Diyarbakırlı Zeynep Baran (80), geçtiğimiz yıl Sur’da çıkan olaylarda evini kaybetti. Teröristlerin yaktığı evinden tek bir hatırasını bile alamayan Zeynep nine, yok olan hatıralarıyla hayata tutunmaya çalışıyor.
!#**v848&pl=true**#!
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde terör örgütü mensuplarınca kazılan çukur ve güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalar ilçede yaşayan hemen tüm vatandaşları derinden etkiledi. Kentteki çatışmalar nedeniyle evini bırakıp göç etmek zorunda kalanlardan biri de 80 yaşındaki Zeynep nine. Hayatının tamamını Sur ilçesinde geçirmiş, çocukluğu, gençliği ve anneliği burada tatmış olan Zeynep Baran, hayatının en zor günlerini de yine Kurşunlu Camii karşısında bulunan evinde geçirdi. Yüzleri kapalı teröristlerin hemen her gece mahallelerine gelip çukur kazdığını, kendilerinin de korkudan ses çıkaramadığını belirten Zeynep nineye en büyük yardımı bölgeyi teröristlerden temizlemek için operasyona başlayan güvenlik güçleri yapmış. Sıcak çatışmaların yaşandığı günlerde evlerinde ne tüp ne de ekmek bulunmadığı için güvenlik güçlerine sığınan Zeynep Baran, polisin kendilerine getirdiği tüpü gözyaşları ve minnet duygusu ile anlattı. Zeynep nine, çok sevdiği evinden ayrı, hayatının her anını birlikte geçirdiği komşularından uzakta iki odalı bir evde, şimdiki komşularından toparladığı eşyalarla hatıralarını yaşatmaya çalışıyor.
“Yüzü kapalı grup her gün çukur kazıyordu”
Sur’daki evini çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle terk etmek zorunda kalan Zeynep Baran, evlerinin Kurşunlu Camii’nin hemen karşısında olduğunu söyledi. Hayatının hemen her anının orada geçtiğini belirten Zeynep nine, “Çukur kazanların yüzlerini görmüyorduk. Yüzlerini kapatmışlardı kızlar da vardı içinde. Hemen her gün etrafta kazı yaptılar, çukur açtılar. Evden bir adım attığımızda ellerinde silah olanları görünce çok korkuyorduk. Bunlar çukur kazdıktan sonra polisler geldi. Kapımızın önünden her saniye silah ve patlama sesleri eksik olmadı. Her gün çatışma vardı, bir gün büyük bir patlama oldu ondan sonra ben duyma kaybı yaşamaya başladım” dedi.
“Evimi çok özlüyorum, burada hiç kimse yanıma gelmiyor”
Sur’daki çatışmalarda çok zor günler geçirdiklerini belirten Zeynep nine, “Evde mahsur kaldık. Bir gün kapımızın önünde bir polis gördüm. Kendisine aç olduğumuzu, tüpümüzün olmadığını söyledim. Polis hemen bana bir yerden tüp getirdi. Artık evimizde yiyebilecek hiçbir şey kalmadığında oradan çıkmaya karar verdik. Oğlum beni yanına aldığı gibi, surların arkasından koşarak evimizi terk ettik. Bir arabaya bindik, nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Sonra önce kızımda ardından oğlumun yanında bir müddet kaldım. Daha sonra küçük bir ev kiraladık. Sonra komşularımdan evimizin yakılıp yıkıldığını öğrendim. Dikiş makinem, kanepelerim, üç tane teybim, hatıralarım hepsi o evde gitti. Yıkıldıktan sonra evime gittim bir baktım her şey harabeye dönmüştü. Evden arkamıza bakmadan ağlayarak çıkmak zorunda kaldık, yanımıza hiçbir şey almadık. Daha önce yardım alıyorduk, oğlumu işe aldıkları için bütün yardımlar kesildi, İş-Kur üzerinden geçici işçi o da. Ben de oğluma 'sen sigortalı çalış benim yarınım belli değil' dedim. Eski evimi çok özlüyorum, her gün misafirim geliyordu burada kimse gelmiyor yanıma. Allah buna neden olanlara hakkımızı bırakmasın” diye konuştu.