Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde okuyan 25 yaşındaki görme engelli Okan Oruç, gazeteci olma hayaline doğru emin adımlarla ilerliyor. Görme engelini azmiyle aşan Oruç, “Ben aslında bu hayatta imkansız diye bir şeyin olmadığını kanıtladığımı düşünüyorum” dedi.
Doğuştan görme engelli olan Okan Oruç (25), 11 yaşından beri kurduğu gazeteci olma hayaline kavuşabilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Bu yıl Gaziantep Üniversitesi Gazetecilik B ölümü'nü kazanarak hayaline giden yolda ilk adımı atan Oruç, görme engelini azmiyle aşıyor. Derslerini aksatmadan takip eden ve eğitim hayatında başarılı bir grafik çizen fakültenin tek görme engelli öğrencisi olan Oruç, okuldan mezun olup başarılı gazeteciler arasında yer almak için gün sayıyor.
Görme engeli nedeniyle defter, kitap, kalem kullanmadan eğitim hayatını sürdüren Oruç, ders esnasında aldığı ses kayıtlarıyla sınavlarına çalışıyor. Sınavları da sözlü olarak yapılan Oruç, hocalarının desteğiyle dezavantajını hissetmeden eğitimini sürdürdüğünü anlattı. Görme engelli kaderdaşları için farkındalık oluşturmak istediğini belirten Oruç, “Ben aslında bu hayatta imkansız diye bir şeyin olmadığını kanıtladığımı düşünüyorum” diyerek görme engellilere de çağrı yaptı.
“Bir miladın başlangıcına imza atmak istiyorum”
Görme yetisini halk arasında tavuk karası olarak bilinen hastalığa yakalandığı için kaybettiğini söyleyen Oruç, görme oranının her geçen gün düştüğünü ve sonunda tamamen yitirdiğini belirtti. Hikayesinin 15 yıl önce kurduğu bir hayalle başladığını ifade eden Oruç, “11 yaşındayken ben gazeteci olacağım düşüncesi bende hakim oldu. Bu düşünce üzerine inat edip peşinden koştum. Bazı imkansızlıklara ve sağlık koşullarına rağmen biraz geçte olsa hayal ettiğim bölümü kazandım. Şimdi üniversitedeyim ve çok mutluyum. Fakültenin tek görme engelli öğrencisi olmak beni ayrıcalıklı kılıyor. Bu minvalde de Türkiye’de bir farkındalık oluşturduğuma inanıyorum. Bu farkındalığın sayesinde önümüzdeki yıllarda başka kaderdaşlarımın bu bölümü tercih edebileceğini düşünüyorum. Bir miladın başlangıcına imza atmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Ben hayalime inandım”
Fakülte Dekanı Emre Köksalan ve Gazetecilik Bölümü Başkanı Gökhan Gökgöz ile diğer hocaların kendisine ciddi anlamda destek olduklarını sözlerine ekleyen Oruç, “Buradaki eğitim hayatımı inanılmaz rahatlattılar. Ben hayalime inandım. İnandıktan sonra da buraya geldim ve hiç pişman değilim. Sektördeki başarılı gazeteciler arasında yerimi almak istiyorum. Spor muhabiri olmak istiyorum. Ben görme engelli arkadaşlarımızın buradan ailelerine seslenmek istiyorum. Netice itibarıyla bir öğrenci için ailenin arkada durması çok önemli. Benim ailem bana hep güvenlerini hissettirdi. Çocuklarınızı sosyal hayattan soyutlamayın. Okumak istiyorlarsa mümkün olan imkanların tamamını fırsata çevirin” diye konuştu.
“Amacımız dezavantajı ortadan kaldırmak”
İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Köksalan ise Okan’ın dönem başındaki kayıt sürecinde kendisiyle iletişime geçtiğini belirterek, “Çok okuma heveslisi olduğunu zaten bana attığı mesajdan ilk etapta anlamıştım. Eğitim ve öğretim hayatını kolaylaştırmayla ilgili bazı talepleri olmuştu. Halihazırda zaten bizim kampüsümüz engellilere yönelik çok fazla imkan sunmakta. Okan’a da gerekli imkanları sağlıyoruz. Bunlar sadece Okan’a özel imkanlar değil. Kayıt yaptıran tüm öğrencilerimizin taleplerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Sadece görme ve fiziksel engellerde değil imkansızlıklar içerisinde olan öğrencilerimiz için de geçerli. Burada amacımız dezavantajlı olarak burada öğrenim hayatlarına başlayan öğrencilerimizin dezavantajlarını bir biçimde ortadan kaldırabilmek” diye konuştu.