepsini söyledim. “Bu 15 yılda adam bulamadınız mı? Neden beni zorluyorsunuz?” dedim. Benim tarikatım yok, aşiretim yok. Ağa değilim, fabrikatör değilim. 15 yıl sonra bir insan neden özlenir?
EN BÜYÜK SERVETİM ANTEP’LE ÖZDEŞLEŞEN İSMİM
Peki 15 yıl sonra bir insan neden özlenir?
Çünkü 15 yıl önceki 15 yıllık uygulamayı arıyorlar. Bu ne? Herkese eşit muamele. Partizanlık yapmama ve şehri marka şehir yapma. Gaziantepspor Avrupa’da ses getiren bir takım oldu. Örnek kulüp oldu. Bunları yaptım bir de hayatta avukatlık yaptım. Benim sepetimde bunlar var. Gaziantep’ten toplumsal bir talep geldi. Gelmesem hain ilan edilecektim. Gerçekten. Görevden kaçsaydım Antep’i sevmeyen, sahip çıkmayan adam durumuna düşecektim. Ben sporda centilmenliği getirdim. Belediyecilikte hizmet ve eşitliği getirdim. Sonucunda marka bir şehir, örnek bir kulüp yarattım. En büyük servetim ismimle özdeşleşen bir şehir. Bu en büyük madalya, en büyük onur kaynağı. Şu cümleyi bir belediye başkanı kolay kolay söylemez. 15 yıl görev yaptığım belediyeye ilk girdiğimde, merdivenleri çıkarken parti rozetini il başkanına verdim ve “Bu merdivenlerden partizanlık değil hizmet çıkacak” dedim. 15 yılın sonunda “MHP’li, ANAP’lı ya da DYP’li olduğum için farklı muamele yaptın” diyen olmadı. Bu kadar kendime güvenirim, çünkü hizmeti eşit yaptım. Bugün Gaziantep sanayide 7 milyar dolar ihracat yapıyorsa bizim sayemizdedir.
15 yıl uzun zaman. 80 sonrası neredeyse tüm başbakanlarla çalıştınız. Onların yaklaşımı nasıldı?
15 yıllık belediye başkanlığımda başta Turgut Özal, sonra Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli olmak üzere hepsinin Gaziantep’teki hizmetlere benim kadar katkısı olmuştur. Hiçbir projenin yapılmasında yüz ekşitmediler. Gaziantep’i bir şehir yaptıysak hepsine müteşekkirim.
‘HALKI YİYEN BİR SİLAH İCAT EDİLMEDİ’
AK Parti’nin güçlü olduğu bir kentten aday oldunuz. Kazanabileceğinize inanıyor musunuz?
Ben partiyle yarışmıyorum. Belediyenin arkasında güçlü bir iktidar var ama toplumda en büyük güç halktadır. Halkı yiyen bir silah daha icat edilmedi. Görülen o ki AK Parti oy kaybedecek. Antep’te ben seçime girdiğimde AK Parti’nin oyunu yüzde 40’a düşürdüm. O zaman AK Parti’nin bu kadar dezavantajı da yoktu.
‘MEZARIMDA OT BİTSE DE BARIŞI SAVUNURUM’
CHP’den belediye başkanlığı yaptınız ama şimdi HDP milletvekilliğinden sonra adaylığınız nasıl karşılanıyor?
Mezarımda ot bitse bile barışı savunurum. Ben Türkiye’de barışa katkım olsun diye HDP’ye gittim. Bu barışa katkı da vazgeçeceğim bir halef değil. Mustafa Kemal’in tarifiyle zorunlu olmadığımız sürece savaş bir cinayettir. 2-2.5 yıllık görüşmeler bazıları tarafından istismar edilse de Tayyip Bey’in (Erdoğan) yaptığı en doğru işlerden biridir. Keşke yalnız bırakmasalardı, keşke Tayyip Bey vazgeçmeseydi. Keşke diğer muhatapları da daha hassas davransalardı. Belki kayıplarım olabilir ama bunu izah edeceğim.
Gaziantep için projeleriniz hazır mı?
Gaziantep’e otomotiv sektörünü getirmek, kenti Ortadoğu’nun altın borsası yapma gibi projelerim akamete uğradı. Yapamadılar. Yeni projeler üzerinde çalışmaya başladık. Gaziantepspor Roma’yı yenmiş tek takım. Telaviv, Hollanda’da bilinir örnek bir takım bıraktım. Şimdi elektriği ve suyu kesilmiş, kapısına anahtar vurulmuş, son kalan antrenör malzemesi başka kulübe satılmış bir takım var. O bir tarih ve yeniden canlandırılmalı.