Ramazan ayında beslenme konusunun püf noktalarını anlatan beslenme uzmanları, oruç tutulmayan bölümde 3 öğünün tamamlanmasının gerekliliğini anlatarak, sahur öğününün atlanmaması konusunda uyarılarda bulundu.
Diyetisyen Saadet Tayşi, oruç tutan insanın yaklaşık 17 saat aç kalacağını hatırlatarak, iftar ve sahur arasındaki oruç tutulmayan 7 saatte 3 öğünün tamamlanması gerektiğini ifade etti. Sahur öğünün ise atlanmaması gerektiğini vurgulayan Tayşi, "Ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısıdır. Oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas alınmalıdır. Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak gerekir. Ramazan ayında öğünler sahur ve iftarda iki ana öğün ile birlikte iftardan sonra 2,5 saat aralıklarla ara öğün olarak düzenlenmelidir. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir" dedi. Sahurda beslenme konusunda uyarılarını sürdüren Tayşi, "Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı ile yaklaşık 17 saat aç kalacağız. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır.Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve tok tutucu, yağlı olmayan besinler tercih edilmelidir" dedi.
İFTAR NASIL YAPILMALI?
Tayşi, iftar ve sahurda aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulmasının uygun olduğunu belirtti. İftar için hazırlanan yemeklerin yenilmesi sırası hakkında da bilgiler veren Tayşi, "İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi gibi yüksek olan gıdalar yerine, bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tercih edilmelidir. Günde ortalama 2- 2,5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları içmeye özen gösterilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmelidir" uyarılarında bulundu.
"İFTARI HIZLI YAPMAYIN"
Diyetisyen Tayşi, iftar vaktindeki zengin sofraların orucun açılması ile birlikte kısa sürede tüketildiğine dikkat çekerek, iftar yemeğinin hızlı yenmemesini istedi. Tayşi, "Ramazan'ın ayında sofralarda bolluk ve bereket vardır. Oruca niyetli olan kişilerin kan şekerleri düşmektedir. Ezanın okunması ile birlikte düşük olan kan şekeri nedeniyle insanlar daha fazla miktarda besin tercih etmektedir. Yapılan en büyük hatalardan birisi çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Kısa zamanda çok fazla besin tüketimi ile enerjisi yüksek besinler yenilmekte ve kilo alımı ortaya çıkmaktadır. Yemekleri hızlı yemekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır" ifadelerine yer verdi.
REFLÜYE DİKKAT
Diyetisyen Saadet Taysi, Ramazan ayında en sık karşılaşılan hastalıklardan birinin reflü olduğunu belirterek, "Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunlardan biri de mide içinde bulunan yemek ve asitin yemek borusu içine doğru geri kaçması olarak tanımlanan reflüdür. Ramazan ayı rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerilerinde yağ tüketimi dikkat çekmektedir. Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği gibi bazı hastalıklarda veya hamilelik ve emziklilik gibi özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir’’ şeklinde konuştu.
YEMEKLERİ PİŞİRME YÖNTEMLERİ
Tayşi, Ramazan ayında yemekleri pişirme yöntemlerinin de büyük önem taşıdığını anlatarak, "Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır. Ramazan ayı bedenin ve nefsin tutulduğu bir dönemdir. Gücümüzün olduğu kadar yemek yemek değil, paylaşma ayıdır. Aç olan insanların neler hissettiği, tokluğun sadece nefise hizmet ettiğini anladığımız bir aydır. Ramazan ayı, aslında yemek israfını engeller" dedi.
Tayşi, Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.