Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ)İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd.Doç. Dr. Bilal Çıplak, Humbold Üniversitesi tarafından, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve akademik işbirliği konularında fikir paylaşılması için Almanya'ya davet edildi.
Rejim değişikliği, radikalleşme ve mülteci konularında uzmanlık sahibi olan Bilal Çıplak, Alman akademisyenlerle Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki ve Almanya’daki durumları, karşılaştıkları sorunlar ve iki ülkenin Suriyeli mültecilere yönelik politikalarını tartıştı.
Gezisinde pek çok tespitlerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Bilal Çıplak, gezisi boyunca yaşadıklarını “Yolculuğuma Almanya’nın Dusseldorf şehrinde başladım. Dusseldorf şehrinden sonra Almanya’nın bir diğer kenti olan Bielefeld’i de gezme imkanımız oldu. Bielefeld değişik etnik kökenlerden gelen Türklerin yoğun yaşadığı bir yer. Dusseldorf ve Bielefel arasında kalan bölge aynı zamanda Almanya’nın en büyük şirketlerine ev sahipliği yapıyor. Bu yüzden buralarda Türkiye’den göç etmiş çok sayıda işçi aile bulunuyor. Bu aileler, Almanya’nın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmişler ve Türkiye siyasetini yakından takip ediyorlar. Ekonomik açıdan, Türklerin Almanya’ya olan katkıları çok yüksek düzeyde. Zaten Bielefeld Üniversitesi’nde çok yoğun bir Türk öğrenci nüfusu ve bu öğrencilerin kurmuş oldukları faal öğrenci kulüpleri var” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Çıplak, “Bielefeld’den sonra Almanya’nın başkenti Berlin’e gittim. Berlin merkezde bulunan Humbold Üniversitesi’nin “Avrupa Etimoloji (köken bilimi) Araştırmaları Enstitüsü”nde Alman akademisyenlerle buluştuk. Orada Hasan Kalyoncu Üniversitesi Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (KalMEC) ve Humbold Üniversitesi Göç ve Entegrasyon Merkezi arasında işbirliği olanaklarını tartıştık. Halihazırda HKÜ’de yaptığımız Araştırmalardan bahsettik. İki merkez arasında işbirliğini çok güçlü bir şekilde desteklediklerini dile getirdiler ve bu işbirliğinin kurumsallaşması gerektiğini onlarda onayladılar” şeklinde konuştu.
HKÜ ALMAN ÜNİVERSİTELERİYLE AKADEMİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMALARINI ARTIRIYOR
Bilal Çıplak, “Projeler ile ilgili görüştüğümüz konulardan bir diğer önemlisi karşılıklı işbirliği imkanıydı. Ben Almanya’daki ve Türkiye’deki Türk gençlerinin neden ve hangi süreçlerden geçerek radikalleştiğini araştırdığımı söyledim. Ben araştırma konumla ilgili kısa bir sunum yaparken onlarda dikkat kesilmiş dinliyorlardı. Bu araştırma konusunun çok önemli olduğunu ve bu içerikte bir araştırmanın bir parçası olmayı istediklerini, özellikle Avrupa ayağı hakkında yardımcı olmaktan mutluluk duyacaklarını dile getirdiler. Hatta kendi merkezlerinin direktörünün de ayni konu hakkında araştırma yaptığını ve bizimle tanıştırmak istediklerini belirttiler. Ertesi gün onunla tanışmak için gittiğimizde Almanya’ya sığınan Suriyeli savaş mağdurları üzerine röportaj vermek için şehir dışına gittiğini öğrendik.
Toplantıda bulunan Alman akademisyenler özellikle Suriyeli mülteciler konusunda yapılacak araştırmalarda birlikte hareket etmek, Türkiye’nin ve “HKÜ Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (KalMEC)”nin bu alandaki tecrübesinden faydalanmak istediklerini belirttiler. Türk asıllı Alman akademisyen Serhat Karakayalı’nın da, “Alman sivil toplum örgütlerinin mültecilere yaklaşımı” üzerine bir inceleme raporu hazırladığını ve basınla paylaştığını öğrendik. Alman Basınının kendileri ile mülteciler hakkında görüşmek için yoğun bir ilgi gösterdiğini de dile getirdi” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Bilal Çıplak, araştırma gezisinin son gününde, HKÜ İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezer Özcan ile birlikte Humbold Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Erasmus Koordinatörü Prof. Dr. Karin Lohr ile görüştü, iki üniversite arasında araştırmacı değişimi yapılmasına yönelik bir karara varıldı. Yapılan işbirliği anlaşmaları sonucunda mastır ve doktora öğrencileri de bu işbirliği kapsamında Humbold Üniversitesi’ndeki akademik imkanlardan faydalanabilecekler.
ALMANYA’DA MÜSLÜMAN GENÇLERİN RADİKALLEŞMESİ
Dr. Çıplak radikalleşmenin tüm demokratik toplumları tehdit eden bir unsur haline geldiğini belirterek, “Radikalleşmenin Psikolojik, Ekonomik, Sosyal ve elbette Çevresel sebepleri var. Almanya ve Türkiye gibi farklı kültürel, ekonomik ve siyasi çevrelerde yetişmiş Müslüman gençler radikal örgütlere katılabiliyor. Dr. Çıplak, bu konuda radikal örgütlerin eleman kazanma stratejilerine dikkat çekiyor. Ayrıca, Dr. Çıplak’a göre, Antropolojiden doğmuş olan “Etnografik Metot”, radikalleşme alanında araştırmacılara önemli fırsatlar sunmakta. Bu metoda göre radikalleşen gençlerin neden ve hangi süreçlerden geçerek radikalleştiklerini anlamak için onlarla aynı ortamlara girerek, onların tavırlarını, davranışlarını, arkadaşlarıyla sohbetlerini gözlemlemek, kendi grubundan olanlara ve olmayanlara yönelik reaksiyonlarının üzerinde durmak ve incelemek gerekiyor. Dışlanma, arkadaş grubuna kabul edilmek için o grubun kurallarına uyum sağlama ve eleman kazanma stratejilerinin, gençlerin radikalleşme sebepleri açısından bakılması gereken en önemli unsurlar” ifadelerini kullandı.